Yeni biriyle tanıştığınız zaman kendinize dair neleri anlatıyorsunuz? Biz, son dönemlerde nereden geldiğimiz, hangi iş ile uğraştığımız kadar beslenme şekillerimizden de bahsetmeye başladığımızı fark ettik. Çünkü bazılarımızın daha sağlıklı olmak, bazılarımızın ise etik bir duruş sergilemek adına tercih ettiği beslenme şekilleri, aslında bizi biz yapan detaylardan biri. Peki, siz kimsiniz? Sürdürülebilir tercihler yapabilmek adına bitkisel ağırlıklı bir beslenme türünü mü takip ediyorsunuz yoksa güneyin hayat ile uyumlu şekillenen Akdeniz tipi diyetini mi uyguluyorsunuz? Belki de daha kim olduğunuzu anlamaya çalışıyorsunuzdur. O zaman haydi gelin, Macroonline’ın bütünsel iyilik kavramını merkeze alarak farklı beslenme şekillerine hitap edebilmek üzere geliştirdiği Macrobalance ile popüler diyet türlerini hayatımıza nasıl adapte edebileceğimizi radarımıza alalım!

9 Beslenme Türü | Fotoğraf: Taylor Kieser – unsplash.com

Harvard Üniversitesi’nde akademisyen olarak da çalışan doktor ve beslenme araştırmacısı Dr. Walter Willett, herkes için uygun olan tek bir diyetin olmadığını; diyetlerin genetik yapımıza, yaşam tarzımıza ve sağlık durumumuza göre özelleştirilmesi gerektiğini söylüyor. Tam da bu noktada hayat tarzımıza en uygun beslenme şeklini keşfetmek ve bu diyetleri hayatımıza nasıl adapte edebileceğimizi öğrenmek; daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam için önem taşıyor. Macroonline, bizim kendimize en uygun şekilde daha sağlıklı beslenmemize destek olmak üzere hazırladığı Macrobalance ile beslenme yolculuğumuza eşlik ediyor.

Macrobalance ile Beslenme Türleri

Raw Beslenme Türü | Fotoğraf: Nadine Primeau – unsplash.com

Beslenme türleri listemiz için insanlık tarihinin en başına dönüyoruz: Ateşin dahi bulunmadığı döneme! Raw beslenme türü, ateş bulunmadan önce beslenme şeklimizin insan vücudu için daha iyi olduğunu savunuyor. Ayrıca Raw beslenme türünü takip eden kişiler, yüksek ısıya maruz kalan besinlerin enzimlerini, besleyici niteliklerini, canlılığını, vitamin ve mineral içeriklerini kaybettiğini söylüyor. Kısacası Raw beslenme için çiğ ve işlenmemiş gıdaların 45-47 derecenin üzerinde ısıya maruz kalmaması gerekiyor. Raw beslenme türünü hayatına adapte etmek isteyenlerin; çiğ ve işlenmemiş gıda tüketimine ağırlık vermesi gerekiyor. Bu noktada Macrocenter’ın Macroonline’da çok fazla seçenek sunduğu kuruyemiş seçkisine göz atabilir, Rawsome’ın vegan, çiğ, glütensiz ve şekersiz çikolatalı barının tadını çıkarabilirsiniz.

Raw beslenme türünü hayatına adapte etmek isteyenler; Macroonline’ın hayatımıza sağlıklı ve dengeli lezzetler ile mutfağımızdan dahil olduğu MacroCooks’tan Yemyeşil Raw Spaghetti Tarifi‘ne göz atabilir.

Paleo Beslenme | Fotoğraf: Paul Hermann – unsplash.com

Şimdi biraz zamanda ileriye gidiyoruz ve Taş Devri’ne varıyoruz. İnsan evriminde önemli adımların atıldığı ve belki de en önemlisi olan ateşin kontrol altına alındığı bu dönemin beslenme şekli, günümüzde birçok kişi tarafından yakından takip ediliyor. Aynı Raw beslenmede olduğu gibi olabildiğince işlenmemiş gıda tüketimine önem veren Paleo beslenme, ateşin sunduklarını da diyete dahil ediyor. Paleo beslenme türünün savunucuları, evrimimize uygun beslenmenin bizi kronik hastalıklardan koruduğunu söylüyor. Paleo beslenme türünü hayatına adapte etmek isteyenler; organik köy domateslerini, organik yumurtaları, Biga Yöresi’nden Dana Kontrfileyi ve çok daha fazlasını diyetine dahil edebilir.

Ketojenik Beslenme | Fotoğraf: Jennifer Burk

20. yüzyılın başlarına geldiğimizde tedavi amaçlı ortaya çıkan, ardından ise kilo kaybı ve kontrolü için popülerleşmeye başlayan Ketojenik beslenmeyi eminiz ki etrafınızdan en az bir kişi uyguluyordur. Ketojenik beslenme türünü diğer beslenme şekillerinden ayıran en önemli özellik, vücudun birincil enerji kaynağını karbonhidrat yerine yağlar olarak ayarlanması. Günlük alınan protein ve yağın arttırıldığı bu beslenme türünü uygulamak için; Wefood’un Organik Hindistan Cevizi Yağına, Apikoğlu’nun Kurutulmuş Füme Etlerine göz atabilirsiniz.

