Yaz günleri yaklaşırken, müzik festivallerini, bir arada söylediğimiz şarkıları, müziğin ritmine bir arada kapılmayı daha çok özlüyoruz. Üstelik evden çalışmanın en az ofiste çalışmak kadar zorlayıcı ve yorucu olduğunu artık kabullenmiş olmak, özlememimizi daha da arttırıyor. Özlem içimizi kıpır kıpır ederken, gelin krizi fırsata çevirelim, işler bittiğinde kendimizi güzel müziklerle şımartalım. 

Schweppes ile #NeİstediğiniBilenlere: Gün Sonunda Ritme Kapılın!

“Müziğe eşlik edin”… Kendimizi şımartmanın yollarını sıraladığımız listemizdeki önerilerimizden biri bu olmuş, online konserlerden ve müzik etkinliklerinden söz etmiştik. Kendimizi müzikle şımartmanın, işler bittiğinde güzel müziğin ritmine kapılmanın tek yolu, tabii ki bunlar değil. Her albümün, her parçanın bir tık uzağımızda olduğu bu çağda, kendi çalma listelerimizi oluşturmanın ya da sadece favori şarkılarımızı içeren, sonsuz güvenle bağlanacağımız o çalma listelerini keşfetmenin hazzı da bir başka. En günceli yakalayan, en keyifli listeyi hazırlamak, en değerli listeleri keşfetmek içinse son zamanların müzik trendlerinden haberdar olmak şart.

Yeni müzik türleriyle, yeni çalma listeleriyle tanışın!

Artık müzik grupları ve pop yıldızları kadar, dj’lerin de ismini ezbere biliyoruz, farkında mısınız? Bunun nedeni 2000’lerin ve geride bıraktığımız 2010’ların öne çıkan müzik türlerinin özellikle elektronik dans müziği ve house müzik olması. Bu iki müzik türü, neredeyse her geçen gün biraz daha genişliyor, kendi etrafında kültürel halkalar oluşturmaya, yeni alt türlerle ve yeni sound‘larla kendi dünyasını inşa etmeye devam ediyor. Elektronik müziğin son dönemde popülerleşmiş alt türlerinden biri synthwave. 80’lerin bilim kurgu soundtrackleriyle günümüz elektronik müzik tekniklerini birleştiren bu türü kafanızda TRON ve Blade Runner filmlerini düşünerek canlandırabilirsiniz – ama 80’lerdeki versiyonlarından çok, 2010’ların dünyasına göre modernleştirilmiş devam filmlerini…The Midnight, Waveshaper, Dance with the Dead, Gunship ve Scandroid gibi projeler ve gruplar, synthwave’in öne çıkan güncel temsilcilerinden.

House müzik cephesinde ise, aslında 80’lerde ortaya çıkmış bir alt türün yeniden canlanmasına tanık oluyoruz: Deep house. Chicago House, Soul, Jazz ve New York tarzı Garage müziğin bir harmanından oluşan bu alt tür, düşük temposu, sessiz basları ve büyülü vokalleriyle bugün en çok dinlenen house müzik türlerinden birine dönüşmüş durumda. Etiyopya cazı, Güney Amerika ritimleri gibi dünya müziklerinden ilham alan, hip-hop etkili house müziğiyle Nicolas Jaar, elektronik müzikle geleneksel şarkı yazarlığı arasında bir köprü kuran Kerala Dust, müziğini “mümkün olduğunca deneysel” olarak tanımlayan Nicola Cruz, tanıdık ve bilinmeyen arasındaki ince çizgide duran Be Svendsen ve deep tech, desert house gibi alt türler arasında bir yerde duran müzikleriyle Bedouin dinleyebileceğiniz deep house listelerinize mutlaka eklemeniz gerekenlerden.

Kusursuz müzik sizin için fazla mı yapay? Adını bile “düşük ses kalitesi” gibi ilk başta olumsuz algı yaratabilecek bir sözcük öbeğinden alan lo-fi, aslında tam olarak ne istediğini bilen bir tür. Son yılların en rahatlatıcı, en özgün ve en yaratıcı alt türlerinden biri olarak lo-fi ve ondan türeyen lo-fi hip hop ya da chillpop gibi diğer türler, en popüler çalma listelerinin odak noktasında. Müziği bozan unsurların, mesela cızırtıların, bozulmuş seslerin, uyumsuz sinyallerin, bant dalgalanmalarının duyulmasını der etmeyen, amatör kayıtları anımsatan, karakterli bir müzik türü bu. YouTube ve Spotify’da saatler süren lo-fi çalma listelerinin büyüsüne kapılıp, hayallere dalabilirsiniz. Gözlerinizi kapadığınızda kendinizi yıldızların altında kamp yaparken, bir yaz akşamında akşam yemeği sonrası yürüyüşünde kumsaldaki şezlonglara kıyafetlerinizle uzanmışken ya da kuş ve böcek seslerinden başka bir şey duymadığınız bir bahçedeki hamakta yatarken bulabilirsiniz.

Popüler olandan da geri kalmayın, yılın en iyilerini yıl bitmeden keşfedin!

