Gümüşten Masallar: Nili by Elif Barut
2 sene önce, hepimizin çok iyi tanıdığı bir blogger Styleboom’la, kardan tatil olan günlerden birinde bir takı partisine gidecektik ki, ben rahatsızlandığım için gidemedim. Ballandıra ballandıra anlatılan bu takı partisine gidemediğim için de, Nili aklımın bir köşesinde de hep kaldı. Derken ben bir iş aldım ve iş gereği bir şekilde yollarımız Elif’le kesişti. Takıların zincirlerinden önce bizi bağlayan şey de kelimeler oldu. Bir gün “Biz neden görüşmüyoruz yahu!?” dedik ve randevulaştık. İlk önce aklının, fikrinin, zikrinin sonra tasarımlarının hayranı oldum.
Elif, ODTÜ mezunu bir mimar. Tasarım onun için hayatının başından beri bir hayat biçimi. Yaşam tarzı tasarlarken, seneler sonra direksiyon kıvırmasına sebep bir ruhu var. Her adımda kalbini dinleyen bu kadını yanıltmayan “Nili Silver”, ismini Nil Nehri’nin renginden alıyor. Elif, Ankara doğumlu, Cezayir’de büyümüş; bulunduğu birçok farklı coğrafyada tanıdığı kültürler onu çok yönlü biri yapsa da gülüşü tek bir yerden: Afrika kıtasından. Çok sıcak! Onu tanıdıktan sonra hayatınızın bir yerinde mutlaka güzel bir anı bırakıyor. (Denedim, %100 çalışıyor)
Nili’yi oluşturmadan önce bir atölyede eğitim alıyor, çıraklık dönemi geçiriyor, Ürdün Kraliyet Ailesi’ne hediyelikler tasarlıyor. Nili’yle beraber şu an tek tük olsa da o dönem Türkiye’de hiç yapılmayan kültürü getiriyor; takı partilerini…
Elif’i tanımanız gereken yer de orası aslında. Moda’da evinin üst katı olan atölyesinde muhteşem Moda manzarası eşliğinde yaptığı partilerde tüm tasarımlarını sergiliyor. Neden Elif’i takı partilerinde tanımalısınız? Evinin alt kısmını kırmızı, üst kısmını ise Nili formatında yani turkuaz dizayn etmiş; alt katta kırmızı çerçeveli gözlüklerini kullanırken, üst katta turkuaz çerçeveli gözlüğünü kullanan bir kadından bahsediyoruz! Oturup kahvenizi içerken, kafanızda yeni pencereler açan, biraz yaşam koçu formatında aykırı bir gümüş tasarımcısı O! Takı partilerini, dostlarla şarap eşliğinde manzara keyfi çıkarmak için verdiğini düşünmüyor değilim. İnsanlar etkileşime geçmeyi, hayatlara dokunmayı, kendi hayatını sunmayı çok seviyor. Sizi çok iyi analiz ettiğinden belki de tasarımlarında kendinizi buluyorsunuz. Bu yüzden kendine en çok yakışanı yapıyor ve bizlerle gümüş yüzeylerde dans ediyor.
Onunla söyleşi yapmak istediğimde “Amaan her yerde var onlar, sen beni bildiğin gibi yaz!” diyecek kadar şeffaf ve samimi.
Fikirlerinize çok önem veriyor, çünkü bu Elif’i besliyor. Bazen tasarımlarına isim koymayı size bırakabilir, mesela ben bir yüzüğünün adını koymuştum: Mutlu papyon.
İsimlerini ve hikayelerini ondan dinleyin; Aslı yüzük, dalgakıran, sarhoş yüzük, Nil damlası, günlerin köpüğü ve esperanzalar… Taktığımda güzel durmasının yanısıra bana anlam kattığını hissediyorum.
Çok yoğun olduğu zamanlarda bile kurumsal hediyelik isteklerini alıyor; dedim ya hayatlara dokunmayı, iz bırakmayı seviyor. TEGV bu kurumlardan birisi… Talep etmeniz durumunda size özel ürünler de tasarlıyor. Takı partilerini kendi evinizde de verebilirsiniz. Nili adı gibi, bulunduğun kabın şeklini alıyor ama şekil alırken sizi de tasarlıyor, tarzınızın bir parçası oluyor.
Partilere bahane çok; bugüne kadar hıdrellez partisi, yılbaşı partisi, kış partisi, yaz partisi, bir sürü parti yaptık. Ama bu isme dikkat: “İçimden geldi” partisi 🙂
Bugün biz Moda’da güneşi batırıyor olacağız, siz de katılmak isterseniz bekliyoruz.
İlk yorumu siz yazın!