İlk yazımda sizi benimde yeni tanımış olduğum bir yazar ile buluşturmak istiyorum: Osamu Dazai.

Osamu Dazai | Fotoğraf: metropolisjapan.com

Osamu Dazai Kimdir?

İsminden de anlaşıldığı üzere kendisi Japon bir yazar olmakla beraber gerçek adı Şusi Tsuşima. Geniş ve zengin bir ailenin oğlu olan Dazai yani Şusi, Kanagi’de 1909 yıllında dünyaya geliyor ve 19 yaşında ettiği intihar girişiminde ailesi tarafından da reddediliyor. Hayata neredeyse hiçbir zaman adapte olayan yazar ailesi ile birçok konuda ters düşüyor ve birçok kez intihar girişiminde bulunmaya devam ediyor. Bir yandan kendini öldürmeye çalışırken bir yandan da oldukça başarılı bir yazar olarak tanınan Dazai, kitaplarında da yalnızlık hissini işliyor. En sonundaysa amacına ulaşarak 1948 yılında metresiyle beraber suya atlıyor ve intihar girişiminde başarılı oluyor. Yazarın cesedi tuhaf bir şekilde doğum gününde bulunuyor. Japonya’da oldukça ilgi çeken bu yazar eserlerinde yalnızlık ön planda olacak bir şekilde insanın varoluşu, içe dönüklüğü ve arayışını kaleme alıyor.  

Öğrenci Kız

Benim bu yazarla tanışmam ne yazık ki biraz geç olarak “Öğrenci Kız” adlı kitabı ile başladı. Dazai bu kitabını bir kızın kendisine yolladığı günlüklerden esinlenerek bu kitabı ortaya çıkarmış. Kitabın konusuna gelecek olursak, genç bir kızın geçirdiği tek bir günü ele alıyor. Aklına takılan şarkılar, düşünceler ve gün içinde gördüklerini anlatan bu yapıtta Dazai’nin çarpık düşünceleri, yaşama dair ayrıntı ve hüznü oldukça iyi resmediliyor.  

Kitaplarında sıklıkla ölüm ve intihara yer vermesine rağmen Dazai, bu kitap da tüm olumsuzluğa rağmen bir yanı mutluluğa aç olan bir kızı anlatıyor. Kitap boyunca birçok soru akla takıldığı halde bir yandan da Dazai’nin yalın ve dürüst kimliğini görmek mümkün. Kendisi ne kadar hüzünle kaplı olsa da dünya da etki gösteren bir yazar olmayı oldukça hak ediyor. Kitabın ana karakteri olan kızımız zayıflığına kızıyor ama bir yandan da bu zayıflığı kabul ediyor. Annesi ile yaşayan ve babasını kaybetmiş olan bu kızın düşüncelerinin yönettiği bu kitapta beni en çok etkileyen kısım şurası oldu: Bizim çektiğimiz acıyı gerçekte kimse bilmiyor. Bir gün büyüyüp geriye dönüp baktığımızda tüm bu acı ve kederlerin ne kadar saçma olduğunu hayal meyal hatırlayacağız belki de. Fakat bir yetişkin oluncaya dek geçecek bu uzun ve korkunç süreyi nasıl geçirmeliyiz ki? Kimse bunu öğretmiyor. Kendi haline bırakılması gereken kızamık gibi bir şey mi bu acaba.” 


Bir yandan büyüyen ve bencilliğine kızan ancak bir yandan da çektiği acının farkında ve bununla baş etmeye çalışan karakter oldukça ilginç geliyor bana. Acı ve mutluluk arasında kalmışlığı anlatan bu eser ne kadar çok kısa gelse de o mutluluğu ve altında yaşanan acıda ki beklentiyi oldukça iyi anlatıyor: “Ne hissettiğimi açık açık söylesem öleceğim sanki. Ne hissettiğimi tam olarak biliyorum ama onu açıklayabilecek ne bir isim ne de bir sıfat bulamıyorum.” 

Kimseye bir şey açıklamak zorunda olmadığını düşünen ama anlaşılmayı bekleyen ve onun gibi hisseden insanların elbet var olabileceğini düşünen bu kız insana şunu sorgulatıyor: Gerçekten mutlu olmak ve bu kadar düşünceye, sonsuz arayışa rağmen iyi kalmak mümkün mü? 
 
“Mutluluk bazen bir gün geç gelir. Hayal meyal bu sözü hatırlıyorum. Mutluluğu bekleyip, bekleyip sonunda dayanamayıp evden kaçıp gittiğinde hemen ertesi gün mutluluğun o müthiş haberi senin ardında bıraktığın eve varır ama artık çok geçtir. Mutluluk bir gün geç gelir.” 

İnsanları eleştiren, gözüne batan şeyleri söylemekten bile çekinmeyen bu karakteri ben çok sevdim. Tokyolu olan bu kız uyandığı andan itibaren tüm hislerini öyle rahat söylüyordu ki okurken bende kendimi bu kadar dürüst ve düşünceli buldum. Bence sırf bu yüzden bile bu kitaba bir şans verilmeli. Bahsettiğim tüm karamsarlığa rağmen okuması oldukça keyifli bir kitap ve insanın yer yer mutlaka ben de böyle hissetmiştim dediği yerler oluyor. Bu yüzden bu yazıyı yazmak bile beni iyi hissettirdi. Şimdi yazımı kitabın son sözlerini koyarak bitiriyorum. Umarım bu yazıyı okuyup Osamu Dazai, intihar girişimci yazarımızı sevecek olan birkaç okur daha katılır. O kendini yeteri kadar sevmedi ama şimdi dünyada onu seven ve okuyan çok fazla insan var nede olsa. İyi uykular Dazai, seni tanıdığıma bir kez daha sevindim: “İyi geceler. Ben prensi olmayan bir Külkedisi’yim. Tokyo’nun neresinde olduğumu biliyor musunuz? Beni bir daha göremeyeceksiniz.” 

Kapak Fotoğrafı: Instagram/ozgurlukkurdu

İlginizi çekebilir: Sirel Toma Alaca’dan Bildiğimiz Dünyanın Sonu