Restoran Haftası: Türk Mutfağına Doğru Bir Keşif Yolculuğu
Bu yıl 10.su düzenlenen ve 15 – 30 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan Türkiye’nin ilk gastronomi festivali Restoran Haftası, sizlere benzersiz bir lezzet şöleni sunmaya hazırlanıyor. Dude Table tarafından ve Metro Türkiye gastronomi partnerliğinde düzenlenen festivalin bu yılki teması Türk Mutfağı. Birbirinden özgün ve farklı menüleriyle sizlere yepyeni deneyimler yaşama imkanı sunan bu öncü lezzet buluşmasında vakit kaybetmeden siz de yerinizi alın deriz.
Sevgili Magger’larımız Restoran Haftası’nda yer alan çeşitli mekanları sizler için öncesinde ziyaret etti, deneyimlerini kaleme aldılar. Hazır olun, başlıyoruz!
Restoran Haftası Restoranları
Muutto, Moda
Kadıköy Moda’da Cemal Süreya Sokak’ta yer alan Muutto Street Food & Meze Bar, “göç” mottosu ile yola çıkan ve bağlantılı olarak, adının Fince “göçmen” anlamına geldiği bir restoran. Menüsünde şef Umut Karakuş’un ellerinden çıkan, kendisinin özgün yorumu ve şık sunumlar ile ziyaretçilere sunulan yeni nesil sokak lezzetleri ve mezeler yer alıyor. Biz Restoran Haftası’nda sunulacak Akşam Menüsü’nü deneyimlediğimiz Muutto’ya bayıldık!
Eğer lezzetlerden söz edeceksek, Muutto’nun tatlı barının hemen üstünde yan yana dizilmiş, Franz Kafka’dan Jack London’a birbirinden önemli yazarların kitaplarını şimdilik bir kenara bırakıyorum. İlk olarak, Nazuktan, Mantarlı Humus, Ilık Mücver, Muhammara ve Girit Usulü Kabak’tan oluşan Meze 5’lisini tattık. Hepsini ayrı ayrı çok başarılı bulmuş olsak da, kestane mantarı ile servis edilen ve taze kişniş, trüf yapı, maydanoz ile süslenen humusun lezzeti bir başkaydı. Deneyimimiz masamıza gelen Dana Kaburgalı Dürüm ile devam etti. Tek kelimeyle enfesti! Muutto’dan en çok aklımda kalanlardan biri de, tüm bu lezzetlere eşlik eden kendi özel yapımları, Acı Ayran oldu. Meksika biberi, jalapeno turşu suyu, soda ve pancar suyu ile hazırlanan, pembe renkli ayranı fazlasıyla hafif ve aromatik bulduk. Lezzet deneyimimizi, yine mekanın özel tatları arasında olan ve şimdiden kendine müdavimler edindiğini öğrendiğimiz Fırat Kahvesi ile noktaladık. İçerisinde damla sakızından menengiçe, tarçından salepe 7 farklı baharatın olduğu bu kahveyi mutlaka denemelisiniz.
Basta! Street Food Bar, Kadıköy
Basta! Street Food Bar, Türk Mutfağı’nın sokak lezzetlerini bizimle buluşturan, midemizin bayram ettiği bir mekan. Mekanın şefleri Kaan Sakarya ve Derin Arıbaş’ın Restoran Haftası için bu sene hazırladıkları menü ise şöyle: Baki Usta Kokoreç, günün salatası veya humus, içecek.
