Mykonos Rehberi: Ulaşım, Konaklama, Yeme-İçme, Gece Hayatı
Şanslı Topraklar… Binlerce Yunan Adası’ndan biri, Cyclades’in en gözdesi… Nedir bir çok Yunan Adası gibi granit, barit ve bir tür Akdeniz çamurlu toprağının karşımından oluşan bu kara parçasının diğerlerinden farkı? Kayalık, doğa yoksulu- ağaçsız, yeşilsiz – kıraç, rüzgarlı, çok rüzgarlı bir ada nasıl oldu da “parlak ve cilalı” bir mücevher gibi herkesi – sırt çantalısından “celeb”ine – kendine çekti?
Yunan mitolojisinin en önemli iki ismi Apollo ve Artemis’e ev sahipliği yapan Delos’a yakınlığı Mykonos’un yüzyıllar öncesinde onu “değerli” kıldı, Karyalılar’dan İyonlar’a bir çok savaşçı kültürün egemenliğine girdi…70’li yılların başında turizm pazarındaki açığı çok iyi değerlendiren Yunanlı girişimciler ciddi yatırımlarla onu günümüze bir pazarlama harikası olarak taşıdı. Havalimanı, oteller-pansiyonlar, gerçekten lezzeti bulabileceğiniz restaurantlar açıldı, gemi turlarının rotasına eklendi, günün her saati yerine Yunan hayat tarzına da uyan “geç” saat eğlenceleri “çılgın parti”ler tema olarak seçildi ve Mykonos yaratıldı…
Mykonos’a Ne Zaman Gitmeli?
Turizmden hayat bulan her yer gibi Mykonos da yaz sezonunu en uzun haliyle yaşamak için elinden geleni yapıyor, hatta bunu başarıyor da! Mayıs yazı erken başlatıp, kalabalıklar gelmeden biraz da ekonomik tatil yapacağım, deniz soğuk ama güneş bana yeter diyenlerin, başını dinlemek isteyenlerin tercihi…Haziran ile birlikte hafif hafif kıpırdayan gece hayatı, Temmuz’da hızını alıyor, Ağustos’ta İtalyan istilası ile zirveye çıkıyor. Bu dönemlerin tamamında eğlenceyi, adanın “mood”unu en belirleyen faktör rüzgar…Taşıdığı kumla plajda güneşlenmenizi, akşam bulunduğunuz yere göre yemeğinizi ağız tadıyla yemenizi dahi engelleyebilecek kuvvete erişebilen bu rüzgar Temmuz- Ağustos döneminde şansa kalmışken Eylül’in ilk haftasıyla birlikte yazgıya dönüşüyor… O zaman rüzgara rağmen buradaysanız, akşamları yanınıza ince de olsa bir triko/hırka almak şart.
Mykonos’a Kim ve Neden Gitmeli?
Mykonos hiçbir sınır koymadan, “Kim olursan ol, gel!” diyor. Sebebini yarat ve gel! İster gel ve ilk çıplaklar kampı deneyimini yap, ister aynı gün üç ayrı plajı kayıkla keşfet, ister akşamüstü güneşi batır, ister en şık kıyafetlerinle yemek öncesi sokaklarda turla, ister deniz mahsüllerinin dibine düş, ister güneşi – ciddi çatlak bir gecenin ardından- doğur; sebebini yarat ve gel…
Mykonos’ta Ulaşım
Yaz aylarında İstanbul’dan direkt veya Atina aktarmalı, diğer adalardan feribotla veya uçakla, ya da teknenizle gelebilirsiniz. Havaalanında uçaktan en erken şekilde çıkarak pasaportta ilk sıralarda olmayı unutmayın, 1 saati geçen kontroller malesef buranın rutini…Gelmemeniz gereken tek yol, herbir adaya bir kaç saat uğrayan gemi turlarıdır herhalde; siz adaya -saat geceyarısını gösterirken, hayat yeni başlamışken- el sallarken aklınızın buralarda kalma durumu ciddi depresyon nedeni olacaktır…
Havaalanından otel transferlerini almanıza hiç lüzum yok (tabii ki free değilse) çünkü taksiler konforlu ve daha ekonomik…
Ada içi ulaşımda araba, atv ya da scooter kiralayabilirsiniz…Ama bunlardan hangisine ihtiyacınız olduğunu gruptaki kişi sayısı ve otelinizin konumu belirleyecektir. Bunca yıldır hiç de az olmayan alçılı sargılı uzuvlardan sonra motorsiklet , hele geç saatlerdeki eğlencenin içki dozu da gözönüne alınca, en uzak durulması gereken alternatif…
