Bagmati Nehri: Nepal'de Bir Ölü Yakma Töreni Deneyimi
Katmandu 1.5 milyonluk nüfusuyla yoksulluğun, trafiğin ve motorlu taşıtların dikkatinizi çektiği bir şehir. Oraya ulaştığımda tuhaf bir merak duygusu beni sardı. Daha önce Bombay için de bu duygulara sahiptim ama sanırım Katmandu’daki atmosfer çok daha farklıydı… Nepal’de bulunduğum zaman içerisinde yalnızca Pashupatinath Tapınağı’nı gezmiş olsam da bu birçok deneyime bedeldi. Hayatımda ilk defa “ölü yakma törenine şahit olmak” hem ürperten hem de merak duygumu iliklerime kadar hissettiren bir deneyimdi benim için. Ürpertici hislerden bir nebze de olsa sıyrılmamı sağlayan Oya, bir yandan bana güç veriyor, bir yandan da mutluluğuma eşlik ediyordu.
Pashupatinath Tapınağı tüm dünyadaki Hindular tarafından kutsal kabul edilen bir tapınak. Ölümün ve yeniden doğuşun adresi; Ganj Nehri’nin kolu olan Bagmati Nehri’nin kenarına kurularak Tanrı Şiva adına inşa edilmiş. Öyküsü 1600 sene öncesine dayanıyor. Sadece Hinduların girebildiği bir tapınağa sahip olan bu yerde irili ufaklı birçok tapınak ve yüzlerce maymun var. Başta Brahma, Vishnu ve Shiva’nın kutsal sayıldığı Hinduizm’de milyonlarca tanrı var ve her bi tapınakta bu tanrılardan birer izler mevcut. Tapınağın geniş bahçesine adım attığımda dikkatimi çeken ilk şey mırıltı çıkaran maymunlar ve günlerdir kendimi düşüncesiyle alıştırdığım koku oldu.
Kutsal Hindu Tapınağını geride bıraktıktan sonra kast sistemine göre ölülerin yakıldığı alana tepeden bakabildik. Aynı yerde birden çok ölünün yakıldığı Pashupatinath’ta 24 saat boyunca ölü yakma töreni gerçekleştiriliyor. Nehrin karşısına baktığımda bir taraftan yükselen dumanlar, turuncu giymiş olan Sadular ve hızlıca koşan maymunlar bu töreni yakından izleme merakımı artırdı.
Köprünün sağ kısmında üst sınıfa ait insanların yakılma törenleri gerçekleşirken sol kısmında alt tabaka ve nehrin en son tarafındaysa kimsesizlerin yakılışı gerçekleştiriliyordu. Oya ve ben herkes gibi köprüden geçtikten sonra bu törenin gerçekleştiği alanı karşı taraftan kolayca izleyebileceğimiz merdivenlere oturduk. Açıkçası kendimi izlemekten alıkoyamadığım bir durumdu. Bir taraftan ruhum ve insanlık suretim insanların acısına eşlik ederken bir taraftan hoyratça telefonumla olan biteni çekmeye çalışıyordum. Buraya bana yansıyanları koyup koymama konusunda tereddütteyim, fakat sanırım ilginç bir deneyim olması nedeniyle paylaşmaktan çekinmeyeceğim.
Konunun özüne gelince yaratıcı tanrı olan Brahma’ya ulaşmanın yolculuğu bu tören. Belki de onlar için özgürlüğe giden yol, ateşin elçi olduğu ruhu bedenden kurtarmanın bir çeşit güzergahı. Ruhun bedene yeniden ulaşmasının taşıyıcısı Ganj, günahlarından arınmak üzere yakılan bedenlerin sahipliğini üstleniyor Hinduizm’de.
Oturduğumuz merdivenin karşısından duyduğum ağlama feryatları acıya olan merakımı sorgulatsa da töreni gözümü kırpmadan izledim. Kalabalığın içerisinde beyaz giyinmiş adamlar, renkli giyenen ve ölülerin etrafında ağıt yakarak dönen kadınlar şimdi ne olacak merakımla olan biteni pür dikkat izlememe neden oldu. 4-5 kişinin taşıdığı ve turuncu bir giysiye sarılan ölü Bagmati’nin kenarına sağ eli ve başı açık kalacak şekilde yatırılarak bir süre bekletilmeye başlandı.
Beyaz giyinmiş olan erkekler ailenin cenaze törenini üstlenen oğulları oluyormuş bu gelenekte. Pandit adı verilen Hindu din adamları ile ölüyü yakma işlemini beraber gerçekleştiriyorlar. Büyük oğulun maneviyattan sıyrılması için gerçekleştirmesi gereken bir takım kurallar var; beyaz giysisini giymek, ayakkabılarını çıkarmak kimi zaman da saçlarını kazıtmak gibi. Bu arada ölü sandal ağacı yağı ile yağlandıktan sonra beyaz veya turuncu giysisine sarılarak bir takım ritüeller için bekletiliyor. Kadınlardan oluşan yakınları ölünün üzerine çiçek ve bozuk paralar atarak etrafında dönüyor. Yakılma töreninin başlaması için ölü, odunların olduğu bir yere taşındıktan sonra üzeri odun ve çalılarla kaplanıyor. Hava iyice karardıktan sonra yakılma törenleri müzik eşliğinde gerçekleşmeye başladı. Bu sırada kokuya iyice alıştığımı fark ettim. Havanın kararmasıyla turistlerin geçemediği yere giderek yakılma törenini yakından izleyebildik. Ailenin bu töreni üstlenen oğulu ölüyü baş tarafından ateşe vermesiyle bedenin 3 saatlik küle dönme süreci başlamış oldu.
Güneşin çoktan batmış olduğu Pashupatinath Tapınağı’nda bedenlerin küle dönüşünü izlerken, kendi ölümümün nasıl olması gerektiğini düşünürken buldum kendimi. Havalimanına doğru yol alırken Nepal, aklımda cevabını almak isteyip istemediğimden emin olmadığım sorularla ve zihnimde çalan Om Mani Padme Hum mantrasıyla bir daha gel dercesine uğurluyordu beni.
İlk yorumu siz yazın!