Ramy: Köklerini Ararken Kaybolmak Üzerine Bir Dizi
Mısır göçmeni bir ailenin çocuğu olarak New York’ta dünyaya gelen ve New Jersey’de büyüyen Ramy Youssef, ABD’nin ikinci nesil göçmen komedyenleri arasında yükselen isimlerden biri. Youssef’in Hulu’da yayınlanan dizisi de kendisiyle aynı adı paylaşıyor: İkinci sezonu Mayıs 2020’de yayınlanan Ramy, tıpkı komedyenin kendisi gibi, New Jerseyli Müslüman bir ailenin kafası oldukça karışık oğlunun, kültürünü, inancını, hayattaki amacını, kısacası benliğini arayışını konu alıyor.
20’li yaşlarında tıp eğitimini yarıda bırakarak teknoloji sektöründe bir start-up’ta çalışmış, fakat bir anda işsiz kalan Ramy, kendi ayakları üzerinde durmak konusundaki başarısızlık, şanssızlık ve imkansızlıkların önüne geçememeye bir tepki olarak hayatının merkezine seks ve mastürbasyonu yerleştiriyor. Kültürel, geleneksel ve inançsal olarak bu yaptıklarının yanlış ya da günah kabul edilmesi, onu daha önce yeteri kadar düşünmemiş olduğu dinine yönlendiriyor. Ramy, kültürel ve geleneksel bir yapı dışında çok da katı kurallar ve pratiklerle bağlı olmadığı İslam dinini keşfetmeye, köklerine dönmeye, vicdanını rahatlatmak için “doğru” yolu aramaya başlıyor.
Ramy’nin yolculuğunda (neyseki) ona ve biz izleyiciye annesi, kız kardeşi, babası ve yakın arkadaşları eşlik ediyor. (Ve neyseki) kimi zaman bu bir eşliğin, bu karakterler birer yan karakter olmanın ötesine geçiyor; dizinin bazı bölümleri, tamamen bu karakterlere odaklanıyor. Neyseki diyorum çünkü açıkçası (dizi olan) Ramy‘nin en iyi bölümleri ve en iyi anları (karakter olan) Ramy’nin gözükmedikleri oluyor. Tuhaf gelecektir, fakat dizinin en iyi, en başarılı yanlarından biri de bu. Ramy bir kahraman değil, hatta bir anti-kahraman bile değil. Ramy Youssef apaçık kendi adını taşıyan dizinin kötü karakteri, villain‘ı olmayı seçiyor. Kafası karışık bu genç adam, “doğru” yolu bulmaya çalıştıkça daha “yanlış” bir yola sapıyor, “doğru” olduğunu düşündüğü yolun kurallarını kendi çıkarlarına göre esnetiyor, genişletiyor, “yorumluyor”. Karşısına çıkan fırsatları aptallığıyla çöpe atıyor, hayatındaki ya da karşısına çıkan iyi insanları bencilliğiyle silip atıyor. Durmadan mağdur ve kaybeden konumunda olduğunu düşünürken mağdur ediyor, kaybettiriyor. Dizide Ramy’nin uç noktalarda yaşadığı arayış ve kayboluş herkes için tanıdık noktalar barındırıyor aslında. İnancın yerine herhangi bir spiritüel arayışı, İslam yerine herhangi bir öğretiyi, din yerine herhangi bir hobiyi dahi koymak mümkün. Ramy’nin uçlarda da olsa yaşadıkları, arayışın kendini bulmak yerine kendini daha da kaybetmekle sonuçlandığı hayat başarısızlıklarının abartılı bir temsili belki de. Ramy, büyüme sancıları çeken bir ergen, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmeye çalışan bir genç sadece.
Dizinin bazı bölümlerinin tamamen yan karakterlere odaklandığını belirtmiştim. On bölümden oluşan ilk sezonun bir bölümü Ramy’nin annesine (Hiam Abbass), bir bölümü kız kardeşine (May Calamway) ayrılıyor; bir bölümde ise geçmişe, Ramy’nin çocukluğuna, ABD’de yaşayan Müslümanlar için bir dönüm noktası denilebilecek bir güne gidiyoruz. Dizinin yaratıcıları ve yapımcıları bu bölümlerin başarısının bilincinde olsa gerek, yine on bölümden oluşan ikinci sezonda bu bölümlerin sayısı dörde çıkıyor ve birer bölüm de Ramy’nin babasına (Amr Waked) ve dayısına (Laith Nakli) ayrılıyor. Her biri ABD’de göçmen olmanın, öteki olmanın, azınlık olmanın farklı yanlarını ele alan, yan karakterleri derinlemesine inceleyen ve anlayan bölümler bunlar. Tekrar ediyorum, Ramy’e katlandığınız için adeta birer ödül gibi sunulan bu Ramy’siz anlarda, Ramy bambaşka bir diziye dönüşüyor. Bana kalırsa dizinin yıldızı ise Succession‘da da kısacık ekran süresine rağmen harikalar yaratan Hiam Abbass. İkinci sezonda bir yan karakter olarak diziye dahil olan iki Oscar ödüllü oyuncu Mahershala Ali‘nin ve her bölümde yeni sürprizler hazırlayan hiphop, r&b ve farklı türlerde Arapça müziklerin ağırlıklı olduğu soundtrack’in de dizinin etkisini arttırdığını söylemeliyim.
Müslüman olmayabilir, hatta inançsız olabilirsiniz. Fakat bu satırları Türkçe okuduğunuza göre, Ramy‘de içinde yaşadığınız topluma ve kültüre dair çok şey bulacağınıza eminim. Kaldı ki Ramy‘i sadece bir Müslüman ya da Orta Doğu kültürü anlatısına indirgemek de hiç doğru değil bana kalırsa. Otobiyografik gözlemlere dayalı, derininde oldukça dramatik anlar barındıran bu komedide, içinde yaşadığı toplumda azınlık ya da öteki olan ve/ veya 20’li yaşlarda kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, durmadan hata yapan herkes kendinden bir şey bulabilir.
Ramy, ilk sezonuyla yaratıcısı ve başrol oyuncusu Ramy Youssef‘e En İyi Erkek Oyuncu – Komedi / Müzikal Dizisi dalında bir Altın Küre kazandırdı. Dizinin ikinci sezonunun da önümüzdeki haftalarda açıklanacak Primetime Emmy adayları arasında birkaç kategoride birden geçeceğine de inancım tam.
IMDb Puanı: 8.0/10
İlk yorumu siz yazın!