Eğer gecenin gürültüsü beni etkilemez, zaten “sonuna kadar gece hayatı” diyorsanız merkezde konaklamak en doğrusu. Yok, ben istediğimde eğlenceye ulaşmalı ama gece de rahat uyamalıyım diyorsanız “köy” dışı hayatı tercih etmelisiniz. Bu durumda tercihinizi araba kiralamaktan yana kullanacaksanız mümkün olan en kompakt arabayı seçin, zira akşamüstünden itibaren park yeri bulmanız büyük şehri aratmaz. Belki ilk günü taksi ile geçirip, bu alternatifi de değerlendirmekte fayda var…
Belki de Mykonos’taki en zevkli ulaşım araçlarından biri oldukça düzenli hareket eden ve hemen hemen gidilmesi gereken her yere seferi olan otobüsler olacaktır. Evet beklemek sıkıcı, evet kalabalık ve oturmak mümkün olmayabilir ama harika dostlukların, ilk görüşte aşkların binlercesine şahitlik etmişliğiyle meşhur otobüsler mutlaka denenmeli…
Mykonos’ta Konaklama
Mykonos pahalı bir destinasyon, ama oteller akıl almaz derecede pahalı demek daha doğru…Aslında en iyisi Mykonos’lu bir arkadaşın evinde veya teknenizde konaklamak… Bunlara en iyi alternatif ise hele ki kalabalık arkadaş grubuyla birlikteyseniz hizmette sınırın olmadığı meşhur villalardan kiralamak…Eğer arkadaşınız yoksa ve özel bir tatil geçi ama diyelim ki merkezde konaklamaya karar verdiniz, o zaman en merkezi olanlardan başlayalım;
_Semeli, Rochari
Mykonos standartlarında en iyi merkezi alternatiflerden biri; gürültüden uzak sayılabilir, rahat ve geniş odaları, harika personeli, iyi sayılabilecek kahvaltısıyla değerlendirmeye alınabilir. Fiyatlar 250€’dan başlıyor.
_Fresh Boutique Hotel, Chora
Merkezin de merkezinde, gece hayatı içinden geçtiği için gürültülü, odaları küçük ama 2 günlük eğlence odaklı bir konaklamada mutlak tavsiye… Personel harika, kahvaltı hiç fena değil ve erken davaranan 120€’ya iki kişilik bir oda kapabilir!
_Mykonos Bay, Chora
Hem plajda hem merkezde olmak isterseniz belki de merkeze bu yakınlıkta ve kalitede tek alternatifiniz. Odaların bazıları çok küçük olabilir, rezervasyon sırasında tercihinizi belirtmekte fayda var. Plaj diğer plajlara göre pek parlak değil ama yorgun bir gecenin ardından kıpırdayacak gücünüz kalmadıysa iyi bir alternatif. 250€’dan başlayan fiyatlarla…
_Bill & Coo Suits and Lounge, Chora
Merkeze keyifli bir yürüyüşle 10 dakika mesafede, lüx ve şımartılmanın zirvesini yaşayabileceğiniz, odanızda ve dışında teknolojinin son ürünü tüm ekipmanlarla derinden gelen harika müziğin hiç kesilmediği, Akdeniz temalı restaurantı ödül kazanmış ciddi bir alternatif..Suitlerden oluşan otelde fiyatlar 750€ ‘dan başlıyor.
Merkezin ötesi…
_Greco Philia Luxury Suits & Villas, Elia
Elia, adanın merkeze diğer plajlara göre uzak konumundaki bölgesi ama yarım saatlik mesafe huzur ve konfor için nedir ki! Greco Philia fiyat/fayda oranını en üst düzeyde tatmin eden, odalarında rahatlık ve ada konsepti dekorasyonu çok iyi harmanlamış, çalışanlarının yüzünde gülümseme eksik olmayan, plaja sadece 5 dakika uzaklıktaki en iyi alternatif. 300€’dan başlayan fiyatlarla…
_Mykonos Ammos, Ornos
Merkeze yakın – karayolu ile sadece 5 dakika – diğer plajlara su-taxi ile bağlanan bölgede yeralan Deliades ekonomik alternatifler arasında öne çıkıyor. Personel gerçekten çok iyi, otelin bir çok eksiğini unutturuyor. Odalar 25 m2’den başlıyor, kısa bir tatil için oldukça yeterli. Oda ücreti 150€’dan başlıyor.
_Paradise View Hotel, Paradise Beach
Paradise plajına kısa bir yürüme mesafesinde, kısıtlı bütçeli seyahat için tek geçilecek otel! Sahibi George herşeyin başında, 24 saat ayakta ve hizmette eksiksiz. 60€’dan başlayan fiyatlarla…
Mykonos’ta Nerede Ne Yemeli?
