Müziğin tıpkı tuzlu su gibi, dalga sesi veya kuş ötüşü gibi rahatlatıcı etkisi inkar edilemez. Bebekken ağlarken ninniler uydurulmak suretiyle sakinleştirilmeye çalışıldığımızdan müzik ile  neye sinirliysek, neye ağlıyorsak kesip o tınıları dinleyip bir nebze sakinleşmek, sinirlendiğimiz şeyi, sorunlarımızı unutmak alışkanlık bizim için. Ya müzik ve suyun bir araya gelip rahatlatması? Bir enstrüman düşünün okyanus kenarında doğayı dinliyormuşsunuz gibi sesler çıkarsın. Aqua Drum’dan bahsediyorum, ellerle vurdukça yüzünüze su dalgası gelecekmiş gibi hissettiren… O halde gelin müzik terapi arayışımızın yeni elemanı aqua drum nedir biraz yakından bakalım.

Her ne kadar bildiğimiz yöresel vurmalı çalgılara benzemese de benzerleri de yok değil bu çalgının. Bu tarz enstrümanların gittikçe popülerleşmesini de ben meditasyon ile birbirlerini desteklemelerine veriyorum. Meditasyon; kaseleri, tuzları, tütsüleri hayatımıza daha çok katılmaya başladığı gibi ‘aqua drum’lar da bu durumun bereketinden üzerine düşeni alıyor. Ama yine de meditasyon dışında dünyanın farklı gölleri, şelaleleri manzaralarıyla müziğini icra edip bir de sosyal medyadan binlerce izleyicisi/seveni olan bir sürü sanatçı var.  Başlı başına sanat anlayacağınız aqua drum.

Farklarını, seçerken dikkat edilmesi gerekenleri Deniz Güngör da çok güzel anlatıyor. Doğruluğu hakkında bilgi bulamasam da birçok holistik şifacı bu tarz ‘drum’ların çakraları açtığını iddia ediyor; farklı çakralar için farklı müzik listeleri müzik dinleme sitelerinde yer alıyor. Çakraları bilmem ama odaklanıp dinlediğinde topraklanmış hissettirdiği konusunda garanti verebilirim. 

Terapi kısmı içinse ise bir kitap önerisiyle geldim. Adnan Çoban, Müzik Terapi isimli kitabında mağara duvarlarında çalgı figürleri bulunarak çok açıkça kanıtlanan insanlığın müzik ihtiyacının terapi boyutunu ele alıyor. Vücudumuza her gün sayısız ne olduğunu / nereden geldiğini bilmediğimiz ürünler alıyorken bir de tedavi olurken direkt ilaçlara, kimyasallara koşmamızı sorgulatıyor kitap.  

Çok yakın zamanda festivallerin gündüz ayağında, park buluşmalarında sıklıkla göreceğimize inanıyorum aqua drumları. Art arda kapanmalar sonrası sosyalleşmeye abanıp karantinada evde yeni şeyler denediğimiz/öğrendiğimiz hallerimizden uzaklaşsak da; Corona hiçbir şey öğretemediyse bile deneyimlemeyi, kendimize vakit ayırmayı öğretmişti. Bazı öğrenilen şeyler bisiklet sürmek gibi unutulmadığından; 2021’in önemini hiç olmadığı kadar, altını çize çize öğrettiği mental sağlığın en önemli yatırım aracımız olduğuna inanıyorum. Böyle düşünenlere de edx’te yer alan “music for wellbeing” kurslarıyla bu sakinleştirici enstrümanı kombinlemeyi öneriyorum. Müzikle, hoş tınılarla ve öğrenmeyle kalın. 

Kapak Fotoğrafı: Pinterest

İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Kalimba