Münih ile ilgili ilk bahsedilmesi gerekenler; gelişmiş otomobil sanayi, yaygın metro ağı, refah seviyesinin yüksekliği ve ünlü Alman disiplini değil aslında. Roma İmparatorluğu’ndan bu tarafa gelen tarihi, klasik müzik ve opera, Alp Dağları ve Oktoberfest Münih’in simgeleri… Bavyera’nın başkenti olan şehrin ayırt edici özelliği soğuk hava ve gri tonlardan çok yeşil renk sanırım. Münih diğer Alman şehirlerinden farklı olarak daha rahat ve keyfine düşkün insan popülasyonuna ev sahipliği yapıyor. Almanlardan farklı olmalarının sebebi ise, kendilerinin belirttiği gibi buranın Almanya değil Bavyera olması.

Konum

Münih oldukça temiz, sistemli (Bir Alman klasiği!), güvenli ve şehir sakinlerine oldukça kolaylıklar sunan bir şehir. Diğer Alman şehirlerine göre refah seviyesinin oldukça yüksek olduğu çok net fark edilebiliyor.

Münih’te Ulaşım

Havaalanından şehir merkezine en kolay ulaşım yolu S Bahn tren hattı. Saat yönünün tersine ilerleyerek şehir merkezine varan S1 hattı ve saat yönünde ilerleyerek şehir merkezine ulaşan S8 hattı farklı yönlerden gitse de şehir merkezi Marienplatz’a ulaşıyorlar. Not: ‘Havaalanı-Flughafen’ yazan vagonlara binmeye dikkat etmek gerekiyor, yoksa uzay gemisinden ayrılan kapsüldeki yolcular gibi Marienplatz yerine şehrin başka köşelerine gitmek mümkün!

Şehirde ulaşım için yürümek yine bence en iyi alternatif olsa da ciddi bir ulaşım altyapısı mevcut. Günlük ve daha uzun süreli biletlerden edinebilirsiniz. Bilet makinelerinde Türkçe dil opsiyonu da hoş bir sürpriz.

Karış Karış Münih

_Altstadt; klasik “Eski şehir” bölgesi. Tarihi kilise ve belediye binasının yanı sıra meşhur pazar yeri Viktualienmarkt’ın bulunduğu merkez. Tüm bunlara ilaveten çok sayıda yeme-içme opsiyonu ve oldukça kalabalık bir turist nüfusunu da barındırıyor. Doğal olarak bu bölgede turistik fiyatlara hazırlıklı olun.

_Maxvorstadt; şehrin müzeler kısmı denilebilecek yenilikçi bölgesi. Modern sanat müzeleri, alternatif kahveciler vb. mekanlara ev sahipliği yapan keyifli bir bölge. Pinakhotek müzeleri (Alte Pinakhotek, Pinakhotek der Moderne) ve hayvan fosilleri, bitkiler ve birçok kalıntıya da ev sahipliği yapan Natural History Museum gibi müzeleri gezilecek yerler listesine ekleyin.

_Glockenbachviertel; tasarım ürünleri satan dükkanlardan keyifli kafe-barlara, keşfedilecek onlarca sokaktan gece eğlencesi için tercih edilebilecek renkli mekanlara kadar hoş bir ambiyansa sahip şehrin yaşayan ve hip bölgesi.

_Englischer Garten; zaten oldukça yeşil bir şehir olan Münih’te uçsuz bucaksız bir park. Yaz-kış gözetmeksizin güneş gökyüzünde belirdiğinde insanların akın ettiği, çimlerde güneşlendiği, bira bahçelerinde (biergarten) keyif yaptığı, bisikletlerle turlar attığı, göletler çevresinde takıldığı, kısacası rahatladığı çok keyifli bir alan. Çok soğuk bir dönemde ziyaret etmediğiniz taktirde vazgeçilmez uğrak noktalardan birisi olacağından emin olabilirsiniz.

