İlk yorumu siz yazın!
Okurun Rotası: Nereden Başlamalı?
Bir kitabı okumaya nerede başlarsan, o kitabın mekâna özdeşleştiğine inanırım. Tatilde, deniz kenarında, en sevdiğim okuma köşemde, vapurda, bir kafede, yolculukta… Bir kitaba başladığım yer ile kurduğum aidiyet, hem kitapla mekan arasında hem de kitapla zihnim arasında bir geçit oluşturur. Bir kitapla aramızdaki ilişkiyi belirlemek, sınırları da korumak için çizdiğimiz bir mesafedir aynı zamanda. Oysa ilk cümle itibariyle yeni bir yolculuk başlar, bulunduğumuz mekanla, metnin ilk çizgisinden atladığımız anda sınır ortadan kalkar artık yeni keşfedilmemiş sulara yolculuk edilir. Yolculuğun nasıl genişleyeceğini ise bulunduğumuz mekanla kitaptaki yer arasındaki o eşik belirler. O eşikten geçmeyi de ona dönmek de artık yeni bir benliğin karşılaşmasıdır. Hiçbir şey değişmez belki ama yönler değişir, tıpkı hiçbir şeyin sabit olmadığı sürekli değiştiği gibi…
Zaman geçtikçe bir gün ya da bir yıl fark etmez; artık eskisi gibi değilizdir. Hem bulunduğumuz mekanla hem de kitaplardaki mekanlarla ilişkilerimiz değişir. Bu değişimi ilk fark ettiğimde sevdiğim bir kafede oturup aynı kitaba tekrar başladığımda hissetmiştim. Hareket halinde olan her şeyin zamanın kendi içerisindeki dönüşümüyle yeniden şekillendiğini ve bana ait olmadığını anlamıştım. Yaş alıyordum, bakışım değişiyordu ama benimle birlikte dünyada, okuduğum metinde hızla değişiyordu. İlk okumanın heyecanıyla yeniden okumanın rahatlığı arasındaki sıkışmışlık duygusu aynı olanı deneyimlemenin ve bilmenin tatlı huzursuzluğunu yaşatıyordu. Ben bunu o zaman hangi düşüncelerle okudum? Bugün hangi düşüncelerle okuyorum, biliyorum? Bu iki sorunun peşinde yeniden başladığım kitaplar oldu. Özellikle dünya klasikleri, felsefi metinler, tarih kitapları, şiirler…
30’lu yaşların etkisi belki; “Okuyacak çok kitap var,” sızısı yerini “Bu kitabın bana faydası ne olacak?” sorusuna götürünce hayatımda birçok şeyin değiştiğini de fark ettim (20li yaşlarda her şeyi okuma arzusu ile yaşama arzusu arsız bir şekilde çatışıyor). Okuma rutinlerimi gözden geçirince öncesinde romanla başladığım yolculuk, yerini şiire sonra felsefeye ve oradan yapıyı sağlamlaştırmak için romana dönünce daha rahatladığımı ve her şeyin birbirinden ne kadar da beslendiğini fark ettim. Yalnız hayatın deneyimle muktedir gelişebileceğini de atlamamak gerekir. Yaşamın sonsuz ritminde temas ettiğimiz şeyler rotanın seyrini de değiştirebiliyor. Türler arası yolculuğun, duygular arası yollarla kesişmesinin hazzı ise bambaşka, özellikle İstanbul’da yaşıyorsanız, bu hislerle çarpışmamak mümkün değil.
Romanların geçtiği sokaklarda dolaşmak ya da yazarın/şairin yaşadığı evin önünden geçerken hangi düşüncelerle yazdığını sorgulamak, yahut o kafeye geldiği saatlerde orada bulunmanın sanki bizi de kelimelerin büyüsüyle iyileştireceğine inanmak da rotayı anlamlı kılan yolları genişletebiliyor. Oğuz Atay’ın yaşadığı Çukurcuma’daki evin karşısındaki merdivenlerde oturarak Tehlikeli Oyunlar’ı ya da Tutunamayanlar’ı okuyan okur, biraz daha aşağı yoldan Tophane’ye inerken, Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’nin izini sürebilir. Yüksekkaldırım’da Atilla İlhan, Pera’da İlhan Berk’in kelimeleriyle karşılaşmak mümkündür.
Mekânla belirleyici olan yalnızca kitaplar değildir elbette. Filmler, müzikler, resimler, anılar ve deneyimlenen onca şey ‘o yer’ ile aramızda derin bağlar kurabilir. Yine de bu bağların nostaljinin o bizi uyuşturan etkisine kapılmadan kurulması, yeni olasılıkları ve karşılaşmaları da beraberinde getirebilir. O kitapla girdiğimiz o sokaklardan çıktığımızda eskiye dair düşünceleri de beraberinde bırakmak gerekir. Kendimizi bir yapı-sökümde yeniden inşa ederek, bize etkisi olmayan, şimdiki bizle, düşüncelerimizle çarpışmayan metinlerden biraz uzaklaşmak ve hiç keşfetmediğimiz bir türle yeni bir yolculuğa çıkmak iyi gelebilir.
Alejandro Zambra’nın Eve Dönmenin Yolları kitabında dediği gibi: “Bundan sonra hiç kaybolmayacağını biliyoruz. Tek başına sokaklarda yürümeyi öğrendin. Ama bütün dikkatini yola vermelisin. Daha hızlı yürümelisin,” diyerek bavulu yeniden hazırlamalı ve bazı fazlalıklardan da kurtulmalıyız. Yeni rotalarda görüşmek üzere!
Kapak Fotoğrafı: Pinterest
İlginizi çekebilir: Yaprak Civan’dan Aradığın Şey Kütüphanede Saklı: Peki Sen Ne Arıyorsun?
... sürükleyici ve etkilendim...elinize sağlık...