Plaj Modası: 1800'lerden Günümüze Plaj Giyimi
Moda ve trendler doğaları itibariyle sık değişirler. Her dönemde trend olarak adlandırılan kesimler, renkler ve detaylar farklılaşır. Plaj modası ise şüphesiz gelinliklerle birlikte en büyük ve kritik değişimi yaşayan alanlardan. Üstelik söz konusu mayo ve bikini olunca işin içerisine işlevsellik (yüzmeye ne kadar izin verdiği), dönemin anlayışı, toplumsal baskı ve beden algısı gibi pek çok konu dahil oluyor. O halde gelin 1800’lerden günümüze plaj giyimi ve modasında neler değişmiş bir göz atalım.
Plaj modası ya da mayo için alışveriş yapmak yıllardır moda dergilerinde ve ekranda glamourous (cazibeli, ışıltılı) bir etkinlik gibi gösterilse de çoğumuz soyunma kabininde bunaltıcı anlar yaşamışızdır. Mayo ve bikini alışverişi pek çok kişi için vücuduna yargılayıcı davranmasına neden olan bir etkinlik olabilir. Bizi bu şekilde davranmaya iten ise sıklıkla toplumun dayatmaları, beden algısı ve medya tarafından sürekli pompalanan “ideal”ler.
Oysa plaj modasının geçmişten günümüze değişimine baktığımızda da görebileceğimiz gibi moda ve neyin “güzel” ya da “estetik olarak tatmin edici” göründüğü değişime son derece açık ve toplumsal algı yönetimi ile son derece bağlantılı. O halde modanın diğer pek çok alanında olduğu gibi plaj giyimi için de asıl önemli olanın kişisel beğenilerimiz, kendi bedenimizin içinde rahat, mutlu ve güvende hissetmek olduğu unutulmamalı. Çünkü plaj modası için yıllar içinde değişmeyen tek bir kural var: “Every body is a beach body. (Her vücut plaj vücududur.)“.
Geçmişten Günümüze Plaj Modası
1800’lerde Plaj Modası
1800’lerde plaj giyiminde kullanılan giysiler, “plaj elbisesi” olarak adlandırılıyordu. Sıklıkla yünden (!) yapılan bu giysiler mümkün oldukça cilt göstermeyecek biçimde kapalıydı ve eteklerin ucuna kıyafetin suda açılmaması için ağırlıklar yerleştiriliyordu. Bugün alışık olduğumuz plajlar ve giysi değiştirme kabinleri bulunmadığı için “bathing machines” (yüzme kabini) adı verilen dört tekerlekli vagonlar kişilerin (özellikle kadınların) muhafazakarlıklarının bir göstergesi olarak gidecekleri yere taşınıyordu.
Yine bu dönemde çoğu kadının ayaklarının dahi çıplak olması uygun görülmediğinden plaj ayakkabıları, plaj elbiselerini tamamlayan bir aksesuar olarak kullanılıyordu. Plaj ayakkabıları ayrıca günümüzdeki plastik modellere benzer olarak ayakları plajdaki cam kırıkları ve taşlardan koruma görevi de görüyordu. Sıklıkla hasır ya da keçeden yapılan ayakkabıları süslemek için ponponlar, kurdeleler ya da örgüler kullanılıyordu.
1900’lerde Plaj Modası
1900’lerin başında denizci giysilerinden esinlenen ve oldukça moda olan plaj elbiseleri halen vücudun büyük bölümünü kapatmaya devam ediyordu. Malzeme olarak sıklıkla siyah renkli ipeğin kullanıldığı bu giysiler, siyah ipek çoraplar ve siyah deriden yapılmış plaj ayakkabıları gibi aksesuarlarla birlikte giyiliyordu. Bu dönemde moda olan bir diğer aksesuar bugünkü “bone”lerin büyük büyük anneleri olarak adlandırabileceğimiz “bathing caps” (yüzme başlıkları)ydı. Daha çok kadınlar tarafından kullanılan bu başlıkların amacı saç modelinin dağılmasını önlemekti ve daha şık hale getirmek için üzerine eşarp bağlanarak kullanılıyorlardı.
1910’larda Plaj Modası
1910’larda plaj giyimi bugünkü moda algımıza daha yakın bir hal almaya başladı. Plaj elbiselerinin boyları kısaldı ve giysiler vücuda daha iyi oturan bir biçim almaya başladı. Bununla birlikte bu dönemde kadınlar plajlarda pek çok hukuki yaptırım ve denetlemeyle karşı karşıya kaldılar. Öyle ki 1907 yılında rekor sahibi Avustralyalı yüzücü Annette Kellerman Boston’da bir plajda yüzerken elbisesinin açıklığı nedeniyle tutuklandı! Bu denetim ve ölçümler 1920’lerde dahi devam etti.
