Noel: İç Isıtan Bir Christmas Filmi
2000’ler sonrası Noel ruhunu hakkıyla yerine getirmiş, iç ısıtan film sayısı az sanki. Bunu söylerken iyi eleştiri almamış olmalarından filan bahsetmiyorum. Christmas filmleri eleştiri geçirmez. Daha çok o eski filmlerin atmosferine ulaşamamak kastım. Gerçi Love Actually (2003) ve The Holiday (2006) gibi pek sevdiğim suçlu hazlarım var. Fakat işte bu ikisinin ötesinde film saymaya geldi mi bir duralıyor, düşünüyor, bulamıyorum. Noel (2004) bu zorlamalardan birinde aklıma gelen nadir filmlerden. Kadrosunun yıldızlarına rağmen kenarda köşede kalmış, eleştirilerine bakmayın bile. Ama her sene bu zamanlar aynı filmlerle yılbaşı atmosferini tatmaktan sıkıldıysanız ve henüz izlemediyseniz Noel’i seveceğinizi tahmin ediyorum
The Usual Suspects (1995)’ten hatırlayacağımız Chazz Palminteri bu sefer yönetmen koltuğunda. Noel oyuncunun ilk uzun metraj filmi ve sanırım gelen eleştiriler yüzünden kendini geri çekip tekrar oyunculuğa odaklandı. Halbuki bu küçük romantik film Noel duygusallığının inandırıcılığıyla, şeker pembe olmayan umut portresiyle ve oyunculuklarıyla gayet olmuş.
Noel arifesinde New York’tayız. Çeşitli sebeplerden ötürü umudunu yitirmiş beş insanın iç içe geçmiş hikâyeleri yılbaşına uzanıp çözümleniyor. Sürprizleri açık etmeyeceğim. Yayınevi editörü Rose (Sarandon) depresyonda, iş saatleri dışında hastanede kalan Alzheimer hastası annesiyle ilgileniyor. Koridorun karşısında hiç ziyaretçisi olmayan, komadaki adama ufak bir ziyaret bahşediyor Rose. Buradaki beklenmedik tanışma filmin ilk bir araya gelişi, diğer karakterler de kendi küçük mucizelerinden nasiplerini alacaklar.
Susan Sarandon, Penelope Cruz, Alan Arkin ve sırayla 2013 ve 2014’te trajik şekilde kaybettiğimiz Paul Walker ve Robin Williams’ı barındırıyor Noel’in kadrosu. Böyle bir topluluğu beraber izlemek bile kendi başına bir keyif. Hepsi de filmin naifliğine katkı sağlayan içten oyunculuklar sunmuş.
Noel belki biraz karanlık başlıyor, anlatısına seçtiği karakterler de bu yönde. Ama herkese mucize temasının çaresizliği, bıkkınlığı romantik komedilerdekinin aksine daha gerçek insanlara da dokunuyor olması, bir umut, dışarıda acı çeken insanların da iyilik melekleri olduğuna inanma huzuru veriyor.
İlk yorumu siz yazın!