Nazlı Koçoğlu İle: İllüstrasyon Üzerine Dolu Dolu Bir Sohbet
Yeni yılın ilk röportajıyla karşınızdayız. Nasıl böyle içim kıpır kıpır anlatamam. Sosyal medyada bazı sayfalarla yolun kesiştiğinde “neden daha önce ben bu sayfayı keşfetmedim!” diye üzülürsün ve tüm o geçen zamanı telafi etmek istercesine sayfada kaybolursun ya, işte ben o sayfanın yaratıcısı Nazlı ile önce kendim sonra sizler için buluştum. Kendi adımıza söylemek gerekirse biz harika, dolu dolu ve canlı bir röportaj gerçekleştirdik. Umarım sizler de okurken bizimle aynı hislerde buluşursunuz. Hadi bakalım buyurun, sohbetimiz sizlerle!
Benim için Nazlı’ya ulaşmak son zamanlarda en çok istediğim ve olsun diye içimden geçirdim tatlı bir istekti. Yılın ilk röportajını seninle yapıyor olmaktan inanılmaz şaşkın ve bir o kadar da heyecanlıyım. Evet, önce tanışalım mı Nazlı ne dersin? Kendini bize anlatır mısın?
Merhaba, öncelikle tatlı düşüncelerin için çok teşekkür ederim. Ben de çok mutlu oldum. 29 ocak 1990 Kastamonu doğumluyum. Çocukluğum bulduğum her köşeye bir şeyler çizmekle ve hayal kurmakla geçti. Renklerin içinde kaybolduğum bir dünyam vardı. Ancak babamın ziraat mühendisi olması ve işlerimiz dolayısıyla lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi ziraat fakültesinde aldım. Tahmin edersiniz ki bu kadar hayalperest bir insan için çok doğru meslek değildi. Üniversite yıllarımın en başından itibaren bunun farkında olmama rağmen gelecek kaygılarım sebebiyle kariyerimi ziraat yönünde devam ettirip entomoloji ve sürdürülebilirlik üzerine iki kez master yaptım.
Master sürecinde illüstrasyon alanında profesyonel sayılabilecek ilk işimi yaptım. Bir edebiyat mizah dergisinde köşem vardı. 30 yaşıma gelirken yaşadığım kırılma anıma kadar aile işletmemizde çalışmaya devam edip varoluşsal sancılarımla da boğuşuyor bir yandan da akademik olarak ilerlemeye çalışıyordum. Bir sabah uyandım çocukluktan beri kurduğum “çizerek bir şey yapmak istiyorum ben” cümlesinin peşine düşmeye karar verdim. O günden beri kendimi bu alanda geliştirmeye ve bol bol üretmeye çalışıyorum. Bireysel markamda moda ve çizimi birleştirerek başladım. Daha sonra çizdiklerimi @nazkcgl sayfasında paylaşarak illüstrasyon serüvenimi başlatmış oldum.
İllüstrasyonlara merakın ne zaman tam olarak başladı? Bu konuda ilerde herhangi bir eğitim vs. vermeyi düşünüyor musun? Ayrıca şu sıra aramızda hobi olarak illüstrasyonlara saranlar olabilir? Malzeme olarak neler gerekiyor? Nereden başlasınlar, onlara neler söylemek istersin?
Açıkçası kendimi bildiğimden beri çizmeyi çok seviyorum. Renklerle oynamaya, karakterler çizmeye çocukluğumda başladım. Bu konuda herhangi bir eğitim almadım. Kendi kendime ilerliyorum ve bu alanda gelişme konusunda da hala yolda hissediyorum. Şimdilik böyle bir planım yok ama kim bilir belki bir gün 🙂
İllüstrasyonun herhangi bir tekniği yok o yüzden bence sınırsız bir alan ve sınırsız malzeme sayılabilir, kurşun kalemden kumaş parçasına ve tabi ki dijitale kadar. Kendini sınırlamamak da bence en önemli kısım. O an elinizde ne varsa kafanızdan ne geçiyorsa yapın gitsin diyebilirim sanırım çünkü ben bunu yaptım 🙂 kafanızdan geçenler net değilse, sosyal medya bunun için mükemmel bir yer, kendinize ilham kaynakları bulabilirsiniz. Sonrasında çizin, boyayın, yazın hatta kesip yapıştırın bir kolaja dönüşsün.
Dijitalden yararlanma imkanı varsa zaten çok çeşitli uygulamalar var ve bunları öğreten bir sürü video mevcut. İzleyerek ve kurcalayarak çok rahat bir şekilde ilerlenebilir.
Bu işlerde yetenek ve hayal gücü tabi ki önemli ama daha önemli olan gerçekten pratik yapmak, kendi yolumda bunu gördüm. o yüzden başlamak isteyen ama tereddüt eden kim varsa kendini durdurmasın 🙂
Sayfandaki içeriklerin hepsi birbirinden güzel. İçeriklerini her gün sabırsızlıkla bekliyorum diyebilirim. Peki içeriklerin nasıl meydana geliyor? O kadar merak ediyorum ki çünkü her gün bambaşka bir içerikle bizleri büyülüyorsun.