Sizce 2021 yılına damga vuracak, yılın hit şarkısı hangisi olacak? Henüz mayıs ayında olabiliriz, fakat bunu tahmin etmek için hiç de erken değil. 2020’nin hit şarkılarından, DaBaby’nin “Rockstar”ı nisan, 2019 yazına damga vuran Lil Nas X şarkısı “Old Town Road” ise ta bir önceki yılın aralık ayında yayımlanmıştı. Dolayısıyla 2021’in en iyisini ya da en azından 2021 yazıyla özdeşleşecek o şarkıyı çoktan dinlemiş olabiliriz. Yılın en iyileri listelerine şimdiden hazırlık yapmak, yılın ritimlerine şimdiden dans etmeye başlamak için hazırlıklarınızı tamamlamak için, en sevdiğiniz hit şarkılarla kendi listenizi oluşturabilirsiniz. Bruno Mars ve Anderson .Paak’dan “Leave the Door Open”, Harry Styles’tan “Watermelon Sugar” ve Lil Nas X’ten “MONTERO (Call Me by Your Name)” yılın ilk birkaç ayında dilimize dolanan güçlü adaylardan. Alıştığı hit parçalardan kolay vazgeçemeyenlerdenseniz, geçtiğimiz yılın en çok dinlenenlerini de listelerinizin baştacı etmeyi unutmayın. Hatırlamaya ihtiyacınız varsa, 2020’nin Spotify’da en çok çalınan şarkılar arasında The Weeknd’den “Blinding Lights” ve Billie Eilish’ten “No Time to Die” yer alıyordu.

Çalma listelerinde trendi yakalayın: Türler-ötesine geçin!

Televizyon ve sinema arasındaki ayrım belirsizleşiyor, modada cinsiyet kavramı ortadan kalkıyor, sokak lezzetleri gurme restoranların menülerine giriyor… Sınırların hayatın her alanında belirsizleştiği günümüz dünyasında, müzik de bundan geri kalmıyor. Bugüne kadar farklı türlerde müzik yapan şarkıcıların ortaklıklarının hit şarkılara ve düetlere dönüştüğü durumlar sayısız kez karşımıza çıkmıştı. Fakat şu an tek bir albümde, hatta tek bir şarkıda bile belli bir türün kalıplarına sığmayanların en çok dinlenenler listelerinin üst sıralarına birbiri ardına sıralandığı bir dönemdeyiz, farkında mısınız? Lil Nas X, Billie Eilish and Lizzo gibi türlerin sınırlarını ortadan kaldıran, söz gelimi Lil Nas X gibi country ve hiphop gibi çok uzak gözüken türleri bile iç içe geçirebilen şarkıcıların yükselişi bizim de enerjimizi yükseltiyor. İşte bu trendin bir sonucu, özellikle Z-kuşağı arasında oldukça popülerleşen, türler-ötesi çalma listeleri. Müzik türlerinden bağımsız oluşturulan çalma listeleri trendinin kökleri, sırasıyla 2018 ve 2019’da ABD’de ortaya çıkan ve tüm dünyada popülerleşen Pollen ve Lorem adlı listelere dayanıyor. Bu listelerin başarısının ardından Kuzey Avrupa’dan Oyster, Britanya’dan Altar ve Latin Amerika’dan Mixto da onların izinden gidenlerden. Tüm bunların ortak özelliği, müzik türleri arasındaki ayrımı ortadan kaldırıp, şarkıları kültürel altyapısına, temposuna ve moduna göre gruplaması, yaratıcılığı öne çıkarması ve oldukça farklı koşullarda ve türlerde müzik yapmasına rağmen stilleri, müzikal estetikleri, sound’ları ya da şarkı sözleriyle benzeşen sanatçıları bir araya getirmesi. Siz de kendi türler-ötesi çalma listenizde birbirine çok uzak gözüken türlerdeki şarkıları sizde uyandırdığı hislere göre gruplamayı deneyebilir ya da şu anki modunuza göre oluşturulmuş listelerden birini çalmaya hemen başlayabilirsiniz.

Tabii yanında Schweppes Bitter Lemon’lı mocktail eşliğinde!

Görsel albümler ve müzik belgeselleriyle, müziğin yanında hikayeye de odaklanın! 

Müziği sadece dinlemek zorunda değilsiniz, izlemeye ne dersiniz? Müzik endüstrisinde son dönemin önemli trendlerinden biri, görsel albümler ve müzik belgeselleri. 2016’da Beyoncé’nin “Lemonade” albümüyle gündeme gelen görsel albüm kavramı, dijital platformların ürettiği özgün içeriğin önem kazanmasıyla son iki yıldır yükselişe geçen bir trende dönüştü. Tek bir görsel hikaye anlatımıyla zenginleştirilen ve upuzun bir video klibe dönüşen görsel albümlerin yanı sıra, tek bir albümün kayıt yolculuğunu ya da konser turnesini konu alan müzik belgeselleri de ilgi görüyor. Netflix, Amazon Prime, YouTube, Hulu ve Apple TV+ gibi platformlar, Lady Gaga, Ariana Grande, Harry Styles, Shawn Mendes ve Billie Eilish gibi popüler isimlerin ilham verici hikayelerini hayranlarıyla paylaşmak için birbiriyle yarışıyor. Sevilen şarkıcıların kendi hikayeleri ya da albümleri çevresinde kurguladığı hikayeler, zaten dinlemeye doyamadığımız şarkılarını bizi ekran karşısına kitleyecek bir forma sokuyor, hem işitsel hem görsel bir şölene dönüşüyor.

Madem işler bitti, o zaman haydi çalışma ortamınızı bir festival ortamına dönüştürün! İster yılın hit şarkılarıyla, ister türler-ötesi çalma listeleriyle, ister görsel albümlerle… Açın müziğin sesini, alın elinize mocktail’inizi, kendinizi şımartın. Biz mocktail’lerimizi işler bitince evdeki ofisinde partileyenlere, iyi müziğin peşinden gitmesini ve #NeİstediğiniBilenlere kaldırıyoruz!