Pera Müzesi’nin yenilenen koleksiyon sergisi, içtiği kahvenin sadece tadıyla değil hikayesiyle de ilgilenenler için biçilmiş kaftan. “Kahve Molası: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni” adlı sergi, Osmanlı’daki kahve kültürünü etrafında şekillenen obje ve ritüeller ekseninde inceliyor.

Pera Müzesi’nde Kahve Molası

Müzenin birinci katında yer alan koleksiyon sergisinin iki başrol oyuncusu var: Kahve ve Kütahya Çini ve Seramikleri. Minik bir zaman tünelini andıran sergi, ziyaretçilerine kahvenin Osmanlı’daki tarihsel ve kültürel yolculuğunu anlatıyor. 15. yüzyılda Kahire ve Yemen’den Osmanlı’ya ulaşan kahve, zaman içinde hem gündelik hayatın hem de en önemli ritüellerin güçlü bir sembolü haline gelmiş. Kahve tüketimi yaygınlaştıkça kahve ritüeliyle ilgili malzemelerin üretimi de artmış. İşte o malzemelerden bazıları, serginin vitrinlerini süslüyor. Tarihe ve ritüellere meraklıysanız, 18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir döneme ait objeleri görebilir ve hikayenin devamını okuyabilirsiniz.

KhvMls_Slnlr_008

Benim için serginin en çarpıcı kısmı “Osmanlı’nın Sosyal Medyası: Kahvehaneler” bölümüydü. Günümüzle ilgili bir başlık görünce antenler hemen açıldı tabii. Bu bölüm, Osmanlı’da 16. yüzyıldan itibaren yaygınlaşan kahvehanelerin toplumsal rolüne odaklanıyor. İstanbul’da ilk kahvehane 1550’lerde Tahtakale’de açılmış. Kahvehane öncesi ev, çarşı ve cami üçgeni arasında geçen bir toplumsal yaşam söz konusu. Kahvehanelerin şehirlere yayılması ile kamusallık ciddi bir dönüşüm geçirmiş. Bir süre sonra, erkek egemen bir mekan olan kahvehanelerde politika, sosyal olaylar ve ekonomi tartışılmaya başlanmış. Farklı seslerin çıkmasını istemeyen ve yarattığı düzenin bozulmasından korkan iktidar için bu ciddi bir tehdit demek! Yıkılan, yakılan hatta sahipleri ibret olsun diye öldürülen kahvehaneler onca baskıya karşı direnmiş ve ayakta kalmış. Bu durum sadece Osmanlı Devleti’ne özgü değil. Prusya, İngiltere, İtalya ve Fransa’da da otorite kahvehaneleri tehlikeli olarak görmüş ve yasaklamaya çalışmış. Susturma, baskı ve direnişin hikayesi tanıdık değil mi?

Kahve kültürü ve malzemeleri

Sergiyi gezdikten sonra, doğal olarak, kahve içme isteğim yükselişe geçti. Şehre yayılan üçüncü dalga kahvecilerden birine oturdum. Geniş bir menü, çeşitli demleme teknikleri ve farklı ülkelerden gelen kahve çekirdekleri beni zaman tünelinden çıkardı, 2014’e geri getirdi. Kahve eşliğinde Twitter’da gündemi yakalamaya çalıştığım an ise değişen onca şeye rağmen, kahve ve insanın özünün aynı kaldığını hatırlattı.