Kabak Koyu… Burada ıslak havlular var, beş dakika içinde kuruyan saçlar, şarja takılıp unutulan telefonlar, kumlu ayaklar, parmak arası terlikle yürünmemesi gereken yollar var. Her zaman soğuk biralar, kamplarda dinleyebileceğimiz alternatif müzikler var. Saat yok, bugün ayın kaçı diye bazen sorduk birbirimize telefonumuzun yanımızda olmadığı bile oldu.

“Ayın kaçı”ndan çok rengine baktık. Ayın doğuşunu, güneşin batışından çok sevdik. Güneş battığında yıldızları kayar mı diye bekledik, amacımıza ulaştığımız oldu. Muhakkak biri kayacaktı çünkü bin yıldızlı bir oteldeyiz; Kabak Koyu’nda…

Kabak Koyu’na Ulaşım: Nasıl Gidilir?

Likya yolu üzerindeki duraklardan biri Kabak Koyu. Haritadaki adıyla Gemile. Fethiye merkezden yaklaşık bir saat süren bir yolun ardından, 10-15 dakikalık bir dolmuş yolculuğu ile bu cennet koya ulaşıyorsunuz. Dolmuş yolculuğu diye özellikle belirttim çünkü içeriye araba girişi yasak. Koyun en güzel yanı da bu. Yamacın başında aracınızı park edip oldukça eski model bir dolmuşla ortalama 9-10 TL ödeyerek koya inmeniz gerekiyor.

Kabak Koyu’nda Konaklama ve Yemek

Gitmeden önce muhakkak kalacak yer araştıracaksınız ancak şunu belirtelim, kalacağınız kamplardaki yemek çeşitleri ortalama aynı. Zeytinyağlı ağırlıklı ve hafif besleneceksiniz, kahvaltılarda muhakkak kavun karpuz gibi serin şeyler inecek midenize. Burada her şey self-servis. Akşam yemeğinde alinazik kebabı yer miyiz gibi beklentileriniz olmasın. Bunun dışında karar vermeniz gereken nokta çadırda mı yoksa bungalowda mı kalacaksınız kısmı olacak. Bunu belirledikten sonra düşünmeniz gereken diğer kriter sahile yakınlık derecesi. Tepedeki kamplarda kalıp şahane manzaralara uyanabilir ya da ben her gün yamaçtan inip çıkmak istemiyorum derseniz sahile yakın kampları tercih edebilirsiniz. Biz ikisine de yakınlığıyla iyi bir seçenek olan Latcho Camp‘ı seçtik.

latchobungalows.com/

Bir yogaseverseniz konaklama için ilk göze çarpan kamp Shambala olacak. Burası, bedeninizi, zihninizi, ruhunuzu dinlendirmek için birebir. Yoga ve meditasyon seanslarına da katılabilirsiniz. Bütün kamplar belirttiğim gibi aşağı yukarı aynı. Yer bulamama riskine karşı özellikle bayram tatili, birleşen resmi tatiller gibi bir zamanlamada gidecekseniz, gitmeden muhakkak rezervasyon yaptırın. Lilith Camping, Sultan Camp, Reflections Camp gibi güzel seçenekleriniz olacak.

theshambala.com/

Kabak için planlayacağınız tatilde bazı kritik noktalar var bunlar atlanmadığında muhteşemler harikası bir tatil sizi bekliyor.

Kabak Koyu’nda Dikkat Etmeniz Gerekenler:

1. Yamacın başında arabanızı bırakacağınızı belirtmiştim. Dolmuştan indiğinizde biraz yürüyeceksiniz. Bu nedenle yürüyüşünüzün kabusa dönmemesi için tekerlekli bavullar yerine büyük sırt çantaları tercih etmeniz gerekiyor. Buraya bir de dipnot düşelim, parmak arası terlik gibi ayağınızdan fırlayacak terlikler değil, sandalet, Birkenstock gibi ayağınızda sıkı duracak şeyler seçmeniz gerekiyor.

2. Çantanıza saç maşası, kırışıklık kremi, topuklu ayakkabı gibi asla kullanmanıza gerek olmayacak şeyler alıp kendinize yük yapmayın. Birkaç t-shirt, uçuş uçuş kıyafetler, şortlar size yetecek. Şile bezinin dünyanın en iyi icadı olacağına burda karar vereceksiniz.

3. Geceleri koyda ışıklandırma olmadığından yanınıza sahile gidiş gelişte ya da etrafı gezerken kullanacağınız bir el feneri mutlaka alın.

4. Bir gününüzü mutlaka Likya Yolu’nu kullanarak gidebileceğiniz şelaleyi görmeye ayırın. Gidiş konusunda kaldığınız kamptaki yetkili birinden destek alabilirsiniz. Kime sorsanız size siyah boruyu takip etmenizin yeterli olduğunu söyleyecek. Bu doğru. Siyah boruyu takip etmeniz yeterli.