Baki Usta Kokoreci: “ben kokoreç yemem” diyenlerin bile bağımlısı olacağı, kokoreci sevenlerin Basta’nın kapısında uzun kuyruklara gireceği bir lezzet. Normalde baharatlarla karıştırılarak servis edilen kokoreci kendi tabağınızda baharatlarla karıştırmak kendinizi şef gibi hissetmenizi sağlıyor. Ağızda dağılan çıtır kabuğu, yanındaki karamelize soğanı ve baharatlarıyla lezzet üçgeni yaratan Baki Usta Kokoreci’ni Restoran Haftası kapsamında her gün bulabilseniz de geri kalan günlerde ne zaman geleceği hiç belli olmuyormuş. Hazır her gün yeme şansınız varken bizce kaçırmayın! Günün salatası ise her güne özel hazırlanan bir lezzet. Mesela bugün yediğiniz erikli salatayı yarın gittiğinize kavunlu bulabilirsiniz.
Gelelim humusa… Nohut ve tahinin limon suyu, sarımsak, tuz, kimyon, kırmızı biber ve zeytinyağı ile harmanlanmış hali olan humus, tahin sevenler için son derece keyifli bir yan yemek olacaktır. Dokusu, yoğunluğu ve kıvamı tam yerinde olan humusa porsiyonun büyük olmasına rağmen doyamayabilirsiniz!
Gangon Mutfak, Kadıköy
Önceden “food truck” olarak tanıdığımız Gangon Mutfak, artık Yeldeğirmeni’nde yerleşik hayata geçmiş durumda. Restoran Haftası öncesi bizi nelerin beklediğini görmek üzere, kendilerini yeni yerlerinde ziyaret ettik. Son yıllarda daha bilinir hale gelmiş olan bao ekmeği (bun ekmeği de deniyor) ile harmanladıkları geleneksel lezzetler sokak yemekleri deneyimini bizim için bir hayli yükseltti. Menüsünde her gittiğinizde bulabileceğiniz sabit bao’lar olmasının yanında, daha deneysel çalışmaların ürünleri olan farklı farklı bao’lara da denk gelebilirsiniz.
Biz iki çeşit bao denedik, en sevilenlerinden Kokocambo Bao; çok sevdiğimiz Ozzie’s Kokoreç, karamelize soğan, confit domates ve kendi yaptıkları harissa sosun birleşimi beklentinin çok üstünde bir lezzet sunuyor. Alınteri Bao içinse bildiğimiz kavurmanın farklı ve beklenmedik bir yorumu diyebiliriz. Dana kavurma, Gangon işi teriyaki sos ve marine salatalık bir araya gelince alıştığımız dana kavurma çok farklı bir seviyeye taşınmış.
Bütün bao’ları özel kılan en önemli nokta ise, onları özüne uygun bir şekilde bambuda pişiriyor olmaları, yediğiniz anda bambunun kendine has kokusunu hissedebiliyorsunuz. İçine koyulan malzemenin tadını örten değil, aksine vurgulayan ve başka bir yerde denemeniz mümkün olmayan bir tat!
Markus Ribs, Sanayi
Çok uzun değil; bundan birkaç sene önce “Sanayi’de restoran açacağım” diyenlerin aldıkları tepkiyi biliyorum. Neyse ki devir ve anlayış değişti; artık lezzet peşinde koşanlar restoranın bulunduğu semte değil, konseptine ve sundukları deneyimlere odaklanıyorlar. Markus Ribs, tam da bahsettiğim gibi bir mekan. Burası, ziyaretçilerini Atatürk Sanayi’nin alıştığımız görüntüsünün tam ortasında bir anda Batı’ya ışınlıyor, 1900’lülerin başlarında zamanın durduğu bir pub’a giriş yapmış gibi hissettiriyor. Bu güzel atmosfere bir de leziz kaburgalar eklenince, Maslak trafiğini çekmenize değiyor.
Markus’un enfes kabugalarının methini çok uzun zamandır duyuyordum, ancak bir şekilde yolumu düşürememiştim. Restoran Haftası Markus’u keşfetmek için harika bir deneyim oldu. Restoran Haftası’nın akşam tadım menüsünü denemeye gittiğimizde oldukça rafine bir menü ile karşılaştık. Önden gelen, içerisinde fava, humus ve muhammara yer alan meze tabağının başarısı gerçekten yükseklerde. Menüye bir de Markus’un imzası olan kısa kaburga eklenmiş. Yumuşacık, sosuna bayıldığım kaburga, havuç püresi eşliğinde geliyor. Kaburga severlerin unutamayacağı bir lezzet desem yeridir.
