theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
Eser Hanım yazınızda öyle konulara değinmişsiniz ki müzik üzerine sürekli düşünen, kafa yoran, geçmişte de akademik çalışmalar yapan biri olarak kısa bir yorum yazmaktansa ayrı bir yazı kaleme alacağım. Çok önemli konular bunlar çok...
Zümrüt'ü duydum ama hiç gitmedim. İlk iş Nuri Toplar'a gideceğim. Anneme de alacağım; gördüğüm en büyük Türk Kahvesi tiryakilerden biridir.
Çok teşekkür ederim, çok sevindim beğendiğinize.
Bir şey itiraf edeyim: Ben espresso severim, Türk Kahvesini sadece bayramlarda ve ağır şerbetli bir tatlı yedikten sonra içerim. Bu arada ilginçtir Eminönü'nde her zaman Kurukahveci Mehmet Efendi önünde izdiham olur hele de bayram öncesinde. Şu günler geçsin; önce gidip Şahin Döner, üzerine bir baklava sonra da iyi bir kahve... Onun dışında elbetee espresso 🙂 Yazınız hayatımızın küçük anlarının aslında ne kadar önemli olduğunu hatırlattı. O yüzden boşuna dememişler bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır diye.
Evet... ilginç biçimde 80ler üzerine çok düşündüğüm bir dönem oldu. sanırım 45'i devirince..
Ben de sabah Pet Shop Boys'un 1987 tarihli Actually albümünü dinledim. İyi denk gelmiş...
Bu konuyla ilgili bir söz aklıma geldi: sosyalizm parayı feminizm kocayı bulana kadar... Bir de Zülfü Livaneli'nin Sis filmde aynı apartmanda oturan bir yaşlı çift bir genç kadın ile karşılaşır. Yaşlı adam karısına döner: 'Feminist diyorlar'. Karısı sorar: 'Feminist ne' Adam cevap verir: 'Orospu gibi bir şey'. Tabi Türkiye 80lerin başından günümüze kadın hareketi ve kimliği alanında önemli yol kat etti ama hala yolun ortasına bile gelmedik. Bir ekleme: radikal feminist hareketleri veya radikal kadın hareketleri ne kadar da marjnal olsalar toplumun geneli için feminismi temsil ediyorlar bazı durumlarda. Öte yandan ataerklil sistemin devamında, kendisini yeniden üretmesinde kadınların rolü da ayrı ve önemli bir akademik, politik ve toplumsal bir tartışma. Elinize sağlık...
Bunlar içinde benim favorim ki özellikle kısa bir süre Çiftehavuzlar sahilinde yaşadığım sırada hemen her gün önünden geçtiğim Cemiz Topuzlu - İpar Köşküdür. İpar Ailesi'nin hikayesi ise gerçekten çok ilginç.. Aklıma Nora Şeni'nin Osmanlı'nın son döneminin en önemli ailesi Komondo'lar hakkında yazdığı kitap geldi. İpar Ailesi'nin hikayesi Thomas Mann'ın Buddenbrooklar romanı gibi devasa bir aile romanı olarak da yazılabilir Şeni'nin yaptığı gibi bir dönemin sosyo-ekonomik ve sosyo-politik ortamını bir aile üzerinden anlatacak bir mikro-tarih çalışması olarak da. Hele de Hayri İpar'ın Beverly Hills dönemi, oğlu ve kızının Rita Haywoth ve Gary Grant ile ilişkisi olduğu iddiaları da uzun bir film olacak kadar da sansasyonel. Visconti bu aileden bir The Damned çıkarır mıydı? Elinize sağlık, yazınız unutulmuş bir tarihi hatırlamama yol açtı.
Hocam eline sağlık. Burada bahsettiğin yapıtların çoğunu okumak olmaktan da ayrıca mutlu oldum. Özellikle Behçet Necatigil ve Nurdan Gürbilek'e değinmen çok iyi. Ben de Necatigil'in ev ile ilgili çok sevdiğim şu şiiri ile katkı yapayım: Yandı sokak lambaları/ mum alevi pervane/
Şeytanca sırıtır fosforlu camlar
Gördüm zifir sarısını dükkan vitrinlerinde
Belliydi biliyordu bezgindi
Evimize gidelim.
Alay eder küçümser eziliriz girsek
Hep paraya saygı camlar
Camların ardı sırnaşık kirli
Yapışkan çarpar
Evimize gidelim .
Bir yanı var ömrümüzün kırık
Farlar büyültür gecede
Garipsi türkülere özgün
Başlamadan yollar
Evimize gidelim.
En sevdiğim ressamlar biridir ve ikonik portreleri ile portre resminin en önemli birkaç isminden biridir. Kütüphanemde bir kaç kitap var Modigliani üstüne.. Bu arada filmi çok beğenmem. Elinize sağlık.