Pruva Karaburun'da Tohum İstanbul ile: Mavi Bir Yaz Rüyası
Hayata güzellik katmanın yolu güzel anıları paylaşmaktan geçer. Mavi sular, parlayan güneş, yemyeşil bir doğa ve mis kokular arasında dümenimizi Ege’nin en bakir kıyılarından birine Karaburun’a kırıyoruz. Gündüzü ayrı gecesi ayrı güzel yaz mevsiminde, eşsiz bir gün batımında iyiliklere ve güzelliklere kadeh kaldıracağımız bir deneyimi gelin birlikte yaşayalım.
Pruva Karaburun
Tohum İstanbul ailesinin deneyim tasarımını üstlendiği, menü seçimi, eşlikçiler, masa düzeni ve dekorasyonunda kullanılan tüm ayrıntıları ile mavi bir rüyayı paylaşacağımız Pruva Karaburun’un tüm Karaburun’a hakim manzarası eşliğinde gerçekleşecek olan etkinlik için Çeşme’den yola çıkıyoruz. Otobanı kullanmayı es geçip Ildır üzerinden eski yolu kullanarak masmavi deniz solumuzda yolumuza devam ediyoruz. Sakız ağaçları arasından geçip, mavi ve yeşilin buluştuğu el değmemiş doğaya merhaba diyerek Karaburun’a varıyoruz.
Pruva Karaburun, Karaburun iskeleyi yukarıdan gören bir yamaçta bulunuyor. Mavi beyazın hakim olduğu dekorasyonu ve kapısından girer girmez görülen mükemmel deniz manzarası ile kucaklıyor misafirlerini. Tüm bu güzelliği deneyimlememizi ve her bir davetlinin aynı mavi rüyayı görmesini sağlayan sevgili Emel Erden sıcacık karşılıyor bizleri… Bu güzel yaz akşamında Pruva Karaburun’da Tohum İstanbul deneyim tasarımı ile Şef Yavuz Yiğit’in hazırladığı menüyü birlikte tadacağımız ve iyiliklere, güzelliklere kadeh kaldıracağımız için çok mutluyuz.
Menüye eşlik edecek uzun demlenmiş rakı ve bulunduğumuz coğrafya göz önünde bulundurularak tasarlanmış bir gece bekliyor biz misafirleri. Emel Hanım dingin ses tonu ve hakimiyetiyle anlatıyor bizlere iyi bir rakının sofralarımıza, kadehlerimize geliş serüvenini… Zeytin ve erken hasat zeytinyağından ilham alınarak hazırlanan ve beş kez distile edilerek hazırlanan hafif içimli rakının eşlik edeceği menümüzde sadeliğin ve yerelliğin ön planda olacağını da ekliyor. Aynı mavi rüyayı görmemiz için Tohum İstanbul tarafından tasarlanmış bu deneyimde müzikler, yemekler, mekan seçimi, gün batımı da kusursuz… Özenle seçilen menüde Karaburun bölgesinde yetişen zeytinler ve bölgeye ait zeytinyağı, 1400’den fazla farklı çeşidi bulunan Karaburun kekiği, yerel peynirler, yerel balıklar ve olmazsa olmaz Ege mezeleri başrollerde.
Karaburun zeytinyağında kekikli kalamata zeytini ve Karaburun köy ekmeği ile başlıyoruz. Kekik, Karaburun’un yüksek yamaçlarından toplanarak soframıza geliyor. Köy ekmeği ile iyi kalite bir zeytinyağı uyumu tüm Egelilerin favorisi! Daha sonra servis şefi Melih Şef İzmir tulum peyniri, pesto sos ve karadut reçeli üçlemesini getiriyor. Tulum peyniri tam tadında ne çok tuzlu ne de çok kuru. Tam olması gerektiği gibi. Peynirin kendine has aroması karadut reçelinin tatlı ekşi hali ve pesto sos birbirine gerçekten çok yakışmış. Şeftali, badem ve semizotu ile hazırlanmış yaz salatası tazecik, tek eksiği bir miktar daha ekşilik. Masamızın diğer eşlikçileri kuru cacık üzerinde sarımsaklı pancar püresi, fırın mücver süzme yoğurt ve acı biber reçeli. Acı biber reçeli hafif acı, hafif tatlı haliyle süzme yoğurt üzerinde güzel bir dokunuş yaparak damağı şaşırtıyor.
