Çoluk Çocuk: Bir Patti Smith Şaheseri
Beni etkileyen tam olarak nedir bilemiyorum ya da etkilendiğim onlarca şey olduğundan belki ayrıştıramıyorum ama en kuvvetlisi hayatı olduğu gibi ve sakince kabul etmekteki başarısıdır diye düşünüyorum. O nedenle de 60’lı yıllardan bahsedilince ilk olarak aklıma daima o geliyor. Ona baktığımda dünyanın en güzel kadınına bakıyor ya da muhteşem cover’larını dinlediğimde dünyanın en nadide sesini dinliyor gibi hissediyorum.
Just Kids yani Çoluk Çocuk kitabı Patti Smith ellerinden çıkmış gerçek bir başyapıt. Aslında bir aşk hikayesi ama kitabı tamamladığınızda tüm yaşanmışlıkların getirdiği ağır yükü ve hüznü belki de Patti’ye destek olma isteğiyle omuzlarınızda hissediyorsunuz.
Patti Smith’in kendi yaşamından yola çıkarak kaleme aldığı kitabın ana karakterleri; Patti Smith ve erkek arkadaşı Robert Mapplethorne. Henüz gencecikken yola beraber çıkıp, sanat aşkı ve şöhret olma yollarındaki tüm serüvenlerinin anlatıldığı otobiyografik kitap; Robert tarafından Patti’den yazılması istenmiş. O nedenle de daha çok Robert’ın yükseliş ve yok oluş hikayesi sayılabilir. Yine de doğru olan şu ki; bu kitap Robert ve Patti’nin hikayesi! Yalnızca onların yaşayıp ve yalnızca ikisinden birinin kaleme alabileceği bir masal adeta…
Robert; kendi döneminin aykırı ve aşırıya kaçan yaşamını benimsemiş fotoğraf sanatçılarından biri. Patti’nin kitaba Çoluk Çocuk ismini vermesinin nedeni de ortak hayallerle evlerinden ayrılan ve New York gibi insan yutmakta üzerine olmayan bir şehirde henüz çocuk yaşta birbirlerini bulmuş olmaları. Patti ve Robert, maddi yetersizliklerinin neden olduğu tüm zorluklara karşın hayallerinden asla vazgeçmiyorlar. Aksine ellerine geçen tüm fırsatları değerlendiriyor ve bunu birbirlerinden aldıkları müthiş bir ilham ile gerçekleştiriyorlar. Cesaretleri, dayanma güçleri ve birbirlerine ulaştırdıkları sevgi onları birer isim ve hep hayal ettikleri gibi “sanatçı olmak” yolunda ayakta tutuyor, dahası hedeflerine kitliyor.
Robert’ın Patti’den uzun süre gizlediği cinsel kimliği, kendini bulma yolunda verdiği mücadeleler ve ödediği bedeller asla yalnız başına yaşanmıyor. Patti, Robert’ı asla yalnız bırakmıyor. Sabrına, duruşuna, hayatı algılayışına ve yaşadığı olumsuzlukların kabulüne dair hayran olunası bir kişiliği olan Patti; kitabın seyrinde bize “Aşk” olduğunu sanıp aslında bir “hayat arkadaşlığı” ve “can yoldaşılığı”nı nasıl yaşadıklarını anlatıyor.
Acı bir son, ama müthiş bir hayat var bu kitapta! Beat kuşağına ilgiliyseniz kitap size fazlasıyla ilgi çekici gelecektir. Bittiğinde müthiş bir “haydi!” duygusuna kapılacağınıza da eminim. İnsan adım atmak için kendini tutmak istemediği bir ruh haline bürünüveriyor.
Janis Joplin, Jimi Hendrix, Jim Morrison, Frank Zappa, Bob Dylan ve Andy Warhol gibi beat kuşağının en sevilesi isimlerinin de kitapta yer bulması ve tüm bu isimlerin Patti ile Robert’ın hayatından bir şekilde geçmiş olmaları müthiş…
Hayata tutunabilmek için kendine “başka bir dünya” kuran Patti Smith elinden çıkmış bu müthiş ağıtı mutlaka okumalısınız. Onun gibi bir kadını ya da şöyle söylemem gerekirse; dünyada olduğu için her gün varlığına şükredilebilecek bir insanı mutlaka tanımalısınız. Daha evvel tanımışsanız ne mutlu size!
Hadi simdi hepimizin tınısını ve sözlerini çok iyi bildiği ama bir çoğumuzun Patti Smith’e ait olduğunu bilmediği o nefis şarkıyı; Because the Night‘ı yeniden dinleyin. (Bruce Springsteen ve Patti Smith bu şarkıyı beraber yazmışlar.)
İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan Umut ve Motivasyon Kitapları
İlk yorumu siz yazın!