“Nightbitch,” sıradışı bir hikaye ve bir performans vaadiyle izleyiciyi koltuğa mıhlamaya aday bir film. Rachel Yoder’ın aynı adlı romanından uyarlanan bu ne idüğü belirsiz karanlık komedi-dram, Amy Adams’ın muazzam oyunculuğuyla hayat buluyor. Film, annelik ve birey olmak arasında sıkışmış bir kadının, zamanla bazı gerçeküstü şeyler yaşamaya başladığı enteresan bir süreci hem alabildiğine gerçek hem de azıcık masalsı bir tonda anlatıyor. Yoder’ın feminist alt metinlerle örülü romanı, toplumsal normlara başkaldırı ve içsel dönüşüm temalarıyla dikkat çekerken, filmin yönetmen koltuğunda da Marielle Heller oturuyor ve kendisi de roman yazarının tutturduğu tona saygı duyarak bu filmi ortaya çıkarıyor.

Nightbitch | Fotoğraf: The Hollywood Reporter

Hem insan hem hayvan doğasının sınırlarını sorgulayan bu sıra dışı yapım, mizah ve gerilim arasında ustaca bir denge de kuruyor. “Nightbitch,” sadece ilginç ve merak uyandıran hikayesiyle değil, Adams’ın karakteriyle kurduğu bağ ve ortaya koyduğu eforla da yılın en çok konuşulan yapımlarından biri olmaya hazır.

Nightbitch | Fotoğraf: The New Yorker

Amy Adams kariyerinin her döneminde çok farklı karakterlere hayat vererek rüştünü fazlasıyla ispatlamış bir isim. Paralel evrende bir yönetmen olsaydım çalışmak isteyeceğim ilk isimlerden biri olurdu muhtemelen… Anne olmak ve kendin olmak kavramları filmin merkezinde yer alıyor. Bu kavramların ortak kümesinde barındırdıkları her zaman tartışma konusu değildi. Modern zamanlar bu çatışmayı daha fazla ortaya çıkarmaya başladı. Kadının iş hayatına en az erkekler kadar dahil olması gereken yeni bir düzendeyiz son yüz yıl içerisinde. Fakat kadınlar yeni alanlarda boy göstermeye başladıkça, daha öncesinde kendilerine biçilen rollerden aynı şekilde sıyrılamıyor.

Sorumluluklar yüklendikçe yükleniyor, ‘güçlü kadın’ anlatıları gitgide daha derinlikli ve eleştirel yollarla ele alınıyor. Nightbitch bu mevzuyu vahşileşme içgüdüsüyle, bir öze dönüş hikayesi gibi kurguluyor. Çocuk sahibi olmak, kendin olmaktan vazgeçmek, “her şeyden önce bir anne olmak” vesaire derken bir kara deliğin içerisinde, pişman olmanın en büyük ayıp olduğu bu atmosferde nefes almak çok zor…

Nightbitch | Fotoğraf: IGN.com

Herhangi bir annenin şu filmi  “aynı ben” serzenişleri zihninde yankılanmadan izlemesi mümkün değil bence. Senaryo da diyaloglar da gerçekliği ele alışıyla beni tavladı. Buna kontrast yaratan cinsten bir vahşileşme hikayesi anlatıyor olması, insanın sosyal bir hayvan olduğunu trajikomik sayılabilecek öğelerle harmanlayarak önümüze getirmesi filmin en ilgi çekici yanlarından biri. Kocası sürekli iş seyahatinde olan bu kadının etrafındaki her detay bizim de sinirlerimizi bozuyor. Eve haftada bir gelip playstation oynayıp çocuğuyla da emaneten ilgilenen adam bizim de sinirlerimizi zıplatıyor. Hatta ana karakterimiz konuyu izleyiciden daha soğukkanlı davranıp olayları göğsünde yumuşatıyor her seferinde. Anlatının izleyicinin zihninde yarattığı devinime kapılmıyor senaryo, farklı frekanslarda ilerliyoruz yani.

Nightbitch | Fotoğraf: IGN.com

Filmin bu anlamda izleyicisini tetiklediği anlara ana karakterini ortak etmemesi, ona masalsı bir kulvar açıp oradan koşturması çok enteresan. Karakter arklarının gidişatı ise çok başarılı. Anne karakteri önce ‘cringe’ sayılabilecek çocuk etkinliklerinde diğer annelerle sırf anne oldukları için arkadaşlık kurmak istemiyor, bunu ben farklıyım tripleriyle değil de daha farklı bir yerden gerçekleştiriyor olması onunla bağ kurmamızı kolaylaştırıyor. Zira finale ilerledikçe hem onun diğer annelere olan bakış açısı, hem kocası ile arasındaki ilişkinin katmanlanıp farklı bir boyuta geçmesi benim çok ilgimi çekti. Umarım izleyenleri de sarar beni sardığı kadar.

 Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: IMDb

İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den Heretic: Hugh Grant Yeniden Doğuyor