Ege bölgesinin vazgeçilmez ikilisi fava ve enginar da başlangıçlar arasında elbette. Altta tekmil fava üzerinde çanak enginar ve garnitür bol sızma zeytinyağı hafif bir narenciye dokunuşu ile lezzetli bir geçiş sağlıyor. Başlangıçların en dikkat çekeni ve tabii şefin spesiyali aslan balığı pate; tahin ve Karaburun kopanisti peyniri. Aslan balığı, anavatanı Kızıldeniz ve Hint Okyanusu olan bir balık. Küresel ısınmanın etkisiyle ısınan denizlerimize doğru Süveyş Kanalı’nı geçerek gelen ve şimdilerde Akdeniz ve Ege Denizi’nde yaşamaya başlayan yeni bir balık türü. Avcı bir balık olması sebebiyle yerli balıklarımız ve kabuklularımızla besleniyor. Bu durum deniz ekosistemlerimizin bozulmasına ve Ege-Akdeniz kıyılarımızdaki çeşitliliğin önümüzdeki süreçte azalmasına neden olabilecek bir tehdit… Sırtında bulunan dikenleri zehirli olan bu balık uygun yöntemlerle ayıklandığında bembeyaz lezzetli bir ete sahip. Deniz ekosistemlerimizin korunması, balık çeşitliliğimizin devamlılığı için bu balıkları tanıma, avlama ve tüketmenin önemine dikkat çeken şefimiz balığın bir filetosunu isleyip pate hazırlamış. Karaburun’a özel kopanisti peynirini süzme yoğurt ile krema haline getirerek tahin sos ile bağlamış. Oldukça baskın lezzete sahip olan kopanisti peyniri, isli aslan balığı pate ve tahin sos birbirini tamamlayan harika bir üçlü haline gelmiş.
Ara sıcaklarda ise sadelik ve lezzet yine ön planda tutulmuş. Ege bölgesinde sıklıkla tüketilen çıtır çimçim karidesle başlıyoruz. Yapısı gereği küçük ebatlarda olan bu karidesi şefimiz kızgın yağda kısa bir süre pişirmiş, limon ve domates sos ile servis etmiş. Karidesin arkasından tempura bamya ve kabak rakı ve biberli yoğurt sos eşliğinde damaklarımızı şenlendiriyor. Rakının içecek olarak tüketilmesinin yanı sıra soslara eklenmesi de takdir edilesi. Her iki tempura oldukça başarılı, kaplamaları ince, yağ çekmemiş ve sebzeler taze, diri.
Çok sevdiğim iki malzemeyi birleştiren Pruva patlıcanı ise benim için ara sıcakların favorisi! Şefimiz bostan patlıcanı közleyip bütünlüğünü bozmadan içini boşaltmış. Közlenen patlıcanları tereyağında şöyle bir çevirip tekrar içini doldurmuş. Köz patlıcanın üzerine Antakya nar ekşisi ile hazırladıkları kısır ve rende tulum peyniri ile tamamlayarak servis etmiş… Harika bir lezzet dengesi yakalanmış!
Ana yemekte ise yerel lezzetlerden devam edilmiş. Şefimiz Karaburun kefalini kavanozda arpacık soğan, çeri domates, limon ve bol Karaburun zeytinyağı ile pişirmiş. Hem sunumu hem lezzetiyle göz doldurduğunu belirtmeliyim. Kapanışta ise bizlere profiterol eşlik ediyor.
Gün batımından geceye uzanan bu keyifli sofrada bizleri bir araya getiren aynı mavi rüyayı görmemizi sağlayan Tohum İstanbul ailesi ve sevgili Emel Hanım’a bu kusursuz deneyim tasarımı için, Karaburun’un şahane gün batımı manzarasına şahit olmamızı sağlayan tüm Pruva Karaburun ekibine nezaketleri için çok teşekkür ederim. Uzun ve keyifli sofralarda en kısa sürede tekrardan görüşmek dileğiyle…
Kapak Fotoğrafı: Tohum İstanbul, Emel Erden
İlginizi çekebilir: Ayça Yenigün’den Karaburun Boyabağı Koyu
İlk yorumu siz yazın!