Bazen insan yaşadığı şehirde de turistik bir gün geçirmek, tarihle iç içe gezinirken, her şeyden bir miktar uzaklaşmış hissetmek istiyor. Böyle bir hisle uyandığım o sabah, vapura binip Galata’ya ulaştım. Payidar Galata’yı keşfettim…

Konum

Büyük Hendek Caddesi’nde bulunan Payidar’ın eski halini hatırlarsınız. İki yapı arasında kalmış bu tarihi binada, başka bir mekan vardı ve girişinde rengarenk şemsiyeler görülüyordu. Yerine gelen Payidar ise buranın tarihi dokusuna dokunmamış. Girişe adımınızı attığınız, kapıdan içeri girdiğiniz an, kendinizi İspanya sokaklarında bir kafeye girmiş gibi hissedeceğinizi düşünüyorum. Eski tuğla duvarlar, dekoratif eşyalar, yüksek tavan ve rahat oturma alanları ev sıcaklığı veriyor mekana.

Bununla birlikte, kulağınıza ilişen müzik, sahibesinin güleryüzlü tavrı da harika. Karınlar zil çalıyor tabii, cumartesi erkenden kapıya dayandığımızdan olsa gerek hemen iki kişilik ‘Bahar Dalı Kahvaltı’yı sipariş ediyoruz. Hem kısa sürede masamız dolup taşıyor hem de sunumlara bayılıyoruz. Bilmiyorum siz de öyle mi düşünürsünüz; ama masada her tabağın aynı olmasındansa ayrı ayrı şık uyumlu tabaklarla sunum hep hoşuma gitmiştir. Öncelikle sunuma tutuluyoruz yani.

Derken tek tek tadına bakıyoruz her şeyin. İki çeşit ev yapımı reçel, kuşburnu marmelatı, tahin pekmez, peynir, zeytin söğüş gibi çeşitlerin bulunduğu kahvaltıda yıldız pancake ve göz yumurta oldu benim için. Tam kahvaltımız bitti derken gelen meyvelerle süslenmiş pancakeler, günün hediyesi gibi geldi. Bunun dışında menüde mini kahvaltı, simit içi çemen ve Ezine peynirinden oluşan sokak kahvaltısı, yumurtalı ekmek, omlet gibi seçenekler var kahvaltı için. Daha geç bir saatte giderim diyenlerdenseniz mini atıştırmalıklarını, salata ve farklı ana yemeklerini deneyebilirsiniz. (somon pilaki, kirde kebabı gibi…) Mutlaka gelin Payidar’a:)

Payidar Adres: Bereketzade Mah. Büyük Hendek Cad. No:35 Beyoğlu / İstanbul