“Yerleşik üst sınıf ailelerin miras kalan zenginliği” veya “miras alınan servete sahip bir kişi, aile veya soy” şeklinde tanımlanan “old money”; bugünlerde özellikle moda doğrultusunda sıkça karşımıza çıkan bir tanım oldu. Bu tanıma yakışır filmlerden bazılarını sizler için derledim. Henüz izleme fırsatı bulamadıysanız bu kaliteli yapımlara vakit ayırmanıza değeceğini kesin olarak söyleyebilirim. İyi seyirler!

Old Money Konseptli Filmler

Knives Out | 2019

Gotik ve modern old money konseptinin muhterem bir uygulaması olan bu film, izleyiciye Agatha Christie romanında gibi hissetirmede oldukça başarılı. Film, 85. yaş gününde evinde ölü bulunan Harlan Thrombey’in gizemli ölümünün Dedektif Benoit Blanc tarafından araştırılması ile başlıyor. Daniel Craig tarafından canlandırılan Blanc, Thrombey’in ailesini yakından incelemeye başlıyor; bu ölümün gizemini ortaya çıkarmaya çalışıyor. Film, ismini Radiohead’in Amnesiac adlı albümünün altıncı şarkısı olan Knives Out’tan alıyor. Bu filmin kadrosunda yer alan isimler arasında; filmde giydiği beyaz kazağını kısa sürede meşhur eden Chris Evans, bu filmde ilk defa oyunculuğunu izlediğim Ana de Armas, çoğumuzun hayatına 13 Reason Why adlı dizi ile giren Katherine Langford, Jamie Lee Curtis, Michael Shannon ve Toni Collette bulunuyor. Miras derdine düşen bir grup aile üyesini izleyeceğiniz bu filmdeki zenginlik unsurları bu derde neden düştüklerini oldukça iyi anlatırken zenginliğin karakterdeki berbat değişimlere nasıl sebep olduğunu da ortaya çıkarıyor. Film, bazı sinema salonlarında yönetmen Rian Johnson’ın seyircilere filme geldikleri için teşekkür ettiği ve diğer izleyecek kişilerin seyir zevkini bozmamak adına sonunu söylememelerini rica ettiği bir mesaj ile gösterime giriyor. Daha sonradan ikincisi çekilen ve üçüncüsü planlanan bu filmi sonbahar veya kışın izlemenizi tavsiye ediyorum. 

İlginizi çekebilir: Yaprak Sav’dan Knives Out

Saltburn | 2023

TikTok uygulamasını kullanan bir sinemaseverseniz bu filmi 2023 yılının sonlarından itibaren ara ara görmemiş olma ihtimaliniz muhtemelen yoktur. Peki tüm bu getirdiği sese, popülerliğine değen bir yapım mı? Bence kesinlikle evet. Yunan anlatılarını seven, dark academia türüne ilgi duyan herkesin az biraz izlerken eğleneceği, Oxford Üniversitesi’nde öğrenci olan Oliver Quick’in aristokrat Felix ile tanışıp oğlanın ailesine ait Saltburn’e davet edildikten sonra yaşadıklarını ele alan bu film, her ne kadar gösterime yaz mevsiminde girmese de tam bir yaz filmi olduğunu izleyince anlayacaksınız. Daha önce izlediğiniz hiçbir karaktere tam olarak benzemeyen bu karakterler ve olay örgüsü Promising Young Woman filminden bildiğimiz, yönetmen ve yazar Emerald Fennell tarafından ustalıkla yazılmış ve oyuncular tarafından muhteşem bir performans ile canlandırılmış desek yanılmış olmayız. Barry Keoghan, Jacob Elordi, Rosamund Pike, Carey Mulligan ve Richard E. Grant’ın kadroda yer aldığı bu filmi izledikten sonra bir müddet filmin müzikleri size eşlik edecek. Filmin soundtrack bütçesindeki en pahalı şarkı ise The Killers’ın meşhur şarkısı Mr. Brightside. Çoğumuzun Gone Girl filminden bildiği Rosamund Pike film çekimleri sırasında 1300 yılında yapıldığı tahmin edilen Saltburn evinde kalarak karakterinin dünyasını tam olarak anlıyor. Böylece belki de filmdeki en iyi performansı sergiliyor. Filmin yapımcılarından biri ise Barbie filmi ile popülerleşen Margot Robbie. Elordi’nin oynadığı karakter için başta düşünülen isim Timothée Chalamet olmasına rağmen Keoghan’ın önerisi ile Elordi değerlendirilmeye alınmış ve rolü kapmış. Film sadece zengin bir ailenin etrafında geçmiyor, film bu ailenin kuşaktan kuşağa geçen servetini bu imkânların hiçbirine sahip olmayan orta sınıf bir erkeğin bakışından oldukça hedef odaklı bir şekilde seyirciye aktarıyor. Öte yandan sevginin en eğlenceli biçimlerinden olan sevgi-nefret ilişkisi besleyeceğiniz bu karakterlerin başına gelenleri izlerken görsel bir şölen yaşayacaksınız. Bu film ileride klasik sayılabilecek bir kült değeri taşıyor. 

