Schweppes ile İyi Gider: #NeİstediğiniBilenlere Plak Önerileri
Bir koleksiyonunuz var mı? Kendinizi şımartmanın yollarından biri de tutkularınızın peşinden gitmekten ve ilgiyle büyüttüğünüz, her bir parçasının peşinden merak ve özenle koştuğunuz koleksiyonlardan geçiyor. En sevdiğiniz kahramanların maceralarını arşivlediğiniz bir çizgi roman koleksiyonu da olabilir bu, uğradığınız her bardan birer anı olarak sakladığınız bardak altlıkları da… Gittiğiniz farklı şehir ve ülkelerdeki sahaflarda sevdiğiniz yazarların kitaplarının orijinal baskılarını kovalamak da isteyebilirsiniz, herhangi bir objenin bin bir türlü hâlini de raflarınıza dizmek de… Ve tabii ki müzik. Müzik tutkusunu koleksiyon tutkusuyla birleştirmenin de bir yolu var: Plak koleksiyonculuğu!
Plaklarınız Bir Plak Koleksiyonuna Dönüşürken
Her şey tek bir plakla başlar ve bir tutkuya dönüşür – koleksiyon tutkusuna. Siz de daha önce hep dijital olarak dinlediğiniz müziği ilk kez bir plaktan dinlediğinizde büyük bir fark hissetmiş ve ilk plağınızı, ilk pikabınızı satın almaya karar vermiş olabilirsiniz. Hatta ilk plağınız, çok sevdiğiniz, ezbere bildiğiniz bir albüm olmuştur büyük ihtimalle. Yıllarca kulaklıklarınızdan size notalar fısıldayan, bulunduğunuz mekanlarda çaldığında sizi heyecanlandıran, belki konserlerde canlı dinleme fırsatı bulduğunuz o albümdeki şarkıları, bir de analog kaydın farkıyla dinlemek istemişsinizdir. Sonra bu albümlerin sayısı gittikçe artar. Salonunuzdaki sehpanın üzerinde ya da pikabın durduğu köşedeki sehpada plaklar üst üste birikmeye başlar. Onlar için özel bir çekmece, kutu ya da raf ayırmaya karar verirsiniz. Kendinizi bir anda merakla beklediğiniz yeni albümlerin özel plak baskılarını önceden sipariş verirken, ikinci el plak satan mağazalardan, açık arttırma sitelerinden nostaljik plaklar kovalarken bulursunuz. Koleksiyon tutkusu içinizi sarmıştır bir kere, ne istediğinizi çok iyi biliyorsunuzdur: Geçmişte, bugün ve gelecekte sevdiğiniz tüm albümleri plak koleksiyonunuza eklemek!
Hangi tür müziği dinlemeyi seviyor, koleksiyonunuzu hangi türden plaklarla dolduruyorsunuz? Bu yazıda, #NeİstediğiniBilenlere birkaç plak önerisine de yer vermek istedik. Bunlar belki ilk plağınız, belki de yüzlerce plaktan oluşan koleksiyonunuzun en yeni üyesi olacaklar. Koleksiyonunuz hangi aşamada olursa olsun, iğne en yeni plağınıza değdiği anda, arkanıza yaslanın, elinize Schweppes’li mocktail’inizi alın ve müziğin keyfini çıkarın!
Nefis Schweppes Mocktail tariflerine buradan ulaşabilirsiniz!
#NeİstediğiniBilenlere: 6 Ayrı Müzik Zevkine 6 Plak Önerisi
Caz: Tüm zamanların en çok satan caz albümü sizin de koleksiyonunuzda olsun istemez miydiniz? Yani Amerikan cazının efsanelerinden trompet sanatçısı ve besteci Miles Davis‘in Kind of Blue albümü. 1959 tarihli bu albüm, yayımlandıktan on yıllar sonra, 2019 yılında 5x Platinum statüsüne ulaşmış, yani beş milyon kopyayı geçerek popüler müzik albümleriyle yarışacak seviyeye ulaşmıştı. Üstelik sadece satış rakamlarıyla büyük bir albüm değil bu; müzik eleştirmenleri ve caz dinleyicisi de Davis’in baş yapıtı olduğu, caz tarihinin en iyi albümlerinden olduğu konusunda hemfikir.