1920’lerde Plaj Modası
1920’lerde plaj giyiminde pratikliğin önem kazanmaya başlaması ile birlikte kadınlar için üretilen yüzme giysilerinde daha az kumaş kullanılmaya başlandı. Yaka çizgileri aşağı inerken, kolların bulunduğu bölümlerdeki açıklıklar genişletildi. Bu dönemde yüzme ayakkabıları ve yüzme başlıkları kullanılmaya devam etti. Giysilerin uygunluğu konusundaki denetimler ise halen yapılıyordu.
20’lerde ve 30’larda erkek plaj modası ise temel olarak çizgili yüzme giysileri üzerine kuruluydu. Tek parça halindeki bu yüzme giysileri bir şort ve kolsuz gömleğin birleşimi gibi görünüyordu. Hem kadın hem de erkek plaj giyiminde daha açık renklerin kullanılmaya başlamasıyla kırmızı, mavi, beyaz gibi renkler yüzme giysilerine dahil etti.
1930’larda Plaj Modası
1930’larda kadın yüzme giysileri modern anlamda “mayo”ya oldukça yakın bir hal almaya başladı. Erkeklerinkine benzer biçimde tek parça olan yüzme giysilerinde etek kesiminin başlangıç bölümü yükseltildi. Böylece kadınlar o zamana kadarki en açık yüzme giysilerini kullanmaya başladılar Yün ya da ipek gibi hareket etmeyi güçleştiren ve cilde rahatsızlık veren kumaşların yerini esneme payı bulunduran hafif ve lastik temelli kumaşlar aldı. Yüzme ayakkabıları ve yüzme başlıkları terk edildi. Spagetti askılar ise dönemin sık tercih edilenleri arasında yerini aldı.
1940’larda Plaj Modası
1940’larda plaj modasında iki değişim yaşandı. İlki kısa tulumlara benzeyen tek parça mayoların yerini elbiseyi andıran, vücuda oturan mayoların alması; ikincisi ise “bikini” kavramının plaj modasına dahil olmasıydı. Böylece plaj giyiminde çeşitlilik artmış oldu.
Fransız tasarımcı Louis Reard tarafından tasarlanan iki parça mayo ya da bildiğimiz adıyla bikini belin üst kısmını açıkta bırakıyordu. Mayolarda daha az kumaş kullanılmaya başlanmasında moda anlayışının yanı sıra İkinci Dünya Savaşı’nın da etkisi oldu. Zira bu dönemde savaşın yarattığı ekonomi, insanları giysileri tasarlarken daha az kumaş kullanmaya yöneltti.
Tasarımcılar çeşitli nedenlerle daha cesur modeller tasarlamaya başlarken, Marilyn Monreo gibi kadın figürlerin bu tasarımlar içinde fotoğraflanması kadınlar tarafından iki parça ve daha çok cilt gösteren plaj giysilerinin topluluk içinde giyilebilmesine ortam oluşturdu.
Plaj modası bu yıllarda erkekler için de değişti. Tek parça mayoların yerini çok daha fazla cilt gösteren “brief” olarak bildiğimiz kısa ve yüksek belli şortlar aldı. Malzeme olarak halen yün kullanılmakla birlikte, sun ipek ve spandeks kumaş karışımının popülerliği artmaya başladı.
1950’ler ve 1960’larda Plaj Modası
50’ler kadın plaj giyiminde değişen kesimler değil kumaş malzemeleri oldu. Mayoların daha hızlı koruması ve içlerinde daha rahat hareket edilebilmesi için daha esnek olan naylon temelli kumaşlar kullanılmaya başlandı.
1960’lar kesimler önceki yıllara göre daha cesurdu. Bel ve göbek bölgesini açıkta bırakan düşük belli kesimler ve bacakların başladığı etek bölümünde daha derin açıklıklar kullanılmaya başladı. Hippie hareketinin de etkileriyle kadınlar utanma ya da eleştirilme endişesini bir kenara bırakarak istedikleri tarz yüzme giysilerini tercih edilmeye başladılar.
