theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.
AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.
Yazdıklarınızın bir kısmına katılıyorum ama "olumlamak"tan ne anladığınıza göre "bu olumlanacak bir şey değil" kısmı değişiyor. Olumlamak demek kendinden nefret etmemek, kendine saygı duymak belki, becerilebilirse sevmek demek. Olumlamak diğer insanları yemeye, obeziteye, hareketsiz davranmaya davet etmiyor. Ben obez bir kişinin "ben çok sağlıklıyım benim gibi olun" çağrısı yaptığı bir içeriğe çok nadir rastladım. Her konunun uç ve tartışmalı içerikleri olur ama sağlığı fiziksel görünüşle ölçmek ve yorumlamak kimseye düşmüyor. Bu yazının ardından bugün dışarıdan baksanız eminim çok sağlıklı olduğunu düşüneceğiniz 5 farklı kadından direkt mesaj aldım ben bugün yeme bozukluğu yaşadıklarına dair. İkincisi zaten obez ya da sağlık sorunu yaşayan bir birey çoğunlukla bunun farkındadır, olmayıp bunu popüler yapmaya çalıştıkları hayali bir senaryoda bile dev diyet endüstri karşısında kazanma ihtimalleri yüzde kaçtır? Bence çok düşük. Ama beden olumlamanın insanları iyi beslenmeye, spora yönlendirdiğini ben birebir yaşadım. Şişman insanların çoğu toplulukta rahatça salaya yiyemez,spor yapamaz. Çünkü çevreden sürekli bir "aa zavallı şişman deniyor işte" tepkisi alınır. Herkes müdahil olmak ister. Oysa bedenini sevmenin, saygı duymanın suç olmadığını gören insan diyet kültürünün kendisine düşman ettiği oysa iyi gelecek bazı alışkanlıklara daha rahat eğilir (zorunda değildir o ayrı) Beden olumlamanın temel hedefi de zaten bu özbakım motivasyonunu sağlamak.
"O yüzden bence özellikle kilo ile ilgili durumu diğer konulardan (fazla kıllı olmak, doğuştan veya sonradan oluşan yara-izler, büyük burunlar vb.) ayarlamak toplum sağlığı için önemli" kısmı için ben hiç öyle düşünmüyorum. Birincisi BMI ölçümlerine ilişkin yüzlerce tartışma var. İkincisi obezite ciddi bir tehdit de olsa bu durumun çözümü bedenleriyle barışmaya yaşamaya, iyileşmeye çalışan insanlara zayıflayın baskısı yaratmak değil. Birçok şişman insan tıbbi anlamda da gerekli yardımı alamıyor ya da bu yardımı alıp iyileşmeye çalışırken psikolojik etkenler göz ardı ediliyor. Dediğim gibi beden olumlamanın yaşasın şişmanlık yiyelim gibi amacı yok zaten ama şişman insanların da bu sırada temsil edilmeye, aradıkları bedende ürün bulabilmeye, her gün eleştiriye maruz kalmamaya hakları var.
Tam elimde Veba Geceleri vardı bir türlü başlayamadığım ki bu yazı geldi. Babam hep beni Orhan Pamuk okurken görünce Beyaz Kale'yi oku der ben ona yetişemedim pek yaş olarak. Sıra da gelmiyordu ama Veba Geceleri bitince onu okuyacağım.
Bir X kuşağının bakış açısını almamız çok iyi oldu teşekkür ederiz 🙂
çok teşekkür ederim 🙂 Dörtlüğü de bilmiyordum çok hoşmuş
çok teşekkürler 🙂
Ben teşekkür ederim 🙂
Ben müzik yazıları görmeyi çok seviyorum. Yazında yer verdiğin şarkıların da hepsini severdim ama belli bir türe ait olduğunu bilmiyormuşum 🙂 Eline sağlık
Güç tutkunluğu ve dengeleri konusuna kesinlikle katılıyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Böyle düşünmene çok mutlu oldum Cansu, teşekkür ederiim 🙂