Vegan & Bitkisel Beslenme | Fotoğraf: Roam in Color – unsplash.com

Amerikalı şef ve organik gıda aktivisti Alice Waters, “Yemek yemek, etik bir eylemdir.” diyor. Sağlıklı beslenmek kadar başka canlıların yaşam haklarını gözeten, karbon ayak izini düşürmek isteyen çoğu kişi; günümüzde vegan etik duruşunu tercih ediyor. Bütün hayvansal besinlerin sofradan, bütün hayvansal malzemelerin ise dolaptan ve raflardan kalktığı vegan etik duruşuna paralel doğaya daha iyi gelen tercihler yapmak ve beslenmelerinde et ürünlerini azaltmak isteyenlerin uyguladığı Plant Based (Bitkisel Ağırlıklı) Beslenme bulunuyor. Macroonline’ın kataloğunda yer alan süt, yoğurt, et gibi hayvansal kaynaklı ürünlerin Plant Based alternatifleri; vegan beslenmeyi çok daha kolaylaştırıyor. Vegan veya bitkisel ağırlıklı beslenmeyi hayat tarzına dahil etmek isteyenler; Fomilk Badem Şekersizi, Veggy Bitki Bazlı Köfteyi ve çok daha fazlasını Macroonline’da bulabilir.

Vegan beslenmeyi hayatına uyarlamak isteyenler, MacroCooks’un lezzetli ve pratik Vegan Köfteli Linguine Tarifi‘ne göz atabilir.

Vejetaryen Beslenme | Fotoğraf: Sincerely Media – unsplash.com

Leonardo da Vinci’nin vejetaryen olduğunu biliyor muydunuz? Hayvansal tüketimin azaltıldığı fakat yumurta ve süt ürünlerinin tüketilmeye devam edildiği vejetaryen beslenme, Latince’de etkin ve sağlıklı anlamına geliyor. Genel olarak bitkisel kaynakların tercih edildiği bu beslenme türünü hayatınıza adapte etmek isterseniz organik yumurtalara ve organik sütlere paralel bakliyatları, Macroonline’da ithal ve yerel olmak üzere çeşit çeşit yer alan peynirleri radarınıza alabilirsiniz.

Akdeniz Beslenme Tipi | Fotoğraf: Sebastian Pandelache – unsplash.com

Bir beslenme türünden öte bir yaşam tarzı sunan Akdeniz beslenme tipi, bizi sakinleşmeye ve hayatın tadını dengeli bir şekilde keşfetmeye davet ediyor. 1960’lı yıllarda popüler hale gelmeye başlayan Akdeniz beslenme tipi, kısacası karbonhidrat ve kırmızı et tüketiminin azaltılmasının sağlıklı bir tercih olduğunu söylüyor. Akdeniz beslenme tipini uygulayacak kişilere streslerini azaltmanın da en az tabaklarındaki yemekler kadar önemli olduğunu hatırlatırken meyvelerin, sebzelerin, balıkların, tahılların öne çıktığı bu beslenme için Macroonline’ın Jumbo Karideslerini, Local Greens’in Akdeniz Salatası’nı, Monteida Erken Hasat Natürel Sızma Zeytinyağını alışveriş sepetinize eklemenizi öneriyoruz!

Bağırsak Dostu Beslenme | Fotoğraf: Ekin Deniz Çoban – unsplash.com

Belki de son dönemlerde söz konusu sağlık olduğunda en çok tartıştığımız konulardan biri “bağırsak sağlığımız”. Uzun bir süredir sağlık uzmanları tarafından içerisinde bulundurduğu milyonlarca sinir hücresinden dolayı “ikinci beyin” olarak adlandırılan bağırsak için prebiyotik ve probiyotik açıdan zengin besinlerin tüketilmesi önem taşıyor. Bağırsak floranızı dengelemek için başvurabileceğiniz Bağırsak dostu beslenmeyi Activia’nın doğal probiyotik yoğurdu, Sek’in sade kefiri ve birçok Macroonline’da yer alan ürün ile hayatınıza adapte edebilirsiniz.

Enerji Dostu Beslenme | Fotoğraf: Angélica Echeverry – unsplash.com

Ve son olarak radarımıza belki de hepimizin en çok ihtiyaç duyacağı bir beslenme türünü alıyoruz: Enerji Dostu Beslenme. Özellikle “Kahvesiz gözümü açamıyorum.” diyenler yaklaşsın. Çünkü bu beslenme türü, mitokondri sağlığını önceliklendiriyor. Bu noktada Macroonline’ın kivilerine, tatlı patateslerine, Wefood’un Matcha Tozuna göz atabilirsiniz.

Macroonline ile farklı beslenme şekillerini hayat tarzınıza adapte etmek isterseniz MacroCooks’un pratik ve lezzetli tariflerine göz atabilirsiniz.

O zaman son bir kez daha soralım: Siz kimsiniz?

Kapak Fotoğrafı: Mariana Medvedeva – unsplash.com