Çok teşekkür ederim, bunu duymak beni gerçekten çok mutlu ediyor. İçeriklerim aslında en başa dönersek yaşadıklarımdan çıkanları kafamın içinde metaforlaştırmam ve bunu bir şekilde dışarıya yansıtmam gerek düşüncesiyle başladı. Sonrasında okuduğum, dinlediğim ve tabi ki yaşadığım her şeyden bir şeyler çıkar oldu. O gün beni ya da çevremi etkileyen bir şey yaşanmış oluyor ya da bir şey okuyorum, dinliyorum beni etkiliyor hemen kalemi elime alıyorum.
Yani genelde içeriklerim kendime söylemek istediklerim ve sevgili nazlıya anlatmak istediklerim oluyor. Hepimiz farklı zamanlarda aynı şeyleri yaşıyoruz o yüzden kendime söylediğim şey aynı anda bir çok kişiye dokunuyor. Bu da yalnız olmadığımızı bize hissettiriyor. Sanırım motivasyonum da bu.
İçeriklerine baktığım zaman özşefkat ya da farkındalık konularına daha bir ilgin olduğunun ortaya. “ Önce bir know yourself, sonra bi love yourself”… Belki bu yazılanları bir yerde okusak belki okuyup geçeceğiz ancak çizimlerinle öyle tatlı tatlı insana dokunuyorsun ki anlatamam, en azından benim için öyle. Tatlı bir vuruş, kendine getirme garantili. Özşefkat ile ilgili neler söylemek istersin?
Çoğumuz hayatımızın bir anında kendini sevmeyi bırakıyor ya da unutuyor sanırım. Ben de onlardan biriymişim. Yaşadığım ve kötü olarak gördüğüm bir olaydan kendimi çıkarmaya çalışırken fark ettim bunu. Hatta tam olarak bunu anladığım an, yogada kendine sarıl cümlesini duyduktan sonra kendime sarılmayı garip bulup sarılamamaktı. Zamanla çıkmaya çalıştığım o olay gözümde kötü olmaktan çıkıp bana beni sevdiren olay olarak evrilmeye başladı.
Öz şefkate ilgim buradan geliyor. Bu süreçte kafamdan geçenleri çizip paylaştıkça çoğu insanın bu konuda zorlandığını farkettim. Öz şefkat yolumda artık kalabalık devam ediyoruz 🙂 Bu konuda söyleyebileceğim en önemli şey sanırım kendinize sarılmayı asla bırakmayın olur. Olay bence sırasıyla kendini görmek, tanımak, kabul etmek ve sevmek. Gerisi ise sıkıca sarılmak 🙂
Sayfandaki içeriklerin yanında ayrıca el yapımı ürünlerini bizlerle buluşturduğun bir site var: “ onnamiuthings” adında. Benim favorim zürafa şekilli tamamen el yapımı seramik olan kolye. Nasıl sevimli bir şey o yaa, harikasın gerçekten. Biraz bize hem el yapımı ürünlerin ve bu online satışın olduğu sayfandan bahseder misin?
Onnamiuthings aslında dediğim gibi benim başlangıç noktam, ne yapayım ben bu çizimleri şimdi sorusunun ilk cevabı ‘onnamiu’ oldu. Üretime şal ve pareo ile başladım sonra biraz çamura bulaşıp bahsettiğin kolyeleri yaptım. Araya biraz ajanda ve aksesuar serpiştirdikten sonra şu an yoğunluğu tabloya verdim 🙂
Yakında yeni ürünler geliyor. Bu ürünlerin ana fikri; bazen kendimize ve sevdiklerimize söylemek istediklerimizi direkt olarak söyleyemeyiz, küçük mesajlar içeren ürünlerle bunları söylemek çok daha kolay ve sıcak olur düşüncesiydi. Güzel bir şeyler ortaya çıkıyor gibi. Bu konuda heyecanlıyım 🙂
Son soruyu daha önce yaptığım röportajlardan farklı olarak sormak istiyorum. theMagger okuyucuları çok kıymetli benim için, iyi ki bu platformda ben de içerik üretiyorum. Bu güzel okuyucularla seni baş başa bıraksam onlara neler söylemek istersin?
theMagger okuyucularına senin aracılığınla ulaşmak beni çok mutlu etti. Bu güzel sohbet için de ayrıca çook teşekkür ederim. Ne söylemek isterim, yalnız değiliz. Birbirimizden çok farklı ama bir o kadarda aynıyız. Dünyanın bir yerlerinde bizim gibi hisseden birileri daha var. Yaşamanın amacı mutlu olmak değil, kabullenmek. Kendini, olayları, diğer herkesi ve tüm duyguları.
Naçizane düşüncem bu. Tüm bunlarla savaşmayı bırakıp sarılmaya başladığımızda mutluluktan daha büyük bir his ortaya çıkıyor. Henüz ismini bilmiyorum bence kimse net olarak ifade edemez 🙂 ama işte o his güzel. Yaşamın en önemli sırrı bence bu. Orada buluşalım. Sevgili kendinize güzel bakın. Sevgiler ve çok kalp!
Kapak Görseli: Nazlı Koçoğlu
İlginizi çekebilir: Hatun Vera Altunöz’den Sayu.go Röportajı
İlk yorumu siz yazın!