Copacabana'dan Ipanema'ya Rio de Janeiro Plajları
Brezilya bugünlerde dünya kupası nedeniyle tüm dünya medyasının ilgi odağında. Dünya futbol otoritesi FIFA 2022’deki turnuva için Katar’ın seçilmesi sebebiyle tartışılır ve Brezilya’da halk sosyal altyapı yerine kupa sonrası işlevsiz kalacak pahalı stadyum inşaatlarına yatırım yapılmasına karşı eylemlerini sürdürürken dünya medyası ve insanlar anlaşılır olarak kupanın festival coşkusu ve heyecanına ortak olmak istiyorlar.
Rio uçuşu benim için hayatımda yaptığım en uzun uçuş oldu.(Frankfurt-Rio de Janeiro 11 saat civarı) Daha önce ABD’ye Alman Havayolu LUFTHANSA ile gittiğim için bu uzun uçuş için de onları tercih ettik. Zaten THY de Rio’ya uçmuyor, finans kenti Sao Paolo’ya uçuyor. Brezilya Havayolları TAM da İstanbul’dan Lufthansa gibi Frankfurt üzerinden Rio’ya uçuyor. Ancak şu anda baktığıma göre gidişte Frankfurt Havalimanında bekleme süresi 14 saat 15 dakika. Lufthansa’yla Frankfurt’ta bekleme süresi 6 saat civarındaydı, ben de gidişte orada yaşamakta olan arkadaşım Onur’la buluştum. Uçaklar çok yeni olmayan iki katlı (üst kat first class) B747 idi. Kalkıp koridorlarda yürümek, kabin ekibiyle muhabbet etmek iyi oluyor. Biz iki arkadaş gittiğimiz için gidişte çok sıkılmadan gittik ama yine de ciddi uzun bir uçuş ve indiğinizde yeri öpecek hale geliyorsunuz. Almanlar uçakları ‘FANHANSA’ logosuyla yeniden boyamışlar. Kupayı izlemeye giden toplam 60 bin Alman olduğunu duydum.
Rio’da ilk iki gece Santa Teresa’da kaldık. Burası şehrin kafeler, mahalle barları ve sanat atölyelerinin olduğu merkezden biraz uzakta, şehre tepeden bakan bir semti. Favelalara( gecekondular) da yakın bulunuyor. Santa Teresa’da insanlar sokakta sosyalleşiyorlar. Büfe tipi yerlerden dev biralar (650 ml şişeler) alıp sokağa yayılıyorsunuz, müzik yayını sokakta duran arabalardan sağlanıyor. Santa Teresa’da beyaz vosvos minibüsler dolmuş olarak kullanılıyor. Onlara binmek eğlenceliydi. İlk gün kaldığımız hostelde kahvaltı edip İsa heykelini görmeye Corcovado’ya gittik. İsa heykeli şehre tepeden bakıyor, Atlas Okyanusu ve Şeker Somunu Dağı’nı (Sugarloaf Mountain) da seyredebiliyorsunuz. Corcovado’ya çıkmak için de sevimli sarı renkte bir cable car var. Ormanlık bir yoldan gidiyor, hatta müzisyenler içinde müzik yapıyorlar ve ziyaretçilerden para topluyorlar. Samba gerçekten Brezilyalıların tümünün o kadar içlerine işlemiş ki Copacabana’da çöp toplayan adamın elinde sopasıyla müziğe eşlik ettiğine kendi gözlerimle tanıklık ettim. “Gari Sarroso” (gülümseyen sokak temizleyicisi) o kadar meşhur olmuş ki Brezilyalı (anne babası Almanmış bu arada) model Gisele Bundchen ile reklam filmi çekmiş, televizyon programlarına katılmış.
Rio’da tabii benim en çok merak ettiğim yerler, plajlardı. Copacabana, Ipanema ve Leblon üç önemli plajı oluşturuyor. Plajlarda yüzmek biraz güç çünkü her zaman dalgalı ve bazen tehlikeli akıntılarla dalgalar gerçekten korkutucu olabiliyor. İnsanlar plajlarda futbol, voleybol ve ikisinin karışımı bir spor yapıyorlar.
Saydığım bu üç isim aynı zamanda en pahalı semtlerin de isimleri. Okyanusa karşı, özel güvenlikli high rise binalar yan yana sıralanıyor. Bu üç plajın dışında Copa ile Ipanema arasında dalga sörfü yapabileceğiniz Arpoador plajı var. Sörf dersi almak için Rio’nun dışına doğru uzanan plajlardaki kamp ve okullara bakılabilir.
Rio’nun en iyi oteli Copacabana plajının hemen karşısında, Avenida Atlantica’nın başında yer alan Copacabana Palace. 1923’te açılan oteli Art Deco mimarisinde Fransız Joseph Gire tasarlamış. 80’lerde bir dönem yıkılması planlanan oteli Orient Express grubu satın almış, Orient Express de bu sene ismini Latince güzel dünya anlamına gelen Belmond olarak değiştirmiş. Belmond Venedik’teki Hotel Cipriani’nin ve Londra-İstanbul seferi yapan lüks tren klasiği Orient Express’in de sahibi. Otelin içinde Cipriani restoran ve Harry’s Bar var ama görebildiğim kadarıyla çok giden yoktu.
Ipanema Antonio Carlos Jobim’in ‘The Girl from Ipanema’ şarkısı nedeniyle merak ettiğim bir yerdi. Tabii şarkıyı dinlerken kafanızda oluşan imgelerle gerçekler tam uyuşmuyor. Bazen gerçekler sizi hayal kırıklığına uğratabiliyor. Ipanema’da geçmişte Bossa Nova sanatçılarının takıldığı ve Jobim ile Vinicius de Moraes’in asıl adıyla ‘Garota de Ipanema’ şarkısını yazmak için ilham aldıkları Veloso’nun Barı’nı görebilirsiniz. Ayrıca yakınlarda ara sokaklardan birinde Jobim’in evini de bulabilirsiniz.
Ayrıca copacabana palace'a çıkan yan sokaklardan birinde yazar jorge amado'nun evi bulunuyor.
tabii orient express artık londra-istanbul seferi yapmıyor. eskiden yapıyormuş.