“Sadece içeriden açılabilen, hafızası beyin hafızasından daha güçlü, unutmayan, kırılabilen, sözsüz konuşabilen, sözsüz de duyabilen… Kalp.
Sevdiğimizde, başka bir insanın kalbi bizim için bir yuva, vatan, memleket olur.
Ve soğukluk karşısında spazm yaşar kalpler.
Derler ki, kalbin zekası aklın zekasından ilerdedir.
Kendi bilinci olan, manyetik frekanslarıyla beynimizi ve bedenimizi kontrol edebilen olağanüstü kalp…”

2006 Art Forum “Yılın Genç Heykel Sanatçısı Başarı Ödülü” ne layık görülen başarılı sanatçı Orkide Akkoç’un sözleri bunlar. 

Yaklaşık sekiz aydır pandemi sürecinin getirdiği yeni bir dünyaya ayak uydurmaya çalışıyoruz. Pek çok alışkanlığımız gibi kültür sanat alışkanlıklarımız da evrilmeye mahkum olmuş durumda. Sanatseverler kendilerine alternatif bir yol olarak internet sitelerinden müzeleri, sanatevlerini gezmeyi seçtiler. Ancak hiçbir şey eserleri gidip yakından incelemenin, ruhunu hissetmenin tadını vermedi. Tabii sanat yine durmadı, sanatçılar durmadı. Bu karmaşık, alışılagelmedik dönemde hissettiklerimizi, içimizden çıkarıp dökemediklerimizi onlar eserlerine döktüler ve şimdi yavaş yavaş yine yeniden canlı mekanlarda sanatseverlerle buluşmaya başlıyorlar. Yakından görebileceğiniz sergilerden çok özel bir tanesini paylaşacağım sizlerle: Orkide Akkoç‘tan Samimiyet. Başrolde kalp var. Bağlam ise duygular ve hislerin samimiyeti. Sergiyi CerModern’de bizzat ziyaret etmiş biri olarak samimiyeti gerçekten hissedip sanatçı Orkide Akkoç ile iletişime geçtik. O da eserlerindeki aynı samimiyetle bana cevap verdi. Bu yazımda da bir yandan bu özel çalışmaların arkasındaki isim Orkide Akkoç’tan bahsederken, diğer yandan sanatçının cevaplarıyla serginin arka planını sizlere aktaracağım.

Yurtiçi ve yurtdışında pek çok farklı projenin yaratıcı yönetmenliği üstlenen ve çok sayıda ödüle layık görülen Orkide Akkoç bizlerle ilk kez yine kalp temalı Heartcore adını verdiği kişisel sergisiyle buluştu. Ardından Sweet Dreams, Motion Transformation ve Public Sculpture çalışmalarıyla duygularımıza dokundu. Ve şimdi son sergisi The Sincerity/Samimiyet ilk projesinden esinlenen ve pandemi döneminde bizler gibi evrilen eserlerinden oluşuyor. 

Almanya ve Türkiye arasında bir kültürel iklimde büyüyen Akkoç, kendi sergilerinin hikaye anlatıcılığını üstleniyor. “Benim yurdum bir kalp” fikri üzerinde duruyor. Kullandığı farklı materyaller ve imgelerle kendine bir ‘vatan’ yaratıyor. 

Sanatçının bir buçuk yıldır üzerinde çalıştığı beşinci kişisel sergisinden kalbi ana teması seçmesindeki en önemli özellik, dünyadaki en özel bağı kalpten kalbe aktarım olarak görmesi. Bu yüzden de kalpleri bir nevi konuşturmak istiyor. Kalbi göğüs boşluğumuzda iki akciğerimizin arasında duran korunaklı bir yığın olmaktan çıkarıp duygularını cesurca ifade eden bir şahsiyete dönüştürüyor. Kalbi başlı başına bir varlık olarak ele alıyor. Kalabalık ortamlardan uzak kaldığımız, sevdiklerimizle temastan kaçındığımız bu dönemde, eserlerini görenlere samimiyet duygusunu yeniden hissettirebilmek istiyor. Kalbin kendi bilincinin olması ve beyin üzerindeki yetki kabiliyetini de göz önünde bulundurarak kalbin manyetik frekanslarının farklı etkilerini eserlerine işliyor.

Orkide Akkoç pandemi dönemindeki sergi sürecini ise şöyle açıklıyor: ”Aslında serginin bu dönemden olmasını hiç istemiyordum çünkü pandemi nedeniyle açılış yapılmayacaktı ve eserlerin hiç kimseye ulaşamayacağını düşünüyordum, erteleme fikri daha mantıklı geliyordu bana. CerModern’de Nisan 2020 için planladığımız sergiyi Ekim 2020’de nihayet açmaya karar verince, insanların birbirinden fiziksel olarak ayrıldığı, belirsizlik dolu bu zamanda, koşulları her geçen gün değişen dünyamızda, bizleri bir araya getiren, umut ve ilham veren, nefes almak kadar önemli olan “Samimiyet” aslı başlığa karar verdim.”

Sergide kalpleri farklı formlarda ve aşk, haz, kaygı, samimiyet, aidiyet, özgürlük, ve cesaret olmak üzere farklı temalarda bizlerle buluşturuyor. Zaman kavramını yıkarak Freudyen bir bakış açısını eserlerine işleyen sanatçı, izleyenleri bilinçaltındaki karmaşıklıklarda uzun bir yolculuğa çıkartıyor. Kalbin bu kadar farklı açıdan resmedilmesi, sergiye gelenlerin kendilerine ait, yakın buldukları kalbi, kişiliği seçmelerine yardımcı oluyor. İzleyenler geçmişlerinde yaşadığı pişmanlıkları, bastırdıkları tutkuları, yaşadıkları hazları, tüm bu birbirinden uç noktada yaşanan varoluşsal sıkıntıları bir sergide hissediyor. Yaşanan karmaşık duyguların birbirine olan bağı ve tersine kontrastı ruh halinizle yüzleşmenizi sağlıyor.

”Hayatımın birbirinden bu çok farklı dönemlerinde, birbirinden farklı konuları ele almak bana çok doğru geliyor. Eserlerim, kendi hayatım ile paralel olarak düşünce sürecime ve bilinç akışına dair bir yaklaşım sunuyor. Son eserlerimde, kendi bilinci olan, manyetik frekanslarıyla beynimizi ve bedenimizi kontrol edebilen kalbi yeniden yorumlamaya çalıştım. Onu başlı başına bir varlık olarak ele alıp, saklı olduğu güvenli göğüs kafesinden çıkarıp, duygularını cesurca ve içtenlikle ifşa eden bir şahsiyete dönüştürmek istedim. Ve tabi kalbin yanısıra bir “Heimat” arayışındaki kuşlar da vardı anlatmak istediğim.”

Eserlerinde materyal olarak fiberglas kullanıyor ve metali eritme tekniğiyle bu farklılıkları tek bir kalp sembolünden çıkararak çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermeyi başarıyor. Tüm bu farklı figürlerin yanı sıra serginin tam ortasında kumaştan yapılmış bir kalp ve dev fotoğraf karelerine dökülmüş Chromogenic kalp baskılarını görebiliyorsunuz.

Pandemi nedeniyle sergilerde göremeyecek olsak da eserlerini ve özellikle Samimiyet sergisini daha yakından tanımak için CerModern’in hazırladığı videoyu aşağıdan seyredebilirsiniz:

Kapak Fotoğrafı: Orkide Akkoç

İlginizi çekebilir: Nazlı Özkök’ten Sarılmanın Anatomisi