Pelin Toğrul ile: Hissetmek Üzerine Bir Sohbet
Pelin Toğrul, doğadan ilham alan özgün eserleriyle, geçtiğimiz haftalarda Bodrum Sanat Fuarı’nda sanatseverlerle buluştu. 3 Temmuz – 7 Temmuz 2024 tarihleri arasında düzenlenen BAF Bodrum Art Fair, Bodrum Herodot Kültür ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşti. Sanatın doğadan gelen estetiğini ve özgünlüğünü yansıtan Pelin Toğrul, fuarda kendine has üslubu ve eserleriyle dikkat çekti. Aldığı duvar sanatı eğitimini çalışmalarına yansıtan Toğrul, bu pratiği alışılmışın dışında, duvarlar yerine tuvallere taşıyor. Sanatçıyla güncel projelerini, son çalışmalarını, yeni üretimlerini konuştuk.
Yakın zaman önce Bodrum Art Fair’daydınız. Sizden dinleyelim, fuar deneyiminiz nasıldı?
Fuara katılım her zamanki gibi özellikle ilk gün çok yoğundu. Elektrikle alakalı aksaklıklar yaşamamıza rağmen yine de ziyaretçilerin ilgisi yüksekti. Özellikle benim çalışmalarım açısından bakacak olursam çok güzel insanlarla karşılaştım, dokunulabilir çalışmalarım çok ilgi gördü fakat bu yaklaşımım sanırım bazı sanatçılar tarafından yadırgandı.
Daha önce uluslararası ve ulusal ölçekte birçok kişisel sergi, karma sergi ve fuar deneyiminiz oldu. Japonya bile var bu ülkeler arasında. Yurt dışı deneyimlerinizi Türkiye ile kıyasladığınızda neler düşünüyorsunuz?
Türkiye’de de sanata ilgi var kesinlikle ama yurtdışındaki gibi çok irdelenmiyor. Malzemesi, ne anlatmak istediği konusunda bilgi almaya çekiniyoruz. Yurtdışında bir çalışmanın önünde daha fazla zaman geçiriyor insanlar. Özellikle Japonya’da yaptığım kişisel sergimde farklı uyruklardan insanların çalışmalarımla ilgili daha fazla detay istediklerini gözlemledim. Bu da Türkiye’de insanlar bildikleri, alışıldık çalışmalara mı yönleniyor sorusunu aklıma getirdi.
Eserlerinizi duvar sanatı tanımıyla ifade ediyorsunuz. Üretim pratiğinizi nasıl anlatırsınız?
Ben kontrplak üzerine sıva tekniğiyle çalışıyorum. Gerek serbest, gerekse hazır ya da benim hazırladığım şablonlar aracılığıyla kompozisyonlar yaratıp akrilik boyayla renklendiriyorum. Bu kompozisyon derinlik kazanması açısından birkaç katmandan oluşuyor. Duvarda yapılan uygulamanın kontrplak üzerine uygulaması diyebilirim.
Doğa başlıca ilham noktalarınızdan biri. Nelerden besleniyorsunuz?
Doğa benim ilham aldığım ana başlık. Bunun sebebi de günden güne binalarla grileşen yaşamlarımız. Hepimiz bir yandan doğayla bir bağ kurmaya çalışırken, yanından geçtiğimiz bir ağacı bile görmezden gelebiliyoruz. Plazalarda, rezidanslarda yaşayıp bir yandan da bir hayvan beslemek istiyoruz. Aslında hepimiz doğayla huzur buluyoruz ve bu huzuru daha fazla hissetmek için doğaya daha fazla özen göstermeliyiz.
Eserlerinizde hikâye anlatım dili dikkat çekiyor. Siz hikâyelerinizi nasıl dile getirirsiniz?
Ben net bir insanım. Söylemek istediğimi olduğu gibi anlatmayı tercih ederim. Çalışmalarımda da, olduğu gibi net ve gerçekçi olmaya çalışıyorum. Bu çalışmaların hikayesi doğa, ben doğanın farkına varılmasını istiyorum. İnsanların herhangi bir sebepten hissedemedikleri doğa harikalarına dokunarak doğayla bir bütünlük sağlamalarını amaçlıyorum.
Çalışmalarınızda sanat dokunma ve hissetme duyularıyla bütünleşiyor. İzleyiciyi dokunmaya davet ediyorsunuz. Bu davetten sonra onların nasıl tepkileri oluyor. Bu çok boyutlu deneyim karşısında ne düşünüyorlar?
Çok değişik tepkiler alıyorum. Bazısı belirtmeme rağmen hala çekiniyor, bazısı “yazıyı görüp geldim, ben dokunarak hissetmek istiyorum tabloları” diyor, çocuklar çok mutlu oluyor, bazı sanatçılar ise “ama ya diğer eserleri de dokunarak hissetmek isterlerse” diye tedirgin oluyor. Ben kendi açımdan duyuların daha fazla insana hitap ettiğini ve bu deneyimle birlikte bir bütünlük sağladığına inanıyorum. Şahsen ben de yaptığım ve baktığım eserlerde bu duyguyu hissetmek istiyorum.
Gelecek projeleriniz arasında neler yer alıyor?
Zamanla daha da şekillenecek bazı planlarım var ama net olan kasım ayında gerçekleşecek IAAF İstanbul Fuarı’na katılımım. Buraya şimdiden fırsatı olan herkesi çalışmalarımı hissetmeye davet ediyorum. Bir de kişisel sergi açma düşüncem var, bunun detaylarını netleştirmek için çalışmalarıma devam ediyorum. Diğer planlarımı da zaman içinde oluşturacağım.
Kapak Fotoğrafı: Burcu Dimili
İlginizi çekebilir: Elif Hopyar’dan Atilla Güllü ile: “Noktanız halen firarda Bay Klee!” Sergisi Üzerine
İlk yorumu siz yazın!