Neuschwanstein Şatosu, birkaç hafta önce izlediğim bir seyahat programında karşıma çıktı. Almanya’da bulunan bu şatonun hikayesini sizlerle paylaşmak istedim.

Neuschwanstein, Bavyera Alpler’indeki bir dağın tepesinde yer alan tarihi yerlerden biri. Bu şato, 410 km’den ve 28 şehirden oluşan ünlü “Romantik Yol”un final noktasında bulunuyor.

Şato, 1864’ten 1886’daki ölümüne kadar Bavyera Kralı Çılgın Kral II. Ludwig’in hayal gücünün sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu kale Kral Ludwig için işlevsel olmaktan çok özel bir sığınak olarak tasarlanıyor.

II. Ludwig, Bavyeralılar tarafından Kuğu Kralı, Peri Masalı Kralı ve daha az sevecen bir şekilde çocuksu bir hayal gücüyle birlikte yaşamı boyunca depresyon ve utangaçlıktan mustarip olduğu için Deli Kral olarak biliniyor. II. Ludwig 18 yaşında tahta çıkmak zorunda kaldığı için Bavyera Kralı oluyor ve kendisi için yaptırdığı şatonun yapımı yıllar sürüyor. Bavyera Kral İdaresi’ne göre Ludwig şatonun son halini göremiyor. Kral olduktan kısa süre sonra 1886’da ölüyor; şato ise 1892’ye kadar tamamlanmıyor.

Şatonun nasıl Disney’in ilham kaynağı olduğuna dönecek olursak Walt Disney, Kaliforniya tema parkını inşa etmeden önce eşiyle beraber Neuschwanstein’ı içeren bir Avrupa gezisine çıkıyor. Parkın temsilcileri The Orange County Register’a, Disney’in Uyuyan Güzel’in masalındaki sarayı için II.Ludwig’in dikkate değer bir evi olduğunu söyledikten sonra Walt Disney stüdyoları bu yapıdan esinlenerek logolarına ve Disneyland’ın tema parklarına bu şatonun benzerlerini yapıyor.

Kaleleri ziyaret etmeden önce bulunduğunuz yer kat edeceğiniz mesafe açısından önemli. Münih’ten kalelere günübirlik bir gezi yapabilir ve bu alana tren, kiralık araba veya tur şirketlerine ait otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Gezi Münih’ten, Füssen ve Hohenschwangau’ya tren veya otobüsle yaklaşık 2 saat. Hohenschwangau’dan yaklaşık 30 dakika sürüyor. Her kalenin içindeki turlar da yaklaşık 30 dakika sürüyor. Ancak bilet alma, kalelere yürüme, her iki kaleyi de gezme ve turlar arasındaki süre toplam 4 saati buluyor. Temmuz ve Ağustos ayları oldukça kalabalık oluyor; o yüzden sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde burayı çok daha rahat gezebilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@jaysung

İlginizi çekebilir: Canan Keleş’ten Yvoire