Unutmadan, menüde bir de bamya turşu kavurma var. Bamya deyip geçmeyin; tereyağı ne kadar lezzetli hale getirmişler anlatamam! Restoran Haftası boyunca yolunuz Maslak taraflarına düşerse, Markus Ribs’e mutlaka uğrayın. Son zamanların yüksek hesaplarıyla karşılaşmadan az ama öz ve leziz bir akşam yemeği yiyeceğinize emin olabilirsiniz. Afiyet olsun!
Kiva Bomonti, Şişli
Birbirinden iyi lezzetleriyle bizleri alıp Anadolu’ya götüren Bomontiada mekanlarından Kiva Bomonti, Restoran Haftası için öğlen ve akşam olmak üzere iki farklı tadım menüsü hazırlamış. İkisi de tamamen Türk mutfağı lezzetlerinden oluşuyor. Gittiğimizde restoranın şefi bizimle ayrıca ilgilendi ve tadım menülerinin içeriklerinden bize kısaca bahsetti. Önce öğle menüsünün tadımını gerçekleştirdik. İlk olarak, günün çorbası yayla sofraya geldi. Klasik bir tercih olmuş ama oldukça başarılıydı. Ardından çoban salata, köpeoğlu, mütebbel, haydari, halhali zeytin salatasından oluşan mini meze tabağını denedik. Hepsi ayrı ayrı lezzetliydi ama favorimiz halhali zeytin salatası oldu. Ana yemek olarak Ali Nazik Kebabı servis edildi. Oldukça lezzetli ve doyurucu bir ana yemek tercihi olmuş.
Daha sonra akşam menüsünü denememiz için servislerimiz değiştirildi. Yine çorba ile başlangıç yaptık. Bu sefer yayla çorbasının yerini nefis bir fırınlanmış balkabağı çorbası aldı. Menüdeki favorilerimden biri de bu çorba oldu. Fakat diğer lezzetlere yer kalması açısından hepsini bitirmemeyi tercih ettim. Çorbanın ardından, humus, meyhane kısırı ve mercimek dondurma olmak üzere serpme mezeler ve zahterli domates salatası geldi sofraya. Buradaki mercimek dondurmayı siz de ilk defa duymuş olabilirsiniz, ben de ilk defa duydum ve tattım. Gerçekten harika bir lezzet. Mercimek püresi üzerinde kıtır soğanlardan oluşuyor. Kendisi menüdeki ikinci favorim oldu.
Öğle menüsünün aksine akşam menüsünde bir de sürpriz ara sıcak var. Asla hayır diyemeyeceğimiz içli köfte! Ana yemek olarak da dövme yoğurtlu köfte geliyor. Sarımsaklı yoğurt köfteye çok yakışmış, söylemem gerek. Öğle menüsünün finalinde ise Hatay usulü, tahinli, cevizli çıtır kabak tatlısı, akşam menüsünün finalinde ise ılık bademli, tarçınlı ve dondurmalı irmik tatlısı var. İrmik tatlısı her daim favorilerimizden ama çıtır kabağa göre daha ulaşılabilir bir seçenek olduğundan, kabak tatlısını daha bir bayıla bayıla yediğimizi itiraf etmeliyim. Her şekilde tattığımız her şey harika, servis özenli, misafirperver ve hızlıydı. Çok memnun kaldık. Restoran Haftası’ndaki diğer restoranların menülerini tatmak için sabırsızlanıyorum.
