Her yıl aramızdan binlercesi biraz macera peşinde koşmak, biraz hayallerindeki balayını yaşamak ya da o muhteşem Instagram pozlarını yakalamak için rotasını Tayland’a çeviriyor. Ancak bu sonsuz huzur ülkesinde yapılacaklar listelerinin birçoğunda Phi Phi Adası’nda konaklama fikri yer almıyor.

Konum

Tamam, kabul ediyorum. Phuket gibi özel havuzlu villalardan, süper lüks SPA ayrıcalıklarından, binbir çeşit aktivite tercihinden ayrılıp; Tsunami’den kalan izlerin hala en belirgin şekilde görüldüğü, motorlu araç kullanamadığın için her yere yürümek zorunda kalacağın bir sırt çantalı gezginler cennetinde kalmak ilk akla gelecek tercih değil. Hadi şimdi sana biraz bizim maceramızın nasıl başladığından ve sürat teknesiyle etrafında dolanmaktan çok daha fazlasını hakeden Phi Phi Adası’nın yerleşime açık olan parçası Koh Phi Phi Don’dan bahsedeyim.

Neden Phi Phi Adası?

Her ne kadar o güzelim topraklar için en uygun mevsim olmasa da bu sene Ağustos ayına denk gelen kurban bayramı bizim için en uzun tatil olduğundan rotamızı Bangkok-Phuket-Singapur üçlüsüne çevirdik. Yüzlerce otel, uçuş saati ve tur tercihinin arasında aklımız bir tanesine fena halde takıldı. Phuket ya da Krabi’den gel-git dolayısıyla henüz yola çıkamayan sürat tekneleri gelip turistler o eşsiz yeşil ve mavinin her tonunu akıllı telefonlarına kaydetmeden önce, “longtail” adı verilen geleneksel tekneler sabahın erken saatlerinde seni otelden alıyor ve dünyadaki cennete ulaştırıyordu. Phi Phi Adası’na gitme nedenimiz olan bu tura, birlikte yüzdüğümüz binlerce balığa, adını duyunca hepimizin gülümsediği ve benim artık kavuştuğum Nemo’ya, yerleşimin olmadığı bir adada yediğimiz o unutulmaz öğlen yemeğine, selam verdiğimiz tüm maymunlara ait anılarımı aklımın en dokunulmaz köşesine kilitliyorum şimdilik.

Phi Phi Adası’nda Konaklama

Biz Koh Phi Phi Don’da Banyan Villa’da konakladık. Motorlu araç kullanılmadığı için adanın diğer taraflarından merkeze ulaşım botlarla sağlanıyordu; biz de bu nedenle merkezde kalmayı tercih ettik. Banyan Villa’da konaklamak, bizim açımızdan gayet yeterli oldu. Otel hakkında detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

Phi Phi Adaları’nda diğer konaklama seçenekleri için tıklayın. 

Phi Phi Adası’nda Nerede, Ne Yenir?

Tonsai Rıhtımı’na ayak bastığımız ilk anda bugüne kadar gördüğüm tüm tropikal ada fotoğraflarına bir göz kırpıyorum ve karnımızı doyuracak bir yer aramaya başlıyoruz. Phuket’ten gelişimiz bölgede fırtına alarmı olan bir güne denk geldiği için biraz dalgalı geçen iki saatlik feribot yolculuğu karnımızı acıktırdı sonuçta. Grand PP Arcade ortamıyla, Unni’s Restaurant asla aç kalma riski bırakmayan menüsüyle, sokak satıcıları ada kafasını yaşamak için hissettirdikleriyle orada geçirdiğimiz iki günü renklendirseler de Garlic 1992 yediğimiz her lokmada bizi Tay Mutfağı’na aşık etti. Sanırım hayatımın kalan tüm öğlen yemeklerini “Mama Noodle Tomyam Soup” ile geçirebilirim, tabi o göz yaşartan acısına katlanmak şartıyla.

Phi Phi Adası’nda Neler Yapılır?

Tavsiyelerime kulak vermek isterseniz; katılabileceğiniz onlarca tekne turundan, bir kaç gün fazla kalıp dalış organizasyonlarıyla keşfedebileceğiniz rengarenk denizaltı dünyasından, planktonlarla yüzmekten, Long Beach’te havlunuzu serip güneşlenmekten, yaş ortalaması en fazla 25 olan çoğunluğu Avusturalyalı yeni arkadaşlarınızla sohbet etmekten sonra yapacağınız ilk şey Phi Phi Adası’nın her yerine yayılmış salonların birinde masaj yaptırıp yolunuza devam etmek olsun. İkincisi ise hava karardığında sahile koşup ateş dansı gösterisiyle başlayan ve sonra gecenin geç saatlerine kadar devam eden partilerde çıplak ayak dans etmek olmalı. Unutmayın, her dolunay için çılgınca partileyenlerin ülkesindesiniz!

Phi Phi Adası’nda mutlaka yapılması gerekenlerin başında gelen seyir terasına çıkma, göreceğiniz manzaranın aklınızı başınızdan almasına hazırlıklı olmayı gerektiriyor. Ancak birkaç küçük hatırlatmamı dikkate almalısınız; Phi Phi Adası Müslüman çoğunlukta olduğu için halka açık bir alan olan seyir terasında içki içilmesi yasak. Şarabınızı alıp romantik bir gün batımı izleme hayallerinizi bu seferlik bir kenara bırakmak zorundasınız. Bir diğer önemli hatırlatmam ise Phi Phi Adası’nın merkezinden takip etmeye başlayacağınız tabelaların sizi zorlu ve hatta biraz maceralı yaklaşık yarım saatlik bir yola götürdüğü. Bir süre sonra yol bitip ormanın içine doğru yürümeye başladığınızda ya da etrafta hiçbir yaşam belirtisi olmadığı için kendinizi kaybolmuş hissettiğinizde panik yapmayın, Phi Phi Adası’nın merkezinden aldığınız sudan bir yudum için ve yolunuza devam edin. Birazdan gözleriniz ve ruhunuz bayram edecek.

İlginizi çekebilir: Özlem Karagöz’den “Singapur-Phuket İkilisi”

İlginizi çekebilir: Lisya Kalma’dan Chiang Mai