The Talented Mr. Ripley | 1999

Anthony Minghella tarafından yönetilen film; Patricia Highsmith tarafından yazılmış bir roman olup ilk kez 1955 yılında yayımlanıyor. Film yoksul ama tehlikeli sayılacak kadar hırslı bir genç olan Tom Ripley’nin hikâyesini anlatıyor. Ripley, kendisine güvenen ve onu Avrupa’ya göndererek kayıp bir arkadaşını bulmasını isteyen varlıklı bir adam tarafından işe alınıyor. Matt Damon tarafından canlandırılan Tom Ripley’nin babası tarafından bulunmasını istenen Jude Law tarafından canlandırılan Dickie Greenleaf ve Gwyneth Paltrow’un canlandırdığı sevgilisi Marge Sherwood ile tanıştıktan sonra gelişen olayları anlatıyor. Kıskançlık ve hırsın bir insanda bütünleştikten sonra onu nerelere sürükleyeceğini izlerken tatil atmosferini İtalya’nın çeşitli yerlerinde çekilen bu filmde büyük ölçüde hissedeceksiniz. Özellikle Roma, Venedik ve Napoli gibi şehirlerde yapılan çekimler, filmin atmosferini ve estetiğini önemli ölçüde etkiliyor diyebilirim. Filmin müzikleri Gabriel Yared tarafından besteleniyor ve kullanılan caz müzikleri, özellikle 1950’lerin caz sahnesine bir saygı duruşu niteliğinde olarak bu müziklerin filmin atmosferini zenginleştirme konusunda oldukça başarılı. 

The Parent Trap | 1998

Muhtemelen bu filmi daha önce izlemiş olanlar bu filmin neden böyle bir listede yer aldığını başta tam konumlandıramasa da filmi düşündükçe Nancy Meyers tarafından yaratılan atmosferin “cosy old money” konseptini sonuna kadar yansıttığı hatırlayarak bana hak vermeye yaklaşacaktır. Filmi izlemeyenler için aile ile izlemeye oldukça uygun, her çocuğa keşke ikizim olsaydı, her yetişkine keşke böyle bir evim olsaydı dedirtecek bu film, Annie ve Hallie adlı iki kızın katıldıkları bir yaz kampında ikiz olduklarını fark etmeleri ile başlıyor. Evlendikten kısa süre sonra boşanan Nick ve Elizabeth bu sırrı uzun süre çocuklarından saklamayı başarıyor. 11 yıl boyunca Hallie, Kalifornia’da babası Nick ile büyürken Annie gelinlik tasarımcısı annesi ile Londra’da bir hayat sürüyor. Aynı görünen bu iki kız yer değiştirmeye karar veriyorlar ama Nick’in evlenmek istediği Meredith adlı kadından hiç hoşlanmayan Annie ve Hallie’nin bir plan yapması gerekiyor. 90’lı yıllarda çocukluk geçirmiş sinemaseverlerin çoğunun yabancı olmadığı Lindsay Lohan ikizleri canladırıyor. Kadroda yer alan diğer isimler ise Natasha Richardson, Dennis Quaid, Elaine Hendrix, Lisa Ann Walter ve dahası şeklinde sıralanabilir. Bu sıcak atmosferli film karakterlerin yaşadığı muhteşem evlerdeki dekorlar, detay sevenlerinizin çok hoşuna gideceğine emin olmakla beraber asıl dikkat etmesi gerekenlerin modaya düşkün olanlar olması gerektiği konusunda bir uyarı geçmeliyim. 11 yaşında iki kızın Ralph Lauren gömlek kombini yapmasının çok daha ötesinde zamansız lüks modayı buram buram her karakter üzerinden hissedebileceğiniz bu filmin ilham dolu bir pano sunacağına eminim. 

House of Gucci | 2021

House of Gucci zenginlik, aile dramaları, moda dünyası ve ünlü oyuncuların bir araya geldiği karmaşık ve ilgi çekici hikâyeyi seyircilere sunma konusunda oldukça başarılı bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Film,usta yönetmen Ridley Scott tarafından yönetildi. Scott, filmde Gucci ailesinin dramatik hikâyesini anlatırken aynı zamanda dönemin moda dünyasının atmosferini de başarıyla yansıttı. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan ve Gucci moda imparatorluğunun kuruluşu ve ailenin içinde yaşanan entrikaları konu alan bir drama sunan film, İtalyan moda devi Gucci’nin tarihi ve ailenin iç dinamikleri, zenginlik, güç ve ihanet temaları etrafında geçiyor. Bu filmin kadrosunda yer alan isimlerden bazıları; Lady Gaga, Adam Driver, Al Pacino, Jared Leto ve Jeremy Irons şeklinde sıralanabilir. Bir ailenin çöküş hikâyesini anlatmanın en şık yöntemini bulan bu filmi sadece estetik değer anlayışınızı pekiştirmek için bile izleyebilirsiniz. 

İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan House of Gucci

Cruel Intentions | 1999

Önermekten asla sıkılmadığım Roger Kumble tarafından yönetilen bu filmi izlemediyseniz bu yazıyı bir işaret olarak almanız gerektiğini vurgulamak istiyorum. Lisede TM (Türkçe-Matematik) öğrencisiyseniz “mektup roman” tarzının öncü örneklerinden biri olarak kabul gören orijinal adı Les Liaisons Dangereuses olan bu eseri duymuş olma olasılığınız olduğunu varsayıyorum. Bu filmin bu eserin modern bir uyarlaması olduğunu duymak ise bu bilginin aklınızdaki yerini sağlamlaştıracağını düşünüyorum. Kan bağı bulunmaksızın üvey kardeş olan Kathryn ve Sebestian’ın etraflarındaki insanları, yeri ve zamanı piyon gibi kullanarak çevirdikleri entrikalara odaklanan film parasal anlamda güçlü gençlerin bu gücü birbirlerinin üzerinde acımasızca kullanabilecekleri bir araca döndürmelerini seyirciye göstermede oldukça başarılı. Merak ederek araştıracağınız için şimdiden söylemeliyim; filmin açılış sahnesinden son sahnesine kadar ara ara görerek ehliyeti olmayan insanlar da dahil olmak üzere imrenerek kullanılan arabanın modeli Jaguar XK140.

The Godfather: Part II  | 1974

The Godfather serisi ile ilgili bugüne kadar konuşulabilecek her şey sinemaseverler tarafından masaya yatırılmıştır diye düşünüyorum. Serinin üçüncü filmi ailenin lideri olan Michael Corleone’nun yaşlanmasıyla beraber artık kendisine yeni bir varis aramasını anlatıyor. Ailesini bir suç örgütü konumundan çıkartıp yasal iş yapan yani old money konseptine yakışır bir aile haline getirmek isteyen Michael için işler Kardinal Lamberto’ya verdiği rüşvetin üstüne zorlaşıyor. Francis Ford Coppola tarafından yönetilen filmin kadrosunda yer alan oyuncular Al Pacino, Diane Keaton, Andy Garcia, yönetmenliği ile sevilen, oyunculuğu ile bir o kadar sevilmeyen Francis Ford Coppola’nın kızı Sofia Coppola şeklinde sıralanıyor. Ben filmi her ne kadar sevsem de Al Pacino oynadığı karakterin yansıtılma şeklinden memnun değilken filmin yönetmeni Coppola da filmin bitişinden memnun olmadığını itiraf ediyor. Al Pacino oynadığı karakter Michael’ın vicdan azabı çekmesini inandırıcı bulmamışken Coppola ise film stüdyosunun istediği bütçeyi ve filmin senaryosu için gerekli süreyi vermemesinden dolayı bu memnuniyetsizliğin ortaya çıktığını ileri sürüyor. Al Pacino filmde yer almak için 7 milyon dolar ve filmin getirisinden pay isterken Coppola, filmi Michael’ın cenazesi ile başlatacak bir senaryo ile tehdit ediyor ve Al Pacino teklif edilen 5 milyon doları kabul ediyor. İtalyan tarzı bir şıklığa kendinizi kaptıracağınız bu seriyi henüz izlemediyseniz 2024 yazınızı buna ayırmanızı öneriyorum. Doygunluğa ulaşmış bir ailenin old money konseptini en iyi yansıttığı bu film ise birçok yorumcunun aksine benim oldukça beğendiğim bir final tadını barındırıyor. 

The Great Gatsby | 2013

F. Scott Fitzgerald’ın meşhur kitabından uyarlanan ve Türkçeye Muhteşem Gatsby olarak çevrilen zenginlik ve gösteriş ile gelen değer çöküşünü ele alan bu hikâye, Daisy adlı sığ bir kadına aşık olan gizemli bir milyoner Jay’in yaşadıklarını Nick Carraway’ın gözünden anlatıyor. Film, seyirciyi 20’li yılların büyüsüne boğarken karakterlere üzülmek ve sinirli olmak arasında gidip geliyorsunuz. Başrolde çocukluklarından beri arkadaş olan Leonardo DiCaprio ve Tobey Maguire’ın yanı sıra Carey Mulligan, Joel Edgerton, Elizabeth Debicki gibi isimler de kadroda yer alıyor. Daisy rolü ile karşımıza çıkan Mulligan; filmin yönetmeni, Baz Luhrmann Daisy rolü için seçildiğini söylediğinde katıldığı moda ödül töreninde mutluluktan ağlamaya başlasa da filmdeki performansını hiç beğenmiyor ve daha sonra bir süre büyük yapımlar yerine daha az yoran küçük yapımlarda yer alıyor. 1974 yılında gösterime giren aynı adlı film gibi bu versiyonu da “En İyi Kostüm” kategorisinde ödülünü alıyor. Baştan aşağı lüks diye bağıran evler, keşke benim de olsa dedirten muhteşem arabalar ve oldukça az emekle çok şeye sahip olan bir grup insanı izlemek istediğiniz bir gün bu filmi izlemelisiniz.

Kapak Fotoğrafı: iMDb

İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Sessiz Lüks Temsili Succession