Yunanistan’dasınız, demek ki yemek seçimleriniz Yunan mutfağı veya onun füzyonları olmalı…Evet, iyi alternatifler çok, ama her yerde aynı öneriler var. İşin aslı bu alternatifleri özel deneyimlere dönüştürmek…Demiştim ya, Myokonos’lu bir arkadaşınızın evinde kalmak en doğru konaklama diye, Mykonos’lu arkadaşınızın evinde doyumsuz manzara eşliğinde Grek salata ve barbun tavadan iyi yemek de yok aslında…
_Katrin
İlla ki dışarıda da yiyeceksiniz, saati 22:00 yaptınız, o zaman bir numaranız Katrin… Adanın en eskilerinden, Yunan-Fransız füzyonu, çalışanlar Kartin’in kızı-damadı liderliğinde her gece mükemmel sunumlar yapıyorlar. Hiç bir önerim yok çünkü ne tadarsanız o “en güzel”! Tarifini isteyin, mutlaka verirler…Yıllar önce öylesine güzel yemiş öylesine keyifli sohbetler yapmıştık ki, gecenin sonunda Katrin ve kızı elimizden tuttular ve soluğu Sea Satin’de, disco müziğin eşliğinde çoktan yetmiş yaşını devirmiş Katrin’le dans ederken bulmuştum kendimi…Sea Satin de Yunan usulü pişirilmiş balık ve deniz mahsulleri için doğru adres. Sandalyeler rahat değil, masada örtü yok ama lezzetin tabağınıza geleceği garanti!
_Philippi
Ertesi geceyi Philippi’ye ayırmak şart; organik sebzelerin “deniz kokan” balıklarla aynı tavaya girdiği bu mutfakta herşey taze. Eğer klasik değil biraz modernize edilmiş Yunan mutfağı ise aradığınız Kalita mükemmel bir seçim olur. Her ne kadar bildiğiniz ahtapot, bildiğiniz Yunan salatası menüyü oluştursa da, chef’in değen elleriyle bambaşka yorumlarla karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz…
_Kounelas
Yine her ne kadar eski şanını kaybetmiş olsa da – fiyatlar hala yüksek – Kounelas bir tür Mykonos klasiği olmaya devam ediyor. Limandan yukarı çıkarken daracık bir sokağın içindeki küçük ve sıcak avluda İtalyan/Yunan kırması mezeler sizi bekliyor, fava ve ciğer olağanüstü!
_Phos
Phos, yemekleri dekorasyonu kadar iddialı olmasa da “wannabes-wannasees” için mükemmel alternatif.Yemek sonrası barı da özellikle Cumartesi gecelerinin “in”lerinden…
_N’ammos
Ornos’daki en iyi alternatif Kuzina, Atina’dan sonra Kiki’s ve N’ammos’un adada yakaladığı başarıyı kendi tarzıyla yorumlayarak “must”lar listesine üst sıralardan girmeyi hakkediyor. Bununla birlikte, kim ne derse desin, haftalar önce yaptırdığınız rezervasyona rağmen en arka sırada güneşlenmek zorunda kalabileceğiniz, ön sıralardaki şezlonglar için verilen hava parasının 1.000€ sınırını aşabileceği dönemleri geride bıraksa da, Tarkan’ın “Şıkıdım”ı eşliğinde yiyeceğiniz nefis istakozlu spagettisiyle, kum plajda topuklu ayakkabılarıyla yürümeye çalışan “şık” kadınlarıyla, kumların arasından saksafon solosuyla jazz’ı plaja getiren Dimitri’yle N’ammos her daim bir olay…
Mykonos’ta Yemek Öncesi Yürüyüşler
Evet, tüm Yunanistan’da olduğu gibi yemekler geç yeniyor Mykonos’ta da… Ee, deniz sonrası yorgunluğu attınız, duşunuzu aldınız, biraz yürüyüş, biraz “window shopping”den hiiiçbir zarar gelmez…
Daracık sokaklarda turistik dükkanların yanında birçok “imza”lı, orijinal ve farkı butikleri gözünüz zaten yakalayacak; Lakis Gavalas, Free Shop,Be A Queen, Carouzos, Polka dot, Soho-Soho Chora’dakiler, Psarou’da ise Luisa…Ama tüm bunların yanında “Rarity Art Gallery” tüm adanın mutlaka gidilmesi gereken bir numaralı adresi..Temsil ettiği sanatçılar büyük şehirleri kıskandıracak kadar çok ve yetenekli…Javier Vazquez’den Roberto Berbardi’ye en hip ve yaratıcı sanatçıların eserleri bu farklı galeride neredeyse kapış kapış satılıyor…
Mykonos’a gittiniz, kendi keşiflerinizi yaptınız, olan oldu, siz artık bir Mykono-coholic’siniz… Eminim ki bir daha bir daha gelmek isteyecek, her seferinde aynı yerlere gidecek ve en az ilk sefer kadar keyif alacaksınız.
theMagger’da seyahate dair okuyacağınız çok içerik var! Diğer Gezi-Mekan yazıları için…
İlk yorumu siz yazın!