Piaf! The Show: Édith Piaf’a Hayali Bir Sarılış
Édith Piaf, nam-ı diğer La Môme yani Kaldırım Serçesi… Ölümünün üzerinden 60 yıl geçse de unutul(a)mayan trajedilerle örülü bir hayat, kariyer ve aşklarla zihinlerimize kazınan Piaf, bugün dahi şarkılarıyla hatırlanan, özlenen bir isim. Bugün ise onu, şarkılarının yanı sıra 2015’ten bu yana dünyadaki en büyük Fransız prodüksiyonlarının başında gelen, başrolünde dünyaca ünlü yıldız Nathalie Lermitte’in yer aldığı Piaf! The Show ile hatırlamaya devam ediyor, şarkılarını içtenlikle mırıldanmayı sürdürüyoruz. Dünya genelinde 50’den fazla ülkede 600’den fazla kapalı gişe performans sergileyen bu gösteriye ise ülkemizde ilk olarak 6 Aralık akşamı Zorlu PSM’de tanıklık ettik. Dinleyicisini yaklaşık iki saat süresince işitsel ve görsel olarak Piaf dünyasına davet eden bu konser/gösteriye dair yorumlarımı da paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Gil Marsalla tarafından tasarlanan ve yönetilen Piaf ! The Show, Édith Piaf’ın yakın arkadaşları olan Ginou Richer, Charles Dumont, Charles Aznavour ve Piaf’ın özel sekreteri Germaine Ricord, tarafından “Edith Piaf’ın kariyeri üzerine üretilen en güzel övgü…” olarak kabul edilen bir performans. Salona girdiğimiz ilk anda kapalı olan perdelerden dolayı sahneyi göremesek de perdelerin açılmasıyla birlikte renkli bir dünyaya ilk adımı atıyoruz. Altı yaşında sahne almaya başlayan ve 18 yaşına bastığı gün, “Tu es tout ce que j’aime” adlı ilk albümünü yayınlayan Nathalie Lermitte, tüm zarafetiyle ilk şarkılarını söylemeye başlarken kimi zaman coşku kimi zaman da hüzünlü duyguların kapısını aralıyor.
45 dakikalık iki bölümden oluşan gösterinin ilk yarısında bizleri yer yer tiyatrodan da esintiler taşıyan bir anlatım karşılıyor. Piaf’ın unutulmaz şarkıları aracılığıyla şarkıcının kariyerini orijinal bir sahne düzenlemesi ve daha önce hiç yayımlanmamış Piaf görüntülerinin projeksiyonları ile anlatılırken dönemin Paris’ine de fotoğraf ve videolar aracılığıyla şahit oluyoruz. Duygusal tonları itibarıyla daha ağırbaşlı bir ilk yarının ardından karşılaştığımız coşkulu bir ikinci yarıda ise Nathalie Lhermitte’in performansı, müzisyenlerle birlikte doruğa çıkıyor adeta. Fotoğraf ve videolarla içine sürüklendiğimiz Piaf evreni ise bize aşkın, sevginin, hüznün, hayal kırıklığının ve daha pek çok insani duygunun en saf halini yaşatıyor.
Gösteride şarkılarla birlikte sahnede adeta bir Piaf’a dönüşen Lhermitte, olağanüstü sesini zarif sahne performansıyla birleştirince seyir zevki ve duygusal yoğunluğu üst düzey bir iş ortaya çıkıyor. Non, je ne regrette rien, La Vie En Rose ve Padam Padam gibi efsaneleşmiş Piaf eserlerini seslendiren Lermitte’in sahnedeki başarısında hiç kuşku yok ki özellikle ikinci yarıda seyirciyle kurduğu o çok özel bağ ve mütevazı kişiliği etkili oluyor. Performans sonrasındaki “Bu dünyada tek bir tane Édith Piaf var oldu ve onun da tek tutkusu aşktı. Bu aşkın yaşanmasını sağlayan yegane şey de seyircisiydi. Piaf’ı sizler yaşatıyorsunuz” sözleri ise son derece etkileyici bir kapanış oldu. Bunun yanı sıra kendisiyle birlikte sahne alan müzisyenler de kocaman bir alkışı hak ediyor. Piaf’ı anlamak, dünyasına biraz olsun girmek ve en önemlisi ona hayali de olsa bir sarılma fırsatını bulmak harika bir duyguydu.
Kapak Fotoğrafı: Zorlu PSM
İlginizi çekebilir: Mag Porter’dan Nathalie Lermette Röportajı
İlk yorumu siz yazın!