Nas Kitchen: Adana'da, Bir Kruvasandan Çok Daha Fazlası
“Kuravasan için Paris’e gitmenize gerek yok, artık “Nas Kitchen” var!” diyerek yazıma enerjik bir giriş yapmak istiyorum. Nas Kitchen, yaklaşık iki yıldır hayatımda olan, kendimi evimde gibi hissettiğim sıcak, samimi ve rahat bir mekan. Gastronomi açısından oldukça farklı konumda olan Adana için kruvasan fikri bir çoğunuza ütopik gelse de herkesi şaşırtıp başarılı bir ivme yakalayan Nas’ın önce oluşum hikayesine tanık olalım sonrasında mekan Nas’ı daha yakından tanıyalım diyorum. Hazır mıyız? Hadi o zaman.
Nas Kitchen’in Oluşum Hikayesi
Nas Kitchen, 2020 yılında Adana’da açılan butik bir mekan. Sizlerle mekan olarak buluşmadan önceki hikayesini paylaşmak istiyorum. Ben emek olmadan başarıya inanmıyorum ve Nas da bunun en güzel ispatı bana göre. Büyük bir emekle başlayıp buralara kadar başarılı bir şekilde gelen Nas’ın başlangıç noktası; anne ve iki kızının kendi ev mutfaklarından çıktıkları yolculuk.
Nas’ın açılımı anne ve iki kızını simgeliyor. Nas; Necla (Anne), Ayşegül ve Sena. Mutfakta olmayı çok seven bu üç girişimci hanımefendinin ev mutfağına sığamayıp kendilerini ilk olarak 2019 yılında katıldıkları Adana Portakal Çiçeği Festival’inde sunmuş oldukları tatlılarla mini şovlarını yaparken festivalden ismini alan börekleriyle de (festival böreği) girişimcilik serüvenine başlamaya karar veriyorlar. Anne ve kızlarının dışında mekanın oluşumunun gizli kahramanı, kızların abisi Ömer. Her ne kadar mutfakta aktif olmasa da mutfak dışındaki tüm organizasyonlar, planlamalar, kurumsal kimlik ya da markanın imajında aktif rol alıyor. Nas için tam bir aile girişimciliği örneği diyebiliriz.
Atölyelerini kurmadan önceki süreçte bir çok zincir ve yerel kafe üzerinden yapmış oldukları ürünleri sunarak büyük satış başarılarına sahip olan Nas’ın kurucuları, daha sonra kendi atölyelerini kurarak şehrin en çok konuşulan mekanı olmayı başarıyor. San sebastian, brownie vb. ürünlerle başladıkları bu yolculuğun hemen ardından şehri el yapımı kruvasanlarla tanıştırıyorlar. Bu tanışma Adana için oldukça ses getirdiği gibi kruvasanla ilgili bir çok ticari teklif alıyorlar. İşte tanışma sayesinde mekanla aramızda kuvetli bir bağ oluştu diyebilirim. Nas’ı bu kadar çok sevmemin en büyük sebebi elbette “kruvasan”.
Adana’yı gastronomi açısından bilen bilir. Kebabı ve şalgamının dışında sabah cigeriyle meşhur olmuş bu il için kruvasanla sabah kahvaltısı sizlere çok sıra dışı gelebilir, ancak kruvasan üretimine başladıkları günden beri yoğun taleple birlikte üretim kapasitelerini sürekli arttırmalarına rağmen talebi karşılama noktasında zorluk çektiklerini söyleyebilirim. Buna karşın her geçen gün “Bir önceki günden daha iyi nasıl oluruz?” mantığıyla hareket ettiklerini hissediyorsunuz ve bu his mekanla olan bağınızı kuvvetlendiriyor. Hadi şimdi de mekan olarak hayatımızda sağlam yer etmeyi başarmış Nas’ın ambiyansına daha yakından bakalım.
Ambiyans ve Lezzetlere Yakından Bakış
Anlatacak o kadar çok şey var ki hemen başlıyorum… İlk olarak mekana geldiğinizde – hemen sağ girişte – sizleri bir cümle karşılıyor. “Handmade by mother and daughters.” İşte bu cümle mekanın ana noktası. Çünkü mekanda sunulan her bir ürün anne ve kızlarının el yapımı ürünleri. Genelde mutfak kısmında aktif olarak Sena yer alıyor. Kruvasan kraliçesi diyorum ben onun için. Sena Msa’da kruvasan ve cheesecake, ayşegül çikolata eğitimi ve son olarak da Ömer ise burger eğitimi alıyor. Aldıkları eğitimi mutfakta buluşturan bu genç girişimci bireyler sayesinde bizler de harika lezzetlerle buluşuyoruz.
