Norveç Fiyortları Gezisi: Gemi ile Seyahat
Norveç fiyortları gezimize kadar hiç tur almamış ve hep araba kiralayarak gezmiş bir ekip olarak kendimizce bir ilke imza atıyoruz. Fiyortları tam anlamı ile gezmek istememiz bizi gemi turlarına yönlendiriyor. Temmuz ayında biraz olsun sıcak olmasını ümit ederek başlıyoruz yolculuğumuza. Amsterdam’a uçuş, gemiye yerleşme ve alabildiğine ıssız sular…
1 tam günü hiç karaya basmadan Amsterdam’dan ilk durağımız olan Bergen’e geçiriyoruz. Daha sonra rotamız her sabah gözümüzü farklı bir yerde açacağımız şekilde planlanmış… Geiranger, Andalsnes, Flam, Stavanger ve tekrar Amsterdam. Bağımsız olmak isteyen tarafımızı çok bastıramamış olacağız ki turu sadece gemi ile hareket etmek amacıyla kullanıyoruz ve karaya indiğimiz anda o günkü keşif planımızı kendimiz oluşturuyoruz. Limanda inilen noktaların turist bilgilendirme noktalarına yakın oluşu ve bizim önceden yapmış olduğumuz araştırmalar aslında karadayken bireysel gezmenin zor olmadığını bize gösteriyor.
Norveç Fiyortları Gezisi
Bergen Konum
UNESCO Dünya Mirası kapsamında yer alan bir noktayla başlıyoruz Norveç fiyortları yolculuğumuza. Norveç’in ikinci büyük şehri olan Bergen, gezginlerin uğrak yerlerinden biri olacak ki meydanlarda çokça turist ile karşılaşıyoruz. Bryggen evleri ve hemen karşısında konumlandırılmış olan çiçek ve balık pazarı, şehrin en ünlü noktaları. Yengeç, somon gibi yiyeceklerin belki de en lezzetlilerini Norveç’te bulabileceğimizi düşünerek hemen kendimize bir tabak yaptırıyoruz ki o an Norveç, ne kadar pahalı bir ülke olduğunu bize bir kez daha hatırlatıyor.
Meydanını, doğasını, limanını her şeyi bir arada görmek isteyenler için Floyen Tepesi doğru bir nokta. Tırmanarak manzaranın tadını çıkarabileceğiniz gibi Bergen’in ünlü teleferiği olan Mt. Floien’i de tercih edebilirsiniz. Biz yürüyerek ve sürekli hoşumuza giden noktalarda mola vererek bir rota çiziyoruz kendimize.
Geiranger Konum
Dağ köyleri, buzul göller, şelaleler… Spontane başlayan gezimizde öncelikli olarak dağ köylerini geziyoruz. Her noktada ayrı eşsiz manzaralar karşılıyor bizi. Daha sonra yine UNESCO listesinde yer alan 1500 metre yükseklikteki Dalsnibba Milli Parkına çeviriyoruz yolumuzu. 16 metre uzunluğundaki bu fiyort, milli parkta yer alan seyir noktaları sayesinde ayaklarınızın altında…
Geiranger öyle bir nokta ki hem tepeden hem de sudan farklı güzellikler sunuyor insana. Gemiye dönüp yeni yollara doğru ilerlerken bir anda karşımıza en ünlü şelalelerinden Yedi Kızkardeşler (The Seven Sisters) çıkıyor. Yan yana dizilmiş olan yedi şelale veriyor buraya adını. Özellikle karların erimesi ile daha hareketli hal geldiği için Mayıs-Temmuz ayları arasında şelaleleri daha aktif bulmak mümkün.