_Max-Joseph Platz’da yer alan Münih Ulusal Tiyatrosu; Bavyera Eyalet Operası, Eyalet Orkestrası ve Eyalet Balesine ev sahipliği yapıyor. Oldukça tarihi bir yapı olan Opera binasında gösterileri izlemek için gitmeden önce internetten bilet temin etmek son dakika sürprizlerinden kurtulmak için iyi bir tercih.

_Ben çok ilginç bulmasam da 17mt’lik Yürüyen Adam (Walking Man) heykeli ise Leopoldstrasse’de görülebilir.

_İçeride çok detaylı ve göz alıcı süslemelerine rağmen dışarısı bir o kadar sade olan Asamkirche görülecekler listesine alınmalı. Burası oldukça popüler. Sendlinger Streasse üzerinde.

Münih’te Yeme-İçme

_Kahvaltı için ilk adres Cafe Maria; şehrin hip bölgelerinden birinde yer alıyor. Sade ve ferah bir mekan. Seyahat severlere de hitap eden “Mariam in Marrakech”, “Maria in the Souq” gibi değişik menü kombinasyonlarının yanında peynir tabaklarından organik yumurtaya kadar geniş kahvaltı alternatifleri sunuyor. İç mekan, çalışanlar ve ambiyans olarak çok memnun kaldığım yerlerden birisi oldu. Hafta sonu rezervasyon şart.

_Icelandic hayranlığımı pekiştiren Münih’teki favori keşiflerimden birisi de Cafe Blả. Deutsches Museum’a yakın sakin bir sokakta konumlanmış küçük bir cafe. Kapısında asılı İzlanda bayrağı, oldukça sıcak ve pozitif çalışanlar ve lezzetli kahvelerle beni tatmin etti. Yaban mersinli Nordic tatlıyı kahvenin yanında denemenizi öneririm.

_Randevu alamadığımız için kapısından döndüğümüz alternatif kahvaltı adresi de Ooh baby i like it raw. İsminden de anlaşılacağı gibi sağlıklı öneriler sunan ancak ufak-sıcak bir mekan.

_Burger meraklıları için iki adres; Ruff’s Burger ve Hans im Gluck. Benim favorim hem mekan tasarımlarıyla hem de lezzet olarak kesinlikle Hans im Gluck.

_Üçüncü dalga kahvecilerden Münih’in meşhuru Man vs Machine. Her gittiğim yerde üçüncü dalga kahveci arayan birisi olarak kahveleri lezzet olarak fena sayılmaz diyebilirim. Konsept olarak keyifli bir mekan.

_Leziz çikolatalar, çay, kahve ve kurabiyeler için en keyifli durak Eilles. Opera binasının karşısındaki şube benim tercihimdi. Al-götür hediyelik için de kısa bir mola için de iyi bir alternatif.

_Hipster mekanlardan bir diğeri Cafe Joon, kahvaltı ve günün diğer öğünleri için tercih edilebilecek sıcak bir mekan. Lokaller arasında oldukça popüler olduğu tecrübeyle sabit. 🙂

_Münih’in alamet-i farikalarından birisi olan bira bahçeleri nam-ı diğer “Biergarten”lar şehrin birçok yerinde mevcut. Yaz mevsiminde ise İngiliz bahçelerinin içinde olanlar tercih edilesi.

Sezen’in “Münih’te Yeme-İçme Notları” yazısına buradan ulaşabilirsiniz. 

Münih’te Alışveriş

_Şık ve tasarım hediyelik eşyalar için Jewelberry. Küçücük ama oldukça sevimi bir mekan.

_Alışveriş için Klenzenstrasse, Reichenbachstrasse, Gratnerplatz ve çevre sokaklar butik dükkanlarla tercih edilesi.

_Meraklısına not; Pinakothek müzeleri dahil birçok müzeye giriş Pazar günleri 1 euro. Pazar gününün büyük bölümünü müze gezmeye ayırabilirsiniz.

Herkese iyi gezmeler!

Gezici Günlük’ün Münih deneyimini buradan okuyabilirsiniz. 

Oktoberfest hakkında keyifli bir yazı okumak isterseniz sizi bu yazıya alalım!