Lezzet demişken hadi menüyü inceleyelim. Nas’a gittiğimde menüye hiç göz atmadan hemen kruvasan siparişi verdiğim için açık söylemek gerekirse menüyle pek işim olmuyor, ancak şu anda sizler için tüm menüye hakimim. Nas menüde neler yer alıyor diye baktığımızda kruvasan, pancake, festival böreği, cheesecake, fit brownie, oreolu brownie, nas sebastian,tiramusu,magnolya, çilekli tart, cupcakes, vişneli turta, granola bowl, fıstıklı cookie, tartolet yer alıyor. Ayrıca Nas Box ile dilediğiniz ürünleri oluşturup bir kutuda sipariş verebiliyorsunuz.
İçecek menüsünde ise Americano, Türk kahvesi, tarz-ı hususi, filtre kahve, espresso, double espresso, latte’nin yanında soğuk olarak limonata, hibiskus, portakal suyu, soda, çay, kola, gazoz ve çoçukluğumuzun içeceği – en azından benim öyle- capri-sun yer alıyor. Son olarak eşki mayalı köy ekmeğinden de kısaca bahsetmek istiyorum. Ekşi mayalı köy ekmeği de gerçek odun ateşinde 3 saat pişerek hazırlanıyor.
Kruvasan hastası biri olarak kruvasan için ayrı bir paragraf ayırmak istiyorum. Bunu sonuna kadar hak ediyor 🙂 Mekanda yer alan kruvasan çeşitleri oldukça fazla. Tereyağlı, çikolata çilekli, çikolatalı fıstık, badem kremalı ve file bademli kruvasan, pastacı kremalı, kruvasan omlet, füme sandviç, kruvasan katmer… Yazamadığım daha başka çeşidi var mıdır ki? Varsa da şaşırmam sanırım, çünkü çeşit bol. Ben genelde çikolata çilek tercih ediyorum. Farklı çeşitleri de zamanla denemek istiyorum açıkçası. İlk olarak en yakın zamanda sabah kahvaltısı için kruvasan omleti denemeliyim diye içimden geçirmiyor değilim. Şehirde Nas olduğu sürece kruvasana doyacağınız o kesin!
Arkadaşlarla hoş vakit geçirmek, güzel lezzetler tatmak ya da tek başına dinlemek için fazlasıyla olanak sunan mekan için ayrıca tam bir özel gün dostu diyebilirim. Özel günlerinizde harika harf pasta siparişini verebilirsiniz. O kadar çok çeşit harf pasta modeli var ki mutlaka Instagram hesabına da göz atmanızı öneriyorum. Özel gün demişken nişan olur doğum günü olur vs. bu gibi özel günlerinizde misafirlerinize sunacağınız ikramlıklar için ayrıca yardımcı oluyorlar. Özel gün hizmetinde sınır olmadığı gibi mekanda küçük kutlamalara da yer veriliyor. Nas’ın yaptığı el yapımı çikolatalarla özel günlerinize tatlı ikramlıklar da ekleyebilirsiniz.
Biraz da tasarım konuşalım. Mekanın iç tasarımı sade hoş. İçeriye adım attığınızda mekanın kendine özgü havasını soluyorsunuz. Ferah, bol aydınlıklı olan mekanın bahçeşi de içi kadar pek tarz. İçerdeki rahat koltukların yanında bahçede yer alan sezlonglar da adeta mekanın her yeri rahat algısı yaratıyor. Bahçedeki sarkıt hasır avizeler mekanın tasarımına iskandinav izler bırakıyor.
Hasır temalar, koltuk seçimlerinin dışında sundukları bardaklar ya da servis ürünleri… Hepsi zarif bir tarz meselesi bence. Ahşap mini servis tepsileri, bardak altlığı, beyaz renk kupalar… Mekanla harika bir uyum ortaya koyuyor. Paketleme üzerine bile çok düşünülmüş ve es geçilmemiş belli ki. Tercih edilen kutu tasarımı, paketi daha sade şık ve özenli gösteriyor.
Gelelim tavsiye kısmına. Özellikle Adana dışından benim yazımı okuyan okuyuculara daha çok tavsiyem olacak çünkü Adana’dakilerin çoğu artık Nas’ı zaten keşfetmiş durumda. Adana’ya geldiğinizde tabii ki kebap yemeden dönmeyin, ancak şehrimiz için fazlasıyla ses getiren bu mekana da uğramayı ihmal etmeyin. Kruvasanları gönül rahatlığıyla öneriyorum, ayrıca henüz yeme fırsatını bir türlü yakalayamadığım “festival böreğini” bulduğunuz an hiç kaçırmayın derim. Bitiyor, kalmıyor ne yazık ki. Bir gün ben de yiyeceğim diyerek hepinize, hepimize afiyet olsun.
Kapak Fotoğrafı: Hatun Altunöz
İlginizi çekebilir: Gökçe Ece Oksay’dan Adana Kahve Durakları
İlk yorumu siz yazın!