İlginizi çekebilir: Zeren Beyza’dan “Yola Çık Sevgili Dostum: Likya Yolu”

5. Mavi mağarayı mutlaka görün ve muhteşem renkteki suyunda yüzün. Denizden yüzerek te gidebileceğiniz gibi, kıyı şeridinden biraz da tırmanarak yürüyüşle de ulaşabilirsiniz. Yürüyüş yolunu öneririz çünkü sudan çıkarken sivri kayalıklar kolunuzu bacağınızı kesebilir.

6. Telefon ve internet bağlantınız biraz düşük olacak bu nedenle sizi merak edebilecek insanlara öncesinde haber verin. Instagram, snapchat paylaşımlarını da tatil bitimine ayırın.

7. Bir gece mutlaka Nena Sahne’ye gidip müzik dinleyin.Karanlıkta yukarıya çıkmak zor olacaktır. Dolmuşla yukarıya çıkabilirsiniz, geç kalmamanızı öneririz.

8. Sahilde mutlaka uzanıp yıldızları izleyin… Kayan bir yıldız gördüğünüzde yanınızdakine hemen nispet yapın.

9. Bir eşyanızı bir yerde unuttuğunuzu fark ederseniz üzülüp endişeye kapılmayın. Bu bir cep telefonu ya da cüzdan bile olabilir. Bıraktığınızı düşündüğünüz yere geri dönün, orada bulacaksınız.

10. Endişeyi, stresi, hayal kırıklıklarını, umutsuzluklarınızı geride bırakın. Bırakın doğa sizi kucaklasın, dans edin.

Biz Kabak Koyu için temmuz ayını tercih ettik. Tahmin ettiğiniz gibi temmuzda burası oldukça sıcak oluyor ve nemli bir hava ve bungalowlarda klima, vantilatör gibi aletler yok. Bu arada hiçbir yerde televizyon göremeyeceksiniz, yani gündem sadece sizin gündeminiz. İçeriye araç girememesinden sonraki en şahane detay da bu.

Vızır vızır arabaların geçtiği, kornaların susmadığı, kafanızı kaldırdığınızda binalara denk geldiğiniz şehir kaosundaki yol kenarı kahvelerinden sonra, bu ortamda içtiğiniz kahve de hissiyat tam olarak “cennete düştüm” hissiyatı. Bu kamp hem denize yakın hem de manzarası şahane. Her yere kolay ulaşabiliyorsunuz. Bir insanın şurada kendini huzurlu hissetmemesinin zaten imkanı yok.

Sabahları fazla oksijen almanın enerjisiyle küçük bir baş ağrısı ve sersemlik olacak. Malum şehir hayatından bu kadar oksijene de pek alışık değiliz. Temiz hava sık sık acıktırdığından bu küçük baş ağrısını doğal bir ağrı kesiciyle çözebileceksiniz. Latcho’nun kahvaltısı baya organik bir açık büfe. Pancake, pişi, börek gibi sizi bütün gün ağırlaştıracak hiçbir şey yok menüde. Güne hafif bir başlangıç yapabilirsiniz.

Kaldığımız odanın adı limondu. Pencereden muhteşem bir doğa manzarası var. Bir ara odanın dışındaki küçük balkonda oturduk. Bunun dışında kampın içinde topluca oturabileceğiniz açık alanlar da var.

2008 yılının Ağustos ayında bir dolunay partisi olmuş ve Kabak’taki insanlar muhteşem bir meteor yağmuruna şahit olmuş. Görmüş olsaydık muhtemelen aklımızı başımızdan alırdı. Kabak; bohem, sakin, Türkiye’de gidebileceğiniz en güzel koylardan biri. Burada birbirine gülümseyen, tanısın tanımasın selamlaşan, kendi halinde insanlara rastlayacaksınız. Bir şehirlinin en büyük sıkıntısı olan -iyi görünme derdinden, trafikten, ATM kuyruklarından, ego savaşlarından, iş stresinden uzak tamamen organik bir hayatın içinde kendinizi Türkiye’de değil dünyanın herhangi bir yerinde hissedeceksiniz. Daha ne olsun. Bu arada kampta zaman zaman müzik yapılıyor.

Burası sahilde bir çingene bungalow’u. İlk gördüğümde kafamda Ağır Roman filminden aklımızda kalan şu meşhur Demet Sağıroğlu şarkısı vardı: “Bir vurgun bu sevda…” Buranın ambiyansı diğer kamplara göre biraz daha farklı özellikle gece saatlerinde kampta ateşin etrafında toplanan bir gruba Kaan Sezyum’ un vurmalı çalgılarla eşlik ettiğine şahit olabilirsiniz.

Gecesi ayrı gündüzü ayrı güzel bir tatil yeri. Son önerim sahilde bir gece yıldızları izleyerek uyumadan dönmeyin. Biz tam arkamızda müzik yapan bir grubun söylediği şarkıların etkisinden aylardır çıkamadık. Bir de tabii Tolstoy’un dediği gibi “Öyle zamanlar olur ki; Nereye gittiğin önemini yitirir. Çünkü asıl önemli olan, yanında kiminle gittiğindir.”