Nesrin Esirtgen Collection'da "Trocadero" Sergisi
Mısır Apartmanı’nda bulunan Nesrin Esirtgen Collection’daki, 23 Ocak’ta başlayan “Trocadero” grup sergisinin küratörlüğünü ise Nazlı Gürlek üstleniyor. Sergide Özlem Altın, Tuncay Çavdar, Aslı Çavuşoğlu, İris Ergül, Leyla Gediz, Deniz Gül, Serhat Kiraz, Ali Miharbi, İz Öztat, Sun Ra, Lili Reynaud – Dewar, Sarkis ve Lawrence Weiner’ın eserleri yer alıyor.
Sergi mekanında bulunan tanıtıcı yazıda; Trocadero ilhamını, içine yerleştiği, uzun zaman önce yok olmuş aynı isimli varyete tiyatrosunun bağlamından aldığı yazıyor. Bir zamanlar sergi salonunun bulunduğu Mısır Apartmanı’nın yerinde bulunan bu tiyatronun 109 yıl sonra farklı bir yorumu adeta.Tiyatroya sadece mekan olarak değil kavram ve içerik olarak da yaklaşıyor.
Sergi kitapçığındaki ana cümle şu: Söküp almak, imha etmek, yeniden yapmak yerine, tarihsel kurguları ve yaratıcı güçleri tekrar etsek, üzerine eklesek, dönüştürsek, türetsek nasıl olur? Şimdi bu ana cümleyi, Trocadero Tiyatrosu ve kavram üzerine biraz düşünerek, işleri kişisel olarak yorumlayacağım. Tüm işleri tek tek anlatmam sanat eleştirmenliğine gireceği ve bunu yapacak kadar donanımlı olmadığım için, güzel sanatlar fakültesi mezunu ve sanat eğitimi almış biri olarak beni etkileyen işlerden bahsedeceğim. Sergi kitapçığı ve küratörden daha iyi analizler yapmam elbettte mümkün değil . Tamamen kişisel duygularımı olduğu için yorumlarınız ve eleştirileriniz oldukça önemli.
İz Öztat’a ait çalışmanın ismi “Ghost Light – Hayalet Işığı”. Hem pratik nedenlerle hem de batıl inançlarla ilintili olarak geceleri, boş sahnede açık bırakılan ışığa, ‘batılı’ tiyatro geleneğinde “hayalet ışığı” deniyor. Bu ışık geceleri hem karanlık tiyatroda olabilecek kazaları engelliyor hem de gece boyunca hayaletlere eşlik ediyor. Sergi kapandığında açık bırakılarak mekanı aydınlatan bu iş mekanın tiyatro olduğu zamana güzel bir gönderme ve oldukça etkileyici . Gördüğünüz gibi sanatta ve galerilerde hiç bir şey gelişi güzel değil. Sergilerde sanatçıdan , ya da ön yazılardan bu bilgiyi edinmek olan biteni anlamak için oldukça önemli. Aksi halde bu lamba neden burada duruyor diye anlamsızca bakan birisine dönüşürüz. 🙂
Yine güzel bir iş, yine güzel bir hikaye … Leyla Ediz, çalışmasında ilk kadın ressamlarımızdan Hale Asaf’ı anıyor. Hale Asaf (1905-1938) çok genç yaşta karaciğer kanserinden ölmüş gencecik bir ressamımız. Sergi ile bağlantılı sınırlı sayıda kitap bastıran Leyla Gediz, kitapçığında şu alıntıya yer vermiş:
“Bu ölümün asıl hazin tarafı, genç Türk ressamının bir hafta sonra Paris’te açacağı serginin iptal edilmesi, 37 tablosunun yağmaya uğrayarak ortadan kaybolmasıdır.” ( Toros,T.(1988) İlk Kadın Ressamlarımız ,Akbank S.81)
37 parçadan oluşan bu Leyla Gediz çalışması benim için serginin en dokunaklı çalışmasıydı. Sergi kitapçığında bu çalışma hem Hale Asaf’ı anma, hem de genel anlamda resim nesnesinin sanatçının atölyesinden ayrıldıktan sonraki yaşamının kaydını tutmaya yönelik tekrarlı ve obsesif bir jest. Bu çalışma ile ilgili kişisel fikrim , çeşitli mekanlara yerleştirilmiş “Hale ” imajının, bir çalışma olarak nerelerde olabileceği “might have been” kalıbı…
Sarkis’in yağlı boya ve davranışları ile ilgili çalışması da çok ama çok hoşuma gitti. Sanki resim bir noktadan sonra kendi kendini oluşturmuş gibi. Burada da tiyartonun doğasına güzel bir gönderme olduğunu düşünüyorum. İşlerin çoğunda bu hissediliyor zaten. Verili metin ve senaryo belirli ama yorumlama farklı gibi.
Serhat Kiraz’ın çalışması görülmeye değer, yazılamayacak kadar güzel ve şaşırtıcı bir çalışma. Efes antik kentinin yerinden sökülüp Paris’e taşınması için bir öneri, zaten projenin ismi de “Artistik Turistik Bir Taşıma için Öneri”. Oldukça şaşırtıcı bir yerleşimi mevcut.
Lawrence Weiner’in kavramsal çalışması da üzerinde biraz kafa yorunca zihinde değişik şeyler canlandırıyor. Sergide Sun Ra grubunun 1998 yıında İstiklal Caddesinde verdiği konser görüntülerini görebilir, özel bir kelime programı ile kurgulanmış akan LED tabelada ilginç haberler okuyabilir ve deniz…videosunu izleyebilirsiniz.
Berçin Damgacı sergi ve mekan koordinatörü olarak sergiyi anlamam konusunda oldukça yardımcı oldu. Çalışmalar üzerinde tek tek bilgilendirerek Küratör Nazlı Gürlek’in seçkilerinin birbiri ve Trocadero konsepti ile olan bağlantısını çok anlaşılır bir şekilde aktardı. Sergiyi gezerek daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
Mekan İstiklal Caddesi’nde Mısır Apartmanı’nın 5. katında bulunuyor. Mısır Apartman’ına girerek birçok galeriyi gezip sanata doyma şansınız oldukça yüksek. Sanata doymak derken, sergide Aslı Çavuşoğlu’nun “Stendhal Sendromu” isimli çalışması çok fazla sanat eseri görme konusuna gönderme yapıyor.
Sergiyi 29 Mart 2014 Tarihine kadar Pazar-Pazartesi günleri hariç her gün 11:00-18:30 saatleri arasında gezebilirsiniz.
İlk yorumu siz yazın!