Boks tarihinin en ikonik isimlerinden biri olan Mike Tyson, benim çocukluğumda boksa ilgi duymayanlara da kendini tanıtacak cinsten bir üne ulaşmıştı. Rakibinin kulağını ısırdığı o skandal anı sağır sultan bile duydu o dönem. 19 yıl sonra profesyonel bir dövüş için ringe döndü. Dönerkenki motivasyonu ise boks sevenlerin ikiye bölünmesine sebep oldu. Çünkü bu kez rakibi, bir YouTuber ve ‘yeni nesil boksör’ olan Jake Paul idi. Türkiye saatiyle sabaha karşı başlayan bu mücadele, Teksas’taki AT&T Stadyumu’nda 70 bin taraftarın önünde ve Netflix’in canlı yayınında milyonlarca izleyiciyle buluştu. Tyson, 58 yaşında ve eski formundan uzak bir performans sergilerken, 27 yaşındaki Paul’un gençliği ve enerjisi galibiyeti getirdi. Ya da iki tarafta birbirini pek de zor duruma düşürmeden, önlerine koyulan ve algılaması çok da zor olmayan senaryoları hayata geçirdiler. Yorumlaması izleyenlere kalmış…

Normalde 12 raunt ve 3’er dakika süren bir sistemle oynanan boks mücadeleleri, bu maça özel 8 adet ikişer dakikalık rauntlar halinde yapılan bir yapıya büründürülmüş. Bu aslında kabul edilebilir bir durum. Fakat maç esnasında Tyson yalnızca 18 isabetli yumruk atabildi. Paul ise buna 78 yumrukla karşılık verdi ve jüriden 80-72, 79-73, 79-73’lük skorları cebine koyup galibiyetini aldı. Tyson, maça başlarken bir kahraman gibi karşılandı ancak maçın sonlarına doğru taraftarların yuhalamaları arasında ringden ayrıldı. Herkesin aklında sürekli “Değdi mi?” sorusu vardı haliyle. Mücadelenin malum sönük atmosferi ve heyecansız gidişatı, izleyenlerin çeşitli tepkilerini beraberinde getirdi. Tyson’ı gençliğinde izleyenler için bu dövüş, efsanenin mirasına yakışmadığı gerekçesiyle eleştirildi. (Bunun Tyson’ın pek de umrunda olduğuna emin değilim.) Bir kısım insan da “O kadar parayı bana verseler ben de çıkıp rezil olmayı kabul ederdim” şeklinde bazı pragmatist söylemlerde bulundu… Öte yandan Paul, boks dünyasına yaptığı alışılmadık girişle kariyerini bir tık sağlamlaştırdı ve kazandığı 30 milyon dolar ile etrafındaki herkese yetecek cinsten bir meblağı hesabına koydu. Bu süreçte kaybeden kim oldu? Bence ringe en yakın koltuklara milyon dolarlık bilet parası ödeyenler oldu. Hakikatli bir dövüş izlemek için daha fazla ne kadar para verebilirlerdi diye düşünüyor insan…

Netflix’in Dövüş Sporlarındaki İlk Adımı

Bu mücadele, Netflix’in dövüş sporlarındaki ilk canlı yayınıydı. Platform, spor yayıncılığına girerek yeni bir izleyici kitlesi kazanmayı ve geleneksel spor yayıncılarına meydan okumayı hedefliyor. Ancak bu girişim, hem olumlu hem de eleştirel yorumlar aldı. Bazıları, Netflix’in ABD’deki meşhur “izle ve öde” konseptini iyice yıkmaya çalışan yenilikçi bir adım attığını düşünürken, diğerleri bu tür etkinliklerin platformun imajına zarar verebileceğini savunuyor. Bana sorarsanız platformun yıkabileceği cinsten bir imajı yok, o yüzden bu tarz atılımlara çok mesafeli değilim. Fakat işin teknik ve operasyon kısmında büyük skandallar yaşandı. Dünyanın her tarafından Netflix izleyicileri yaşadıkları yayın kesintilerinden dolayı farklı ortamlardan maçı izlemek zorunda kaldı. Normal şartlarda streaming açısından başarılı bir altyapısı olan Netflix’in, iş yoğun talep gören bir canlı yayına geldiğinde bu yükü kaldıramaması, bu maçın pazarlamasına ayrılan bütçeler düşünüldüğünde biraz kekremsi tat bırakıyor ağızlarda…

Bu maç, boksun değişen dinamiklerini ve Netflix gibi yeni oyuncuların sporda nasıl bir rol oynayabileceğini sorgulatan bir dönüm noktası oldu. Tyson’ın ringe vedası mı yoksa Netflix’in spor dünyasına kalıcı bir girişi mi? Bunu zaman gösterecek. Halihazırda HBO’nun hizmet verdiği ülkelerde spor yayıncılığı açısından ciddi bir mesafe katettiğini söyleyebilirim. Fakat Netflix bu organizasyonda kullanıcılarına vadettiği deneyimi hem teknik anlamda sunamaması, hem de maçın gerçekliği ve kurgu olma ihtimali arasında olanları net bir şekilde ayıracak derecede vasat bir mücadele izletmiş olması, Netflix’i kaybedenler listesinde pahalı biletler alan zenginlerin yanına eklememiz için yeterli diye düşünüyorum…

Kapak Fotoğrafı: nbcnews.com

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan En İyi Boks Filmleri