Nea Makri: Attika Yarımadası'nda Küçük Bir Sahil Kasabası
Yειά σου! Uçak Eleftherios Venizelos havaalanına doğru inişe geçtiğinde gördüğüm manzara büyüleyici: Berrak denizin çeverelediği, irili ufaklı adalar, yeni aydınlanmakta olan Attika yarımadası… Yunanistan hakkındaki ilk izlenimlerim böylece oluşuyor ve şimdiden burada iyi vakit geçireceğimin sinyallerini veriyor.
Temmuz ayındayız. Atina’da hava sıcak ve oldukça nemli. İlk olarak havaalanından, Rafina limanına ve oradan küçük bir sahil kasabası olan Nea Makri’ye olan yolculuğum başlıyor.
Atina’dan yarımadanın en önemli limanlarından olan Rafina’ya gidiş için dolmuşa biniliyor. Yolculuğumuzun süresi yaklaşık 40-45 dakika. İnsanların bize karakter ve fiziksel olarak ne kadar benzediğini daha şimdiden söylebilirim ki bu beni hiç şaşırtmıyor. Oldukça klişedir, ama ben de söylemeden geçemeyeceğim, bu halk her yönüyle bize gerçekten çok benziyor! Bir şeyi duymak ve gerçekten deneyimlemek birbirinden farklı şeyler. Deneyim, elbette akılda her zaman daha kalıcı. Bildiğimiz klişeler dahil, burada bu deneyimleri yaşamak ise çok heyecan vericiydi. Yunanistan’da bulunduğum süre boyunca sık sık düşündüğüm bir cümle de bu oldu.
Rafina’dan Nea Makri’ye gitmek için ise, en uygun araç taksi. Buradan yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk ile rahatlıkla Nea Makri’ye ulaşmak mümkün. Havaalanından yaklaşık 1 saat sonra işte karşımda mavi çatılı beyaz kilise ve çevresinde küçük dükkanlar…Yunan arkadaşım İannis ile burada buluşuyoruz ve on beş gün sürecek kampımız da başlıyor. Nea Makri’de yapacağımız gönüllü çalışma daha çok plajlar ve ormanı kapsadığından, zamanımızı daha çok bu iki yer arasında geçireceğiz. Plajlar ve orman: Kulağa fena gelmiyor biliyorum, nitekim beni Yunanistan’da kaldığım süre boyunca hayal kırıklığına uğratacak hiç bir şey olmuyor.
Burada küçük bir parantez açacağım. Yunanistan’da bir çok yerin adı Nea yani Yeni ile başlar, bunun nedeni ise Anadolu’dan göç edenlerin Yunanistan’da yerleştikleri yeni yerleşim yerlerinin adını bu şekilde oluşturmasıdır – örneğin Fethiye’den gelenler, Nea Makri yani “Yeni Fethiye” –olarak adlandırıyorlar bu şirin yeri.
Agias Marinas, Zoumberi, Andreas plajı ve Marathonas en sevdiğim yerler bu küçük ‘’sayfiye’’ yerinde. (Nea Makri, Atinalıların yazlarını geçirmek için sıklıkla tercih ettiği yerler arasında bulunuyor)
Birkaç kelime ile özetlersek: Masmavi Ege denizi ve bulunduğumuz yerden rahatlıkla görülebilen küçük adalar, göz alabildiğine yeşil ve bütün bu resmin arasında serpiştirilmiş gibi duran mavi çatılı kiliseler, bembeyaz yapılar…
Akşamları ise şehrin merkezinde, sahilin hemen kenarında yer alan caddeye gidip buradaki gece hayatını görmek de beni şaşırtıyor, çünkü plajlarda yer alan barlar, denizin hemen kıyısındaki çeşitli eğlence yerleri beklediğimden daha fazla. Açıkçası insanların gece kulüpleri ve restoranları böylesine doldurması ve her taraftan yükselen müzik sesi bu küçük yerde, beklediğimden çok daha fazlasını sunuyor.
Vaktimizin bir kısmı da Andreas ve Zoumberi plajları arasında bisiklet üstünde geçiyor. Kesinlikle böyle bir yerde iseniz, bulunduğunuz yeri tanımanın en güzel yolu budur. Her yerde mavi çatıları ile bembeyaz yapıları ve masmavi denizi görmek beni heyecanlandırıyor. Hani şu takvim yapraklarında gördüğümüz, Yunan adaları vardır, insani etkileyen ve orada olma isteği uyandıran. İşte kendimi tam da o resmin içinde hissettiriyor bana. Atina yakınlarındaki Andros adasına gittiğimde bunu çok daha yakından hissedeceğim; ama Nea Makri de eşsiz doğası ile ayrı bir güzellik sunuyor.
Atina’ya yaklaşık bir saat uzaklıkta olması ve ulaşımın kolaylığı nedeni ile rahatlıkla tercih edilebilir Nea Makri. Beni olduğu gibi, burada vakit geçiren kimseyi hayal kırıklığına uğratmayacağına eminim.
*γειά σου = Merhaba
Kapak fotoğrafı: Grekomania
İlginizi çekebilir: Lütfiye Öktürk’ten Meteora Yunanistan
Oldukça akıcı ve güzel bir gezi yazısı olmuş. Yine büyük bir zevkle okudum. Sevgili Gülbiz'in kalemine ve yüreğine sağlık. Başarılarının devamını dilerim. Bu yerlere gitmeyi çok istiyordum şimdi okuyunca ilgim ve isteğim daha da arttı. Şu pandemik dönemden sonra benim de gideceğim ilk yerlerden birisi olacak. Teşekkür ederim.
Akıcı ve heyecan verici bir anlatım. Şu Corona yasakları bitsin ilk seyehatim olacak. Hep istemiştim ama bu güne kadar nasip olmadı. Yaşasın seyahat yaşasın tatil. Artık emekliligin tadını daha fazla çikaracagim. Bana bu coranalı günlerde yeniden heyecan veren yazara teşekkur ederim. Bravo.