theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.
AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.
Her iki müze de gerçekten görülmeye değer. İlkinin sanki bitmeyecek denli yatay kurulmuş yapısı içinde kaybolmamak elde değil. İkincisi ise gerçekten büyüleyici. Evvelce otel altına kurulmuş dandik bir müze gibi düşündüm. Ancak gidip de yükseklere kurulmuş iskele/köprülerden yere seri yekpare ve harikulade döşemeleri görünce aşık oldum ve kesinlikle bir kere daha gideceğim. Yemeklere gelirsek... Kahvaltı için tercih ettiğim yerin adını anımsamıyorum maalesef ancak dağ başında, oldukça sapa bir yerdeydi. Minibüsle gitmiştik ama bir hayli de yürümüştük. Öğlen vakti ağzına kadar dolu olduğu için kapıda çok beklemiştik. Ama bize servis edilen kahvaltıyla tanışınca tüm o zahmete değdiğini anladik. Kasap restoranlarda kebap ve tepsi kebaplar yedik. Lezzetli lezzetli olmasına fakat yazıda belirttiği gibi çiğ et kokusu çok ağır ve sıcak bir zamanda gottiyseniz cidden tokat gibi yüze çarpıyor. Hurmalı kombeler efsane. Üç beş kg alıp dönün şayet kurabiyeleri seviyorsanız. Ayrıca Antakya'ya gitmişken salça, sarma yaprağı ve kırık zeytin de almak gerek. İki tam gün ayirmama rağmen yemedigim çok şey var. Bu arada tescilli gastronomi evlerini de denemenizi tavsiye ederim. Eski mimari özelliklerini yansıtan avlularda yemek yemek hoş duygular yaratıyor.
Yazı gayet güzeldi. Ancak okuma boyunca arkadan 'pelaku Raikantopeni..." sesini işittim 🤣