Pazar Gastrogaleri, Kadıköy
Adının bir kısmını uzun sabah kahvaltılarının ve keyifli brunch’ların günü olan Pazar gününden alıyor Pazar Gastrogaleri. Gastrogaleri kelimesi ise misafirlerine menülerinde yer alan ürünleri bir galeri misali sunuyor olması konseptinden türetilmiş. Sıradan bir günde dünya (özellikle de Avrupa) mutfağından esinlenmiş çeşitli kahvaltı tepsileri, salata ve pizza türevleri, pretzel ve bagel’lar bulabileceğiniz Pazar Gastrogaleri’nin Restoran Haftası menüsü ise kendi uzmanlıkları olan lezzetlerin Türk mutfağında yeniden hayat bulmuş bir varyasyonu. Restoran Haftası’na katılan birçok mekanın aksine Pazar Gastrogaleri’de sabah, öğle ve akşam üç farklı menü bulunuyor. Sabahları oldukça doyurucu ve zengin bir kahvaltı menüsü var; sucuk ve helimli 2 adet lezziz pancake, üzerinde iyi pişmiş bir göz yumurta, yanında ise yumurtayı patlatmak için güzelce kızartılmış, kendi ürünleri olan ekmek dilimleri. Ayrıca ekmeğe sürmelik oldukça hafif paprikalı ekşi krema ve yine her şey gibi orada kendi hazırlamış oldukları marmelat da geliyor tepside. Özellikle omletle pancake karışımı bir lezzet olarak nitelendirebileceğimiz, içi iyi pişmiş ancak nemini ve lezzetini koruyan sucuk ve helimli pancake favorim oldu.
Baştan söylemek gerekli, öğle menüsü kulağa pek doyurucu gelmiyor olabilir ancak pek de öyle değil! Közlenmiş mercimek çorbasıyla başlıyoruz öğüne, kanaatimce yoğunluğu daha fazla olabilirdi, en azından ben öyle severim, ancak lezzet olarak tadı tuzu her şey yerinde, özellikle sıcak ama fresh diyebileceğimiz bir hafifliği olması benim hoşuma gitti. Ardından üzerine Ezine peynirli yoğun kıvamlı bir sürme, üzerinde ise sosla lezzetlendirilmiş havuç ve lahana salatası geliyor, hepsi de yine kendi yapmış oldukları kızarmış tost ekmeği üstünde. Kulağa pek özel veya etkileyici gelmiyor olabilir ancak sürmenin yoğunluğu ve lezzeti, bunun yanı sıra Ezine peynir detayı kulağa çok uğraş getirmiyor gibi gelen lezzeti ile evde yapılabilecek bir alternatif bence.
Günün son öğünü yine közlenmiş mercimekle başlıyor. Sonrasında ise arasına yaban mersini sosu sürülmüş bir sandviç geliyor, içinde ise bonfile ve yoğun aromalı Kars gravyeri dilimleri. Gravyer ve bonfile zaten sevdiğim bir ikili, ancak yaban mersini sosunun gravyerin yoğunluğunu alması çok hoşuma gitti, etin lezzetini ön plana çıkaran ince bir dokunuş olmuş. Sonunda ise yoğun ilgi göreceğine ve normal menüye dahil edileceğine inandığım Türk kahveli Doughnut.
Genel olarak Restoran Haftası’na katılan diğer mekanlara kıyasla daha zarif bir menüsü var diyebiliriz Pazar Gastrogaleri’nin. Ancak burayı bilenler menüye pek şaşırmayacak ve güvenip deneyecektir, zira her şeyin kendi mutfaklarından çıkıyor, malzemelerinse özenle seçiliyor olmasından dolayı alışıldık tatları lezzetlendirme noktasındaki başarıları ortada. Pazar Gastrogaleri’yi hiç denemediyseniz bence Restoran Haftası kaçırılmaz bir fırsat, gidin siz de deneyin.
Restoran Haftası ile ilgili tüm detaylara buradan ulaşabilirsiniz.
Instagram: @restoranhaftasi
Kapak fotoğrafı: Unsplash/ Jay Wennington
İlk yorumu siz yazın!