Güneş ışınlarının gözlerinizin arasından sızarak sizi nazikçe uyandırışı, pencereden gelen hafif bir esinti, ona eşlik eden çiçek kokuları, dinlenmiş bir zihin ve günü karşılamaya hazır bir beden…Tipik bir yaz sabahı! Tüm bu ufak detaylar bize anı yaşamaya teşvik eden, huzurla dolduran bu mevsime olan tutkumuzu daha da anlaşılır kılıyor. Yavaş akan günleri dalga sesleri, sevdiklerimizle paylaştığımız kahkahalar, yazın hafif ve vazgeçilmez tatlarının eşlik ettiği sofralar, bolca sohbet ve sebebini aramadan tadını çıkarabilmeyi başardığımız bir mutluluk hali eşlik ediyor. Biz de Nespresso‘dan ilhamla yazın en güzel anlarının keyfini çıkartmayı bir kez daha anımsamak ve anımsatmak istedik.

Anda kalmak… Çok sık duyduğumuz bu kelimeler aslında bundan çok daha fazlası. Hedefe kitlenmenin ve başarmanın mutlak amaç olarak benimsendiği bir çalışma kültüründe var olurken yolculuğun, keşfetmenin, kıvrılarak ilerleyen çizgileri takip etmenin, kimi zaman gerilemenin hatta olumlu ve olumsuz tüm hislerimize yer açmanın önemini yavaş yavaş kaybediyoruz. İşte yaz mevsimini ve bize onu anımsatan tüm sesleri, tatları ve kokuları bu denli kıymetli kılan da onun bu etkisi. Tıpkı anın tadını çıkarmak için bir fincan Nespresso’nun eşlik ettiği molalarda olduğu gibi… Yaz, bize yavaşlamayı, yeni şeyler denemek için alan açmayı, doğayla tekrar buluşmayı her yıl yeniden öğretiyor!

Henry James’in de dediği gibi: “Summer afternoon – summer afternoon; to me those have always been the two most beautiful words in the English language.” (Yaz öğleden sonraları. Yaz ve öğleden sonra. Benim için bunlar her daim İngilizce’deki en güzel iki kelime olmuştur.) O halde belki de edebiyatın en önemli isimlerinden birine ses vermenin ve kendimize yavaşlamak için alan açmanın tam sırası! Yaz bize anın tadını çıkarmayı öğütlerken rutinlerimizde yapacağımız ufacık değişiklikler bile daha iyi bir ruh halini tetiklemeye yardımcı olabiliyor. Hatta hayatın tadını varmamızı sağlayan bu ufacık detaylara ‘glimmers’ ismi veriliyor.

Tetikleyicilerin tam tersi olan ‘glimmer’lar; güneş ışığınızın perdenizin kenarında sızıp duvarda ufak bir gökkuşağı oluşturması, bir yabancının samimi gülümsemesini yakalamak, kedinize dokunup tüylerinin yumuşaklığını hissetmek ya da sıcak bir yaz günü Nespresso unutulmaz yaz serisi sayesinde soğuk kahvenin mutlulukla ilişkisini keşfetmek gibi küçük ama güzel anları anlatmak için kullanılıyor.

Bu ‘glimmer’ların en belirgin olduğu yaz mevsimi bizi sevdiğimiz sesler, kokular, tatlar gibi basit güzelliklerin tadına varmak için duyularımızı harekete geçirmeye davet ediyor. Bir müziksever için bu hisleri sakin bir akşam üzerine eşlik eden bir caz parçası yakalarken, bir gastranom için ‘glimmer’ sahil sıcağında dalga seslerine eşlik eden buz gibi Nespresso Coconut Flavour Over Ice anlamına gelebiliyor! Ruhunda bir barista barındaranlar için kahve barına geçip Nespresso Creatista Pro ile hazırlanan nefis bir soğuk kahve, seyahat tutkunları için sırt çantasında yerini alan Nespresso Travel Mug ya da tatlar kadar görselliği de önemseyenler için kitap&kahve ikilisine eşlik eden Nespresso x Pantone Mug… Tümü yaşamı güzelleştiren glimmer’lara dahil!

O halde konu yazdan ve kahveden açılmışken Nespresso dünyasında, Unutulmaz Yaz Koleksiyonu ile kendi ‘glimmer’larınızı keşfetmek için sizi buraya alalım.