Miniatur Wunderland: Paralel Evrendeki Minyatür Dünya
İçinde gerçek bir dünyanın döndüğü, hayatın aktığı bir müze düşünün. Aslında müze demek de yetersiz, adeta dünyanın paralel evrendeki bir başka versiyonu ama minyatür olarak. Evet bahsettiğim yer, Hamburg’da bulunan Miniatur Wunderland.
İlk olarak ziyaret edenlerde nasıl bir etki bırakabileceğinden bahsedeyim. Bunun için de insanları iki gruba ayıralım. Benim de dahil olduğum çocukluğunda Milliyet gazetesinin verdiği ev maketleriyle uğraşmış; Majorette, Matchbox gibi markaların maket arabalarını biriktirmiş, şu anda bile evi tren maketleriyle kaplama düşüncesini kafasından atamayan, ama gerek maliyet gerekse de 3 – 4 maketle yetinmeyip tüm evi kaplayacağından emin olduğu için kendini frenleyen hafif çılgın gruptaysanız burası sizin için cennettir ve günlerce orada kalmak istersiniz. Yok eğer böyle şeylere çok fazla ilgisi olmayan daha normal insanlar grubundaysanız da çok güzel zaman geçirebileceğiniz, farklı bir deneyim yaşayarak çok büyük ihtimal mutlu ayrılacağınız bir tatil ya da gezi aktivitesi olacaktır.
Frederik ve Gerrit Braun isimli iki kardeş ve iş ortakları Stephan Hertz tarafından 2001 yılında açılan Miniature Wunderland ile ilgili biraz rakamlardan bahsedelim. 1040 tren, 9250 araba, 4110 bina var. Ray uzunluğu 15400 metre. Maliyeti 39 milyon euro. Buraya paralel evrendeki bir dünya benzetmesi yapmıştım. Gerçekten de evren gibi burası da genişlemeye devam ediyor. Monaco ve Karayipler gibi çeşitli bölümler inşaat halinde. Mesala oradayken Atacama Çölü’nün yapım atölyesini gördüm. Şu an Almanya’nın çeşitli bölümleri, Knuffingen isimli kurgusal bir kasaba, İsviçre, Amerika, İskandinavya, İtalya – Venedik, Avusturya, Patagonia, Rio De Janeiro gibi bölgelerin maketleri var.
Giriş biletini kendi sitesinden online olarak alabiliyorsunuz, bunun avantajı, seçtiğiniz giriş saatinde kuyruk beklemeden içeri girebiliyorsunuz. Örneğin; 12:00 – 12:30 arasını seçip bilet aldığınızda o zaman aralığında kuyruk beklemeden giriş yapabiliyorsunuz. Girdikten sonra zaman kısıtlaması yok, kapanışa kadar kalabilirsiniz. Kapanış saatleri gün gün değiştiği için gitmeden kontrol edin. Fiyatlar ise 20 euro. Ancak sabah erken ya da kapanışa yakın saatlerde giriş yaparsanız 14 euroya kadar düşebiliyor. Kapıda bilet alıp girmek isterseniz kuyruk bekliyorsunuz.
Şimdi biraz içerde nelerle karşılaşacağınızdan örnekler vereyim. Bir kere maketlerdeki detaylar inanılmaz ve çoğu hareketli. Model trenlerde dünyanın en büyük müzesi burası ve haliyle başrolde trenler var. Ancak tren dışındaki diğer şeylerde muhteşem. Dünyanın çeşitli ülkelerinin modelleri var demiştim. Mesela İskandinavya bölümünde hayat karlar içinde devam ediyor. Trenler karların içinden geçerek yol alıyor. Patagonya’da penguenler karadan suya atlıyor ya da bir buz dağının parçası kopup suya düşüyor. Almanya’da yangın oluyor itfaiyeler olaya müdahale ediyor. Drive in sinema modeli bile var. Dev bir stadyum konseri ya da taraftarla dolu büyük bir futbol maçı karşılaşacağınız şeylerden bazıları. Futbol maçında futbolcular hareketsiz maketlerden oluşuyordu, bunu üzerine içimden keşke hareketli olsaydı diye geçirirken, kısa bir süre sonra Rio De Janeiro bölümünde favelalarda sokakta oynanan futbolun hareketli olduğunu görünce hayali olarak müzenin “Sen yeter ki iste” dediğini duyuyorum.
Öyle şeylerle karşılaşıyorsunuz ki bir an kendi kendime sırıttığımı fark ettim. Las Vegas gerçeğine uygun olarak şıkır şıkır. Bu arada müzede devamlı gece ve gündüz döngüsü yaşanıyor. Böylece hayatın gerçek simülasyonu yapılıyor. Bir lunapark modeli var, gece olduğunda Las Vegas gibi muhteşem bir görüntü ortaya çıkıyor. Dünya dışı olaylar da var. Mesela ufo geliyor ya da bir evin içindeki Pinokyo’nun burnu uzuyor. Bu arada bölümlerde çeşitli düğmeler var. Onlara basarak pek çok şeyi hareketlendirebiliyorsunuz. Müzenin eksi diyebileceğim iki yönünden biri bununla ilgili. Düğmede neyi hareketlendirdiğiniz yazıyor ama çok fazla maket olduğu için bazen nereye hareket verdiğinizi bulamıyorsunuz. Mesela bir evin içinde ya da büyük bir apartmanın katında bir insanı hareketlendirdiğinizde, onu bulmak çevrenizde kalabalık olduğu için kolay olmuyor.
Diğer eksi yönü de çok kalabalık olması. O kadar çok ağzınızı açık bırakacak detaylı şeyler var ki anlatması cidden zor. Bir havaalanı bölümü var, devamlı uçaklar inip kalkıyor. Havaalanlarındaki iniş kalkış bilgi panosunun aynısı bile mevcut. Oradan dakika dakika inip kalkacak uçakları takip edebiliyorsunuz. Ben oradayken THY’nin uçağı inecekti 5 dakikaya, ancak iniş saati değiştiği için bekleyemedim. Terminal, uçak bakım hangarı vs. her bölüm ve detaylar inanılmaz.
İsviçre’de kayak merkezleri, teleferikler, Rio’da karnaval, plajda denize girenler, fly surf yapanlar, helikopter vs yok yok. Büyük bir maket bulut var, içinde şimşek çakıyor ve gök gürültüsü geliyor. Yine Patagonya bölümünde Drake Boğazı’nda projeksiyonların yardımıyla yapılmış fırtınaya yakalanmış balıkçı tekneleri var ki çok gerçekçi duruyor. Bu anlattıklarım müzedeki maketlerin, olayların çok çok küçük bir kısmı. Gerçekten tüm detaylara hakim olacak şekilde gezmeniz, sabahtan akşama kadar kalsanız bile bence tek günde pek mümkün değil. Bu arada müzenin içinde bir şeyler yiyip içebileceğiniz bir kafeyle, alışveriş yapabileceğiniz bir bölüm de var. Hamburg’a yolunuz düşerse mutlaka uğrayın, ya da (benim gibi böyle bir tutkunuz varsa) sırf bu müze için Hamburg’a gidin. Miniatur Wunderland’de sadece mecazi anlamda değil, gerçekten dünya ayaklarınızın altında olacak.
Kapak Fotoğrafı: Gürkan Sonat
İlginizi çekebilir: Melis Esin’den Hamburg Notları
İlk yorumu siz yazın!