Moda Kuralcıları
Modanın politik kapsamda incelenmesi, modanın kurallarını ve ifadelerini sorgulayan, bu sene yaşanan lansmanlar ile ilgili bir izlenim…
Yeniden olaylı bir moda haftası döneminin içindeyiz. Podyuma sivilcelerle çıkan mankenlerden, düpedüz ülke politikalarını eleştiren koleksiyon tanıtımlarına kadar, yaşamla ilgili tüm değişimlerin elitist düzene taşınışını izliyoruz. Bu senenin en büyük trendi, farkındalık. Çok eleştirilse de dünyada “söylediğin söz hakkında fikir sahibi olma” kendini artık kendini lüks modanın gözü önüne çıkardı. İnsanların cinsel kimlikleri, bir süredir modanın yüzünü çevirdiği küresel ısınma, aşırı tüketim gibi sorunların artık modada yerini bulması çok tartışılan bir konu oldu. Elbette bir firmanın bu ideolojileri ne kadar benimsediği, ne kadarının daha çok satmak için bir aracı olarak kullandığı farklı olay, onu da siz değerli okuyucuların naçizane eleştirilerine bırakıyorum.
Beni en çok düşüren olay da bu hafta Milan Moda Haftası’nda podyum girişine asılan “Milan Moda Haftası Erdoğan’ın Faşist Devletine Karşı Direnişi Destekliyor” flaması oldu. Elbette bir moda yazarı olarak bu durumun politik yanları benim yazabileceğim bir konu değil, ancak bu flamayı görmek beni çok düşündürdü. Biraz üzerinde düşününce, aslında faşizm her zaman modayla bağdaştırılan bir sistem değil midir? Zayıf değilsen, o seneki trendleri giymiyorsan B sınıfı sayıldığın, genelde kuralların yaşı geçmiş beyaz erkekler tarafından kurulduğu bir sistem. Moda da aslında politika gibi sığ ve yüzeysel değil midir? Belki de moda da artık devletler gibi önceden yaptığı hatalardan ders alıyordur belki. Hani Eurovision’un gay sporu sayılması gibi, belki de moda da gaylerin birbirlerine kural dayatabildikleri bir sistemdir.
#H&M Conscius Collection
Bu farkındalık modasının hazır giyim sektörüne ulaşmasının öncülerinden olan H&M geri dönüştürülmüş/tekrar geri dönüştürülebilen kumaşlarla ürettiği ‘farkında’ koleksiyonda, aynı bir politikacının yaptığı gibi kirlenme olgusuna kendi bakış açısıyla yaklaştı.
Hindistan, Tayvan gibi az gelişmiş ülkelerde akılalmaz koşullarda çalıştırdıkları işçi haberleri yankılanırken bir yandan, doğaya saygısını gösteren koleksiyonları kafa karıştırdı. Tabii, ben de H&M’den alışveriş yapıyorum, ürünleri kaliteli, fiyatları uygun. Tükettiğimiz her ürün için ödememiz gereken bir bedel olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bu yazıyı yazma amacım bir aktivist edasıyla nereden alışveriş edip-etmeyeceğinizi dikte etmek değil, sadece yediğiniz etin nereden geldiğini hatırlatmak.
Zara’nın Gender-Neutral Koleksiyonu
Will Smith’in filozof kırması oğlu Jaden Smith’in bir markanın tanıtım görsellerinde etek giymesi, Caitlyn Jenner’in yaşadıklarının tartışılmaz popülaritesinden yararlanmak isteyen Zara, ilk cinsiyetsiz koleksiyonlarını beğeniye sunacaklarını açıkladıklarında oldukça ilgi görmüşlerdi. Tabii modanın her yerinde olduğu gibi günün sonunda koleksiyon ortaya çıktığında her şey ortaya çıktı. “Farkındalık” trendini kesinlikle yanlış anlayan Zara’nın “cinsiyetsiz” soğuk renkli (koleksiyonda siyah ve gri olmayan iki-üç soluk mavi), erkek kalıplı ‘basic’ kesimlerin bollaştırmış hallerini, cinsiyetsiz olarak lanse edip, bir de sınırlı koleksiyon olması nedeniyle kendi fiyat skalasından yükseklerde tuttukları bu koleksiyon halkın gülünç tepkisiyle karşılaştı. Sanırım bazı şeylerin bir gecede değişmeyeceği konusunda hemfikir olmalıyız.
Ancak elbette güzel şeyler de olmuyor değil. Ünlü modaevi Moschino’nun kreatif direktörü Jeremy Scott’un Barbie bebekler için özel olarak hazırladığı koleksiyonun tanıtım filminde adeta ufak bir Jeremy Scott’ın barbie bebeklerle oynadığı bir görselin bulunması birçok yayından ve halktan pozitif geri dönüşler aldı. Bence Bay Scott’ın en önemli özelliği “bir şeyi yapacağını duyurmak” yerine, düşündüğü ideolojiyi yaptığı işin iliklerine işlemesi. Yine bunu yaparak, bütünlüğün içine sokması işin iticiliğini yok etmiş oldu.
Unutmayalım, moda tasarımcıları da politikacılar gibi bize bildiğimizden daha farklı ve faydalı yollar bulmak için varlar, bir şeyin vitesini bu kişilere vermemizin sebebi de bu. Sadece başkasının sizin için kararları vermesine izin vermemeniz gerekiyor.
Sağlıcakla giyinin.
Önüne gelenin "moda bloggerı" olduğu ortamda böyle kaliteli moda yazıları da okuyabilmek çok güzel. Yazılarını zevkle ve merakla okuduğumu söylemek istedim.
Çok teşekkürler yorumunuz için. Bu güzel sözlerinizi altın plakaya yazdırıp, Hermés çantama işleteceğim.
O zaman keşke daha havalı bir laf etseydim 😀