Elektronik dans müziği: Kalabalık kulüplerde ya da müzik festivallerinde dinlemeye alıştığınız elektronik dans müziği, arşivlemeye değecek kayıtlarla koleksiyonunuzda yer alabiliyor, tüm o atmosferi bir plağa sığdırıp evinize taşıyabiliyor bazen. Koleksiyonunuza kesinlikle eklemeniz gereken elektronik müzik plaklarından biri, Daft Punk‘ın unutulmaz albümü Random Access Memories. Bu, geçtiğimiz yıl sürpriz bir kararla ayrıldığını duyuran ikilinin müziğini ve sizdeki anılarını ölümsüzleştirmenin yollarından sadece biri…
Soundtrack: İzlediğiniz, çok sevdiğiniz filmlerin müziklerini dinlemekten hoşlanır mısınız? Kim hoşlanmaz! – hele ki bu film bir müzikalse. Son yıllarda, birçok filmin enstrümantal müzikleri ya da toplama şarkılardan oluşan albümleri plak formatında da piyasaya sürülmeye başladı. Koleksiyonunuza eklemenizi önerdiğimiz albümlerden biri de son yılların öne çıkan müzikallerinden La La Land‘in soundtrack albümü. Justin Hurwitz‘in Oscar ödüllü orijinal şarkıları ve müzikleriyle renklenen film, Los Angeles’ta kendi kulübünü açma hayalleri kuran bir caz piyanisti ve yıldız bir oyuncu olma hayalleri kuran bir aktrisin dört mevsime yayılan aşkını konu alıyor. Kimi enerjik kimi hüzünlü, kimi dinamik kimi romantik şarkıları, tekrar tekrar çalmak isteyeceksiniz.
Türkçe müzik: On yıllar öncesinin Türkçe klasikleri, günümüzde bazı film ve diziler sayesinde yeniden gündeme gelebiliyor. Böyle durumlarda yaşadığımız nostaljinin içimizde ve hafızamızda kıpırdattıkları, müzik ve koleksiyon tutkularının yanına farklı duygular da eklemiş oluyor. Son dönemde Bir Başkadır adlı mini-dizi sayesinde yeniden popülerleşen Ferdi Özbeğen şarkılarını tekrar tekrar dinlemek için koleksiyonunuza ekleyebileceğiniz, dizide duyduğumuz Gündüzüm Seninle ve Seni Terkedeceğim gibi şarkıların da bulunduğu Bir Sır Gibi albümü. Türkçe plaklar özelinde bir koleksiyon yapıyorsanız oldukça şanslısınız, çünkü haliyle sahaflarda en çok bulabileceğiniz plaklar bu topraklardan çıkmış olanlar oluyor: Zeki Müren‘den Erol Evgin’e, Barış Manço‘dan Sezen Aksu‘ya hatta Tarkan‘dan mor ve ötesi‘ne, anne-babanızın ya da kendinizin geçmişte severek dinlediği tüm müzikleri plak arşivinize katmak oldukça kolay!
Klasik müzik: Klasik müziğe yoğunlaşmış bir plak koleksiyonun, oldukça farklı boyutları var. Sevdiğiniz bestecilerinin aynı eserlerini on yıllar boyunca birçok farklı orkestra ve sanatçı yorumlamış, hatta farklı dönemlerde yeniden kaydetmiş olabiliyor. Bu kayıtlar arasındaki nüansların farkına varmak, yüzyıllar önce yaşamış bestecilerin notalarının günümüzde halen nasıl bambaşka yorumlandığını görmek çok farklı bir tutkuya dönüşüyor. Son yılların en yetenekli, yıldızı hızla yükselen piyanistlerinden biri, İzlandalı Víkingur Ólafsson. Daha önce Philip Glass ve Bach albümleriyle büyülemiş piyanistin en yeni kaydı, Reflections başlığını taşıyan ve Debussy‘nin eserlerini yorumladığı, üstelik çağdaş müzisyenlerin kendisine bu yorumlarda farklı enstrümanlarla eşlik ettiği büyülü bir albüm.
Neo-klasik / çağdaş müzik: Büyülenmek mi dedik? Klasik müziğin büyüsünü yakalamak için yüzyıllar öncesinde gitmek şart değil. Çağdaş besteciler de yepyeni albümler ve bestelerle bu ihtiyacınızı karşılayacak kayıtlar ortaya koymaya devam ediyor. Bunlardan biri de tekrar eden melodileri, reklamlardan filmlere birçok farklı medyumda duyduğunuz tanıdık melodileri ve rahatlatıcı, evrensel müziğiyle Ludovico Einaudi. En son The Father ve Nomadland filmlerinde de müziklerini duymuş olabileceğiniz sanatçının en yeni kaydı, Undiscovered adlı albümü. Koleksiyonunuzda kesinlikle yer almalı!
İlk yorumu siz yazın!