theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.
AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.
Merhaba, sonucun sizin için hüsran olmasına üzüldüm. Zira ben mesela Ali Wong'un gösterilerini çok severim. Her gösteri, her şaka herkese hitap edecek diye bir şey yok. Sözünü ettiğiniz şakayı görmediğim için yorum yapamam tabii. Yorumunuzdan anladığım, size basit gelmiş şaka, bir incelik aramışsınız bulamamışsınız. Doğrudur, haklı olduğunuza da eminim. Ama şunu da hatırlamakta yarar var, birinin işinin belli bir kısmına bakarak onun işlerinin tümüme yönelik genel bir yargı çıkarmak doğru değil. Bu Ali Wong için de geçerli Cem Yılmaz için de geçerli. Zira ben mesela Ali Wong'un zekice ve ince esprileri olduğunu düşünüyorum. Bir de tabii bir komedyeni bir başkasıyla kıyaslamak da doğru değil. Herkesin kendine ait bir üslubu var çünkü. Tüm stand-up dünyasına yönelik genel bir yargıya varmak içinse sadece bu 3 komedyenin işlerinin bir kısmına bakmak yeterli olmayacaktır. Bir şeye gülmek için biraz da ona alışmış olmak gerekir. Bu da konuyu yazıda bahsettiğim konulara getiriyor.
"yıllar içinde kendimi çok törpülemek zorunda kaldım. İstediğim şakaları istediğim şekilde yapmamayı öğrendim, öğretildim. O yüzden komikliğimi sadece güvenli alanlarımda yapıyorum artık" cümlelerini o kadar iyi anlıyorum ki... Kendinden zeki bir kadın görünce irrite olan birtakım erkeklerin varlığını da inkâr etmiyorum, her ne kadar bunun cinsiyetten bağımsız bir ego karmaşası olduğunu düşünsem de... Bence sadece erkeklerde görülebilecek bir şey değil bu ve bütün erkekleri de kapsamıyor. Yine tüm naifliğim ve samimiyetimle inanıyorum ki bu kalıplara ve önyargılara sıkışıp kalmak istemeyen, karşı cinsini anlamaya ve potansiyellerini görmeye niyet eden erkekler de var. ❤️
Gözlerim dolarak okudum birçok yerini... Fotoğraflar olsun aktardığınız insan manzaraları olsun hepsi çok güzeldi. Destek olmak ve ilk fırsatta oraya gitmek istedim.
Rohmer'i ben de yakından tanımak istiyorum. Merakla bekleyeceğim yazınızı.
Teşekkür ederim güzel yorumun için. Oradaki ikonalar kimin tarafından yapıldı bilemesem de o kilisenin de anlatılacak hikayeleri var gerçekten.
Yazını görür görmez hemen üstüne atladım ve keyifle okudum Gizem! Bu yazında özellikle bakış açını çok beğendim. ❤️
Bir yerde duymuştum, "psikologlar tüm duyguların gerekli olduğuna ve yeri geldiğinde hepsinin yaşanması gerektiğine inanır" minvalinde bir sözdü. Her günümüzün iyi geçmesi gerektiğine ve daima iyi duygular içinde olmamız gerektiğine inandığımız, kötü anlarımızı minimuma indirmek için insanüstü bir çaba gösterdiğimiz ve kaçınılmaz olan bazı olumsuzluklarla karşılaştığımızda suçluluk duyduğumuz bir trendi yaşıyoruz. Oysa ruhsal düşüşler de hastalıklar da hayatın bir parçası ve çok normal. Toplumdaki bu durdurulamaz trendin etkisi en bilinçli insanlara bile vuruyor bazen. Ben kendimi bildim bileli diyete karşı şüpheli yaklaşmışımdır çünkü diyeti düşünmek bile beni abur cubur yemeye sürüklüyor. Kendimi iyi hissedip forma girdiğim zamanlarda hiç diyet yapmadım ama etrafımdakileri buna inandıramadım ve sürekli "hangi diyeti yaptın" diye soruldu. Bazen yaşıtım hemcinslerim tarafından diyet yapma konusunda adeta mahalle baskısı yiyorum. Kendi kendime kaldığımda bedenimle ilgili bir sıkıntı duymuyorum oysa. İnsanların yemek yerken yaptığı kalori hesaplarını doktorların hastalarına verdikleri reçetelere benzetiyorum hep. Yazınız için teşekkürler, bende yeniden farkındalık yarattı.
Bildiğim bir konuya daha önce düşünmediğim bir bakış açısı getirmişsiniz. Teşekkürler!
Benim de en sevdiğim film olabilir bu. Dil ve zaman algısı üzerine uzun süre düşünmeme neden olmuştu.
Yazdıklarımdan böyle bağlantılar kurulması ne hoş! Ben de izlemeyi düşünüyordum o filmi, şimdi iyice merak ettim. Aslında hepimizde var bu saydığım özellikler, sadece kendimizi geliştirmeye ve farklı ihtimallere açık olmamız gerekiyor. Mesela manzara resimlerini ben de çok seviyorum aslında. 😀