Andalsnes Konum
6 Temmuz sabahı gözümüzü dağcıların uğrak noktası olan Andalsnes’te açıyoruz. İlk olarak yüksekliği 940 metreyi geçen ve Avrupa’nın en yüksek dik duvarlı dağı olarak bilinen Trol Duvarı’nı ziyaret ediyoruz. Yol boyunca birçok vadi içinden geçiyoruz ve karşımıza Trol Duvarı’nın simgesi haline gelen küçük Troll figürleri çıkıyor. Mitolojik hikayelere konu olmuş bu Troll heykelcikleri buzdolabı magneti, süs eşyası ve benzeri olarak her yerdeler… Kısa mesafe olmasına rağmen inanılmaz virajlı yollara girerek gözde noktalardan biri olan Trollstigen’e geliyoruz. Tüm virajlı vadiyi tepeden görmemizi sağlayan seyir terası mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri.
Trollstigen’den araç ile 25 dakika uzaklıkta olan ve “Ex Machina” filmine de ev sahipliği yapan Juvet Landscape Hotel de merak ettiğimiz noktalardandı; yolumuzun üstünde olmasa da görmek amacıyla uğrayıp o şekilde gemimize dönüyoruz.
Flam Konum
Flam’da gezeceğimiz bölgelere varabilmek için otobüs kullanmamız gerekiyor ve bu bölgedeki ilk durağımız olan Gudvangen için yola koyuluyoruz. Gudvangen, sıkça çim çatılı evlerin konumlandırıldığı eski Viking kasabalarından biri. Fiyort manzarasını görebileceğimiz yüksek noktalara doğru giderken bir yandan da kuzey Norveç’i görmek için yola çıkan gezginlerin genelde başlangıç noktası olarak bilinen Stalheim Vadisine yaklaşıyoruz.
Yolculuk boyunca sağlı sollu şelalelere rastlamak mümkün ama bizi en çok etkileyen ve aralarında en çok turist çeken şelale, yaklaşık 110 metre yükseklikteki Tvindefossen oluyor. Bu şelale aynı zamanda Norveç’in en çok ziyaret edilen dokuzuncu doğal ilgi odağı şeklinde de tanımlanıyor. Buz gibi ve tertemiz olan bu suyu hemen şişelerimize dolduruyoruz. Turumuz sonrası tekrar gemiye dönerken karşılaştığımız buzul göl, dağ, orman manzaralarının her birinde fotoğraf molası veriyoruz.
Stavanger Konum
Ve Norveç’teki son durağımız olan Stavanger, Norveç’in dördüncü büyük şehri. Burada bizi 600 metre yüksekliğindeki meşhur Pulpit Rock granit kayasının karşılayacağını biliyorduk. Kondisyon ve hava şartları gibi değişkenleri göz önünde bulundurduğumuzda en üste tırmanmanın yaklaşık 4-5 saat sürebileceğini söylüyorlar bize. Bir diğer seçenek olarak da fiyortta alınacak bir tekne turunu öneriyorlar. Kayayı üstten görmek isteyen biz, tırmanamayacağını bilen yine biz, alternatif yol arayışına giriyoruz. Turistik amaçlı yapılan bir seçenek daha olduğunu öğreniyoruz, o da helikopter. Daha önce hiç helikoptere binmemiş 5 kişi olarak bir cesaret karar veriyoruz. İnanılmaz bir deneyim oluyor bizler için. Sis ve yağış sebebiyle yer yer korktuğumuz anlar olsa da Pulpit Rock’ı tepeden görüyoruz ama güvenlik sebebi ile kayanın tepesine iniş mümkün olmuyor. Bu şekilde tüm şehri tepeden görme imkanı elde etmiş oluyoruz.
Adrenalin dolu dakikaların ardından kendimizi şehir merkezindeki tarihi bölgeye bırakıyoruz. Stavanger Old Town şeklinde tanımlanan ve sıra sıra dizilmiş bembeyaz evleri barındıran sokaklarda yürüyüp keyifli fotoğraflar çektikten sonra gemimize dönüyoruz ve Norveç’teki serüvenimizi noktalıyoruz.
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Maksim Shutov
İlginizi çekebilir: Deniz Gormezano’dan Norveç Şehirleri Gezisi
İlk yorumu siz yazın!