Mutluluk Üzerine Bir Derleme: 5 Kitap Ve Birçok Yorum
“Neden mutluluk üzerine bir derleme” diyecek olursanız özellikle geçmiş olduğumuz karantina ve sosyal izolasyon süreçleri belki de hepimizin en çok içimize döndüğü, hayat rutinlerimize, yaşamımıza karşı eleştirel bir bakış açısıyla yaklaştığı, yavaşladığımız, kendimizi ve bize nelerin iyi geldiğini fark ettiğimiz bir dönem oldu. Belki hayatımıza katacağımız veya hayatımızdan çıkaracağımız konulara dair birçok yeni karar aldık. Farklı konulara dair farkındalığımız artarak hayatlarımızda belirli dönüşümler yaşasak bile bazı şeyleri teorik olarak öğrendikten sonra yavaş yavaş normal hayat temposuna döndüğümüz şu günlerde eleştirdiğim, fark ettiğim ve değiştirme kararı aldığım çoğu konuyu karantina öncesindeki haliyle uyguladığımı görünce pratikteki başarısızlığımdan dolayı üzerinde tekrar çalışmak, kendime bir kere daha bunları tekrarlamak ve yazmak istedim.
Genellikle kişisel gelişim kitaplarının birçoğuna karşı haklı bir önyargı olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden kitap seçimlerimi çoğu zaman bilimsellikten uzaklaşmayan veya bilimsel olmasa da hayatın gerçeklerinden kopmayan yayınlardan tercih etmeye çalışıyorum.
Mutluluk Üzerine Kitap Önerileri
İyi Hissetmek, Dr. David Burns
“İyi Hissetmek” tam olarak da böyle bir kitap. İsmi oldukça fazla duyulmuş bir kitap ve okuduktan sonra bu ününün hakkını kesinlikle verdiğini düşündüm. Kitabın yazarı Dr. David Burns ise, Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiş ve psikiyatri alanında uzmanlaşmış bir bilim insanı. Kitabın genelinde depresyon, mutsuzluk ve olumsuz duygular ele alınıyor. Bu konuların çözümüne dair birçok teknik ve öneriler sunuluyor. Kitabın temel manifestosu olarak depresyona, mutsuzluğa, kendimizi kötü hissetmemize aslında bizim çarpıtılmış düşüncelerimizin, kendi benlik değerimizi başkalarının gözünden değerlendirmemizin yol açtığı üzerinde duruluyor ve konular birçok gerçek vaka ile örneklendiriliyor.
Dr. David Burns, hayatta gerçekten üzücü ve olumsuz durumların, olayların da var olduğunu fakat böyle durumlarda bile hissettiğimiz acının yine büyük bir kısmının kendi beynimizde yaptığımız çarpıtmalar sonucu olduğunun altını çiziyor. İyi Hissetmek; gerçekten çok beğenerek okuduğum, altını çizdiğim çok sayıda cümleyle dolu, çoğu sayfasını tekrar okumak üzere işaretlediğim bir kitap oldu.
Mutlu Beyin, Loretta Graziano Breuning
Yine bilimsellikle oldukça iç içe olan bir kitaptan daha bahsedeceğim. Kitabın yazarı Loretta Graziano Breuning, California State University’de akademisyen ve Inner Mammal Institute’nün kurucusu. İnsanlar üzerindeki genel geçer kuramları kabul etmeyerek mutluluğumuzu serotoninin, dopaminin, endorfinin, oksitosinin nasıl etkilediği üzerine çeşitli bilgiler sunuyor. Alışkanlıklarımızı, deneyimlerimizi, tepkilerimizi, beynimizin çalışma prensibini evrimsel açıdan açıklıyor ve daha mutlu, huzurlu, doygun bir hayat sürmemiz için çeşitli yöntemler gösteriyor.
Kendiyle Dost Olmak Hayatı Nasıl Kolaylaştırır?, Wilhelm Schmid
Kendiyle Dost Olmak, kitabının odaklandığı temel nokta narsisizme kaymadan kendimizle meşgul olmak. Alman filozof ve akademisyen olan Wilhelm Schmid, artık çokça duyduğumuz “kendini sev” sloganına yeni bir soluk getiriyor ve kendimizle nasıl sağlıklı, abartısız bir bağ kuracağımızı anlatıyor. Kitap 79 sayfalık son derece kısa öz ama oldukça etkileyici bir kitap. Bana dokunan bazı bölümlerinden alıntılar paylaşmak istiyorum.
“Benlik, başka birinin meselesi değil, benim birlikte yaşamam gereken bir şeydir, günün 24 saati, yılın 365 günü, son nefesime kadar. Başka herkes benim (kendisinin değil) Ben’imle ilişkisinde bir mola verebilir, ben veremem. Başka herkes, benim bir sorunum olduğunda ‘benim sorunum değil diyebilir’. Ben diyemem. Benim içimde ve benimle ilgili olan her şey demektir benlik ve onu iyi de olsa kötü de olsa bana ait bir şey olarak görmem gerekir.”
“Üzüntüyü tanımasam, sevinci nereden bilecektim? Şevksizlik hatta acılar olmasa, zevkler boz bir normallikten ibaret olurdu. İyi duygular sevindirir, fakat kötü duygular da hayatın bereketine katkıda bulunur. Demek, şefkatin yanında bazen de öfkeli olacağız -başkalarına, dünyaya, onlardan da fazla, birtakım zayıflıklarımızdan dolayı kendimize. Sonra tamam diyeceğiz, uzlaşmaya gayret edecek, açığa çıkan enerjiyi kuvvetli yanlarımız üzerinde çalışmak için kullanacağız.”
Ikigai-Japonların Uzun ve Mutlu Yaşam Sırrı, Hector Garcia ve Francesc Miralles
Ikigai, yine kendinden oldukça fazla söz ettirmiş, beğeni toplamış, son derece popüler bir kitap. Kelime anlamı olarak Ikigai, iki sözcüğün birleşmesinden oluşuyor. “Iki” hayat, “gai” ise amaç, hedef anlamına geliyor. Tutkularımızın, mesleğimizin, uğraşlarımızın ve hayattaki misyonumuzun ortak kesişiminin oluşturduğu, hepimize her sabah yataktan kalkmak için sebep veren bir Japon ideolojisi.
Kitap, hayatı daha iyi yaşamamız için bize doğayla yeniden bağ kurmak, masadan tıka basa doymadan kalkmak, aktif kalmak, anı yaşamak gibi çeşitli öneriler sunuyor. Kitabı okuması gerçekten çok keyifli ve kitap inanılmaz akıcı olduğu için çok kısa süre içinde bitiyor. Ayrıca Japon kültürü, Japon felsefeleri hakkında birçok yeni bilgi ediniyorsunuz. Bu bağlamda oldukça da tatmin edici bir kitap, bitirdikten sonra size hakkında daha detaylı okuma yapacak, merakınızı körükleyecek yeni kapılar aralıyor. Popüler yayınlara karşı bir önyargınız varsa ve bu yüzden bu zamana kadar şans vermediyseniz mutlaka tavsiye ediyorum.
Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı, Don Miguel Ruiz
Bu kitabı okumamın üzerinde birkaç yıl geçmiş olsa da, hala aklıma geldiğinde bile beni çok etkiliyor. Kitaba adını veren dört anlaşma şu şekilde: kullanılan sözcüklerin özenle seçilmesi, hiçbir şeyi kişisel algılamamak, varsayımda bulunmamak, daima yapabildiğinin en iyisini yapmak.
Kitapta da anlatılmak istenen, kendi duygularımızın sorumluluğunu alma prensibi bana oldukça mantıklı geliyor. Yani aslında olan olayların kendilerinden ziyade bizim onlara yüklediğimiz anlamların, olayları kişilik krizine çevirmemizin bizi üzebileceğini söylüyor. Kısaca siz kendi perspektifinizi yönlendirmeyi bildiğiniz sürece dış çevrenin sizi o kadar da etkilemesi mümkün değil. Sizin de bir başkasını üzmeniz o buna müsaade etmedikçe pek mümkün değil. İyi niyetle bir söz söylediğinizde ve karşınızdaki tarafından yanlış algılandığında bu tamamen onun sorumluluğunda size düşen kısmı yalnızca niyetiniz.
Kitapta bahsedilen ve hoşuma giden bir diğer prensip ise, elinden gelenin en iyisini yapma konusu ve “en iyi” kriterinin, niteliğinin her gün için değişebileceğini söylemesi ve bazı günler verimliliğimizin düşük olması karşısında kendimize nazik davranmamız gerektiğini vurgulaması. Hepimizin kendi hayatımıza dört anlaşmayı entegre ederek daha huzurlu ve mutlu şekilde yaşaması dileğiyle, şimdiden keyifli okumalar!
Kapak Fotoğrafı: Pinterest
İlginizi çekebilir: Biblio Magger’dan Satır Aralarında Mindfulness
İlk yorumu siz yazın!