Rotterdam, Avrupa’nın en büyük limanını bünyesinde barındırıyor ve nüfusunun yarısından fazlasını göçmenler oluşturuyor. Bu kültürel çeşitlilik şehrin yemek kültürüne de yansıyor. Hollanda’da bulunan şehirde doğal olarak deniz ürünlerinin yanında sushi, Uzak Doğu ve İtalyan mutfağı sıklıkla karşılaşılan seçenekler arasında yer alıyor. Bizim şehri gezerken tercihimiz çoğunlukla lezzetli ve hızlı sokak lezzetlerinden yana olsa da lezzetli kahvaltıcıları ve tutkunu olduğumuz uzak doğu lezzetlerini de pas geçmedik. 

Bitterballen
Bitterballen | Fotoğraf: Instagram / @bitterball_rating

Rotterdam Sokak Lezzetleri

Kapsalon

Kapsalon
Kapsalon | Fotoğraf: Pınar Erkan

Rotterdam’da ilk sokak lezzetimiz hemen her gün yediğimiz gerçek bir munchies Kapsalon! Kapsalon, patates kızartması üzerine gouda peyniri, marul, sarımsaklı yoğurt sos ve tavuk ya da et döner konularak hazırlanan bir yiyecek. Eğer et tüketmiyorsanız benim gibi etsiz versiyonunu da tercih edebilirsiniz. Kapsalon, aslında kuaför salonu anlamına geliyor. 2003 yılında bir kuaför, yanındaki döner restoranından sevdiği tüm malzemeleri bir araya getirerek bir yemek hazırlamasını istiyor ve ortaya bu karışım çıkıyor. Kuaför daha sonra düzenli olarak bu yemeği sipariş ettiğinde diğer müşteriler de bu yemeği fark edip  dönerci tarafından kapsalon için olağan siparişolarak adlandırılan yemeğe talep gösteriyorlar. Daha sonra talebi fark eden komşu büfeler de aynı yemeği servis etmeye başlıyor ve  “Kapsalon” zamanla Hollanda mutfağının bir simgesi haline geliyor. Gece atıştırmalığı olarak yüksek kalorili olmasına rağmen mideyi hiç rahatsız etmeyen bu yemeği şiddetle tavsiye ediyorum.

Bitterballen

Bitterballen, Rotterdam
Bitterballen, Rotterdam | Fotoğraf: Pınar Erkan

Bir diğer popüler Hollanda atıştırmalığıysa Bitterballen. Bitterballen, biranın yanında yenen tipik bir pub atıştırmalığı. Hollanda’ya birlikte gittiğim arkadaşım üniversiteyi orada okuduğu için bu atıştırmalığın bir şekilde müdavimi olmuş. Arkadaşım günler öncesinden bu yiyeceğin adını sayıklamaya başlayınca benim de yemek hakkındaki beklentilerim doğal olarak yükseldi. Bitterballen’dan aldığım ilk ısırık benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Nitekim beklemediğim bir doku ile karşılaştım. Çünkü bu yiyecek aslında panko ile kaplanarak kızartılmış et bazlı bir sulu bir güveç. Bolca et ve et suyu ile hazırlanmış güveç, un ve tereyağı ile kalınlaştırılarak dondurulup daha sonra panko ile kaplanarak kızartılıyor ve mutlaka hardal ile servis ediliyor. Dolayısıyla sıcak atıştırmalık ısırıldığında, beklenmedik bir şekilde dışı çıtır içi sulu bir yiyecekle karşılaşılıyor. Bu atıştırmalığı birkaç ayrı pub’da denememe rağmen sevip sevmediğime bir türlü karar veremesem de masada olduğu sürece yemekten kendimi alamadım. Geleneksel bir pub atıştırmalığı olması sebebiyle Hollanda’ya gitmişken mutlaka denemenizi tavsiye ederim. 

Konu hazır pub’lardan açılmışken bir pub’a gittiğinizde mutlaka peynir tabağı yemenizi de öneririm. Hollanda bir peynir ülkesi, dolayısıyla en sıradan pub’da bile ucuz ve kaliteli peynir tabaklarına doyurucu porsiyonlarda ulaşmak mümkün. Peynirler genellikle yaşlandırılmış olduğundan yanında tadı hafifletici bir reçelle servis ediliyor. 

Haring

Haring
Haring| Fotoğraf: Pınar Erkan

Sıra Hollanda’nın en ünlü ve geleneksel sokak lezzetlerinden Haring‘de! (İng. herring, Tr. Ringa balığı). Ringa balığı, Atlas Okyanusu’nun kuzeyinde yaşayan sardalya ailesinden bir balık çeşidi. Haring neredeyse bin senelik bir geçmişi olan geleneksel bir Dutch yiyeceği. Haring sezonu uzun olsa da en makbulü balığın yağlanma oranının en ideal (%20) olduğu zamanı olan Mayıs ortasından Temmuz sonuna kadar olduğu söyleniyor. Bu döneme Hollandse Nieuwe adı veriliyor. Belli bir yağ oranının altındaki ringa balığını Hollandse Nieuwe olarak tanımlamak mümkün olmadığı gibi bu isimle satılmasına da bir yaptırım uygulanabiliyormuş. Hollandalılar bu yiyecek için o kadar heyecanlanıyorlar ki Haring sezonunun başlangıcında coşkulu kutlamalar yapılıp bunun için kermesler, pazarlar kuruluyormuş. Bu yiyecek uğruna bu kadar coşku yaratmaya değip değmeyeceği ayrı bir konu olsa da en ufak bir geleneğin üzerine titrenmesi ve kalite konusundan asla taviz verilmemesinin saygıyı hak ettiğini düşünüyorum.

Gelelim balığın hazırlanış şekline; ringa balığı tuza yatırılarak salamura edildikten sonra yanında soğan ve Alman turşusuyla birlikte servis ediliyor. Balık geleneksek olarak, bütün halde kuyruğundan tutularak soğana batırılıp baş arkaya eğilerek tek lokmada yeniliyor. Evet bu yeme şekli gerçek bir gelenek ancak maalesef ben bu koca balığı ağzıma sığdırmayı gerekli görmediğimden küçük parçalara bölünmüş şekilde satın aldım. Balık salamura edilirken ihtiyacı olan minimum tuz miktarı belirlenip ona göre tuzlandığı için diğer salamura balıklara kıyasla çok daha aromatik ve zengin bir tada sahip. Kremsi yapısı nedeniyle ilk ısırıkta tadı biraz yadırgayabilirsiniz ancak aromalar o kadar yoğun ve doğal ki ilk lokmayı mideye indirdikten sonra insan hemen bir ısırık daha almak istiyor. Yanında yenilen soğanın tatlılığı balığın okyanus tadını dengeliyor. Bu sebeple birazcık soğan kokmak pahasına da olsa bu adımı pas geçmemenizi öneririm. Soğanlı balıktan sonra ağıza atılan tatlımsı Alman turşusu damağınızı temizleyip sizi diğer lokmaya hazırlıyor ve sonuç gerçek bir lezzