İlk yorumu siz yazın!
Nobel Edebiyat Ödüllü Kitaplar: Tanımanız Gereken Yazarlar
1901’den beri İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi’nin düzenli olarak edebiyat, fizik, kimya, barış ve fizyoloji veya tıp alanında üstün başarı elden eden insanlara Nobel Ödülü verildiğini biliyoruz. Edebiyat kategorisinde bu ödül, direkt olarak bir kitabın başarısına bağlı olarak değil, yazarın o güne kadarki başarısının sonucuna bağlı olarak veriliyor. Biz de bu yazımızda sizin için Nobel Edebiyat Ödüllü kitapları ve tabii ki onların yaratıcıları olan değerli yazarları bir araya getirdik.
Nobel Edebiyat Ödüllü Kitaplar
Açlık | Knut Hamsun
“Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benimse gönlüm gölgesiz.”
Nobel Edebiyat Ödüllü kitaplar arasında bizim en sevdiklerimizin başında, 1920 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan yazar Knut Hamsun’un Açlık kitabı yer alıyor. Kitap, ilk baskısını 1920 yılında yapıyor. Varoluşun en rahatsız edici romanlarından biri olarak tanımlayabileceğimiz bu kitabın konusu; açlıkla mücadele eden, sokaklarda dolaşan ve deliliğin sınırına yaklaşan Norveçli bir sanatçının hikayesini ele alıyor. Açlığının artmasıyla birlikte kaçınılmaz bir paranoyaya ve umutsuzluğa yönelen kahramanımızın gerçeği kaybediş öyküsü, insan zihnini zorluyor. Yabancılaşmanın ve takıntının baskın olduğu, acının ve yalnızlığın gerçek olduğu bu kitabı okunacak kitaplarınızın arasına mutlaka eklemelisiniz.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Siddharta | Herman Hesse
“Biliyorsun çünkü, yumuşak sertten güçlüdür, su kayadan güçlü, sevgi zorbalıktan güçlüdür.”
Yoga felsefesiyle ilgilenenler, gerçek bilgiye ulaşmanın yolunu arayanlar, bu kitabın ilginizi çekeceğine eminiz. 1946 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan yazar Herman Hesse’nin 1922 yılında yayınlanan kitabı Siddharta, yazarın en ünlü eseri olarak biliniyor. Okuyucuya ilham veren ve düşündüren hikayelerin yazarı Hesse’nin Siddharta’sı, manevi doyumu arama yolculuğuna çıkan bir Hint Brahman’ın hikayesini konu ediniyor. Nirvana’ya ulaşma yolculuğuna çıkan kahramanımızın bu yolda tecrübe ettiklerini okuyacağınız kitabın Budizm felsefesiyle harmanlanmış olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Aradığı şeyi bulan ve insanların arasına “aydınlanmış” olarak dönen Siddharta’nın hikayesini okurken kendinizi Hindu ve Budist düşüncelere dalmış halde bulursanız şaşırmayın.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Yaşlı Adam ve Deniz | Ernest Hemingway
“Okyanus böyle vahşi ve acımasız olurken zavallı kuşlar niye böyle narin ve güzel yaratılmış acaba?”
1954 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan yazar Ernest Hemingway’in 1952 yılında yayınlanan kitabı Yaşlı Adam ve Deniz, edebiyat dünyasında gerçek bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Modern bir klasik olan bu kitap, tecrübeli bir balıkçı ile balıkçının hayatının en büyük avı arasındaki destansı mücadeleyi anlatıyor. Bu macera kitabının kahramanı olan yaşlı adam ve çocuk, Hemingway’in söylediğine göre gerçek bir hikayeden alınmış iki kişi… İnsanın yaşama bağlanması ana fikriyle yazılan bu kitabı mutlaka okumanızı öneriyoruz.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Düşüş |Albert Camus
“İnsan, hiçbir şeyden emin olmuyor.“
Daha çok Yabancı kitabıyla tanıdığımız, varoluşçuluk felsefesinin öncülerinden olan Albert Camus, 1957’de Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi oluyor. 1956’da yayınlanan kitabı Düşüş’ün bu ödülü almasında büyük bir etkisi olduğu da söyleniyor. Düşüş, Camus’nun, önceki romanlarından aşina olduğumuz karakterlerine çok benzeyen avukat Jean-Baptiste Clamance’ın hikayesini anlatıyor. Doğrudan insan ruhuna ve varoluşuna hitap eden kitap, her birimize ayna tutuyor. Camus’nun kaleminden Calamance’ın hayat hikayesini okurken her kelimede büyülenmiş hissedeceğinizi söyleyebiliriz.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Bulantı | Jean Paul Sartre
“Saat üç. Bir şey yapmak isterseniz, bu saat ya çok geç ya çok erkendir. Öğleden sonra acayip bir an.“
1964 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülen ama bu ödülü almayı reddeden Sartre; “Kabul edeceği her paye, okuyucularını bir etki karşısında bırakır ki, işte ben bunu istemiyorum. İmzamı “Jean Paul Sartre” olarak atmakla, “Jean Paul Sartre 1964 Nobeli” diye atmak aynı şey değildir, diyorum.” şeklinde açıklıyor ödülü reddetme sebebini. Ama biz yine de onu Jean Paul Sartre olarak aratıyor ve listemize ekliyoruz. Varoluşçu felsefeni diğer bir önderi olan Sartre’ın 1938’de yayınlanan ilk kitabı Bulantı, onun varoluşçuluk üzerine düşüncelerini ve fikirlerini de ortaya koyduğu zor bir kitap. Kendi varlığından dehşete kapılmış kurgusal bir yazar olan Antoine Roquentin’in günlüğü şeklinde yazılan kitap hislerle, felsefik ve psikolojik mücadelelerle dolu. Eleştirel bir analiz olarak da okunabilen Bulantı’yı mutlaka okuma listenize eklemenizi öneriyoruz.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Yüzyıllık Yalnızlık | Gabriel Garcia Marquez
“Kimse başkalarının mutluluğunu düşünmeye fırsat bulamamış.”
1982 yılın Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi olan Gabriel Garcia Marquez’in en bilindik romanlarından biri Yüzyıllık Yalnızlık. 1967’de basılan bu kitap, Buendia ailesinin 100 yıl süren lanetinin hikayesini anlatırken yalnızlık arzusu ve aşk ihtiyacı arasındaki uzlaşmaz çatışmaya değiniyor; siyasi gerçekli büyülü gerçeklik, fantezi ve komiklikle harmanlanıyor. Hayal gücünün sınırlarını zorlayan, dil yeteneğiyle edebiyat severleri kendine hayran bırakan ve Latin Amerika edebiyatının şaheseri olarak kabul edilen Yüzyıllık Yalnızlık kitabını siz de mutlaka okumalısınız.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Körlük | Jose Samarago
“Haydi el ele tutuşalım ve hayata açılalım.”
Noktalama işareti olarak sadece nokta ve virgül kullanmasıyla edebiyat dünyasına imzasını atan Jose Samarago, 1998 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi oluyor. Samarago’nun en bilindik kitaplarından olan ve bizim de okurken epey etkilendiğimiz kitabı Körlük, 1995 yılında yayınlanan distopik bir hikayeden oluşuyor. Trafik ışığının yeşile dönmesini beklerken birdenbire her yeri beyaz görmeye başlayan bir adam ile başlayan kitap, tüm ülkenin bu körlük hastalığına yakalanmasıyla devam ediyor. Böylece şehirde ne yönetici kalıyor ne düzen… Ve tüm körler karantina altına alınıyor. Hayatta kalma mücadelesi, acımasız karanlık ve umut ışığı üçgeninde ilerleyen romanı mutlaka okumalısınız.
Kitabı satın almak için tıklayın.
Kırmızı Saçlı Kadın | Orhan Pamuk
“Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?”
Nobel Edebiyat ödüllü kitaplar arasında bir diğer favorimiz, 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülü alan yazar Orhan Pamuk’un 2016’da basılan Kırmızı Saçlı Kadın kitabı. Kitap, yazarın diğer eserleri gibi mitolojik ögelerle ve merak unsurlarıyla dolu bir roman olarak karşımıza çıkıyor. Bir kuyucu çırağı olan Cem ustası ve kırmızı saçlı kadın üçgeninde gelişen olaylar Kral Oidipus ile Rüstem ile Sührab hikayelerini temel alarak ilerliyor. Sıradan bir hayatın, efsanelerden ne denli etkilendiğini gördüğünüzde kendi yaşamınızı sorgulayabilirsiniz. Şimdiye kadar Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan tek Türk olan Orhan Pamuk’un Kar, Beyaz Ev, Cevdet Bey ve Oğullarım, Benim Adım Kırmızı gibi romanlarını da okuma listenize ayrıca eklemenizi öneririz. Keyifli okumalar!
Kitabı satın almak için tıklayın.
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Aliis Sinisalu
İlginizi çekebilir: BiblioMagger’dan Kitap Önerileri
Merhaba,
Yazınızın içeriği güzel olmakla beraber başlıkta bir hata var gibi geldi.
Nobel Edebiyat Ödüllü Kitaplar: Tanımanız Gereken Yazarlar yerine;
Nobel Edebiyat Ödüllü Yazarlar: Tanımanız Gereken Kitaplar olmalıydı.
Zira nobel yazara verilir ve tüm kitapları nobel ödüllü olur.
sevgiler...