1970’ler ve 1980’lerde Plaj Modası
70’lerin plaj giyimi modasında iki temel yenilik göze çarpmaya başladı. Bunlardan ilki erkek mayoları da dahil olmak üzere çok daha fazla renk ve özellikle de desen kullanılmasıydı. Briefler yerini erkek plaj giyiminde günümüzde de tercih edilen şort kesimine bıraktı. Erkek mayolarında kimi zaman kemer detayı da tercih edildi. İkinci değişiklik ise kadın mayolarındaki kesim ve kumaş çeşitliliğiydi. İpli bikiniler, bugün mayokini olarak adlandırdığımız tek parça ancak cildi bütünüyle kapatmayan modeler bu dönemde giyilmeye başlandı.
80’lerde günlük giyimde tercih edilen cesur parlak renkler ve desenler plaj giyimine de yansıdı. Neon renkler ve leopar gibi hayvan desenleri mayo ve bikinilerde en çok tercih edilenler arasına girdi. Bikini ve mayoların alt bölümlerinde bel çizgisi aşağı, bacakların başladığı açıklıklar ise oldukça yukarı (bel çizgisinin de yukarısına) çekildi. Bu kesimi son iki yıldır plaj giyiminde yeniden görmeye başladık. 80’lerde kullanılmaya başlayan bir diğer kesimse üçgen ismini verdiğimiz bikini üstleriydi.
1990’larda Plaj Modası
90’larda yüksek bacak kesimi ve ipli bikinilerin kullanımı oldukça yaygınlaştı. Dönemin çok izlenen dizilerinden, bir cankurtaran ekibinin başından geçen olayları anlatan Baywatch, plaj modası üzerinde belirleyici rol oynadı. Pamela Anderson tarafından giyilen kırmızı yüksek bacak kesimli tek parça mayo dönemin klasikleri arasında yer aldı.
2000’lerde Plaj Modası
2000’ler plaj modasının oldukça çeşitlilik sahibi olduğu bir dönemdi. İpli bikiniler ve transparan kumaşların yanı sıra “tankini” ismi verilen ve bikininin daha kapalı bir versiyonu olarak adlandırabileceğimiz iki parça ancak üst kısmı askılı bir bluza benzeyen tasarım da popüler olmaya başladı.
2010’larda Plaj Modası
2010’lar plaj modasında bikini, mayo ve tankini gibi farklı modelleri bir araya getiren stil çeşitliliğinin yanı sıra moda sektöründe çalışan modeller ve beden algısı bakımından da çeşitliliğin arttığı bir dönem oldu. Seksapelin ön planda olduğu plaj çekimleriyle bilinirliğini artıran Sports Illustrated dergisi 2016 yılında Ashley Graham ile birlikte ilk kez kapağında bir plus-size (büyük beden) modele yer verdi.
Her ne kadar büyük beden terimi hem Ashley Graham için hem de genel anlamda tartışılır bir kavram olsa da dergide yer alan fotoğraflar yılın en çok ses getiren çekimlerinden biri olarak hem yerli hem de yabancı medyada sık sık karşımıza çıktı. Böylece Body Positivity (beden olumlama) konusu ülkemizde de kendine yer bulmaya başladı.
Bununla birlikte 1920’lerdeki ve 30’lardaki özellikle kadınlara yönelik olarak sınırlayıcı anlayışın ne kadar değiştiği, halen sorgulanan konular arasında. Her ne kadar plaj giysilerinin boyunu ölçerek denetleme yapan polisler bulunmasa da kadınlar, pek çok farklı konu üzerinden denetim ve yargılanma altında tutulmaya devam ediyor. Zira hem geleneksel medyada hem de sosyal medyada kadınları hem bedenleri hem de tercih ettikleri plaj giysileri üzerinden yargılayan haber ve yorumlarla sıkça karşılaşıyoruz.
“İdeal” beden algısı ve beden olumlama konuları üzerindeki tüm tartışma sürerken hem moda anlamında hem de toplumsal algılar bakımından değişimin kaçınılmaz olduğu açık. Ulaşmak istediğimiz hoşgörülü ve her anlamda çeşitliliğe açık noktaya doğru yolculuğumuz devam ederken, plaj modası giysileri de dahil olmak üzere her türlü giyim, trend ve modanın bize stres değil mutluluk getirmek ve kendimizi ifade edebilmek için bir araç sağlamak üzere ortaya çıktığını unutmamak gerek.
Kapak Fotoğrafı: Flicker
İlginizi çekebilir: Chic Magger’dan Gelinlik Stili
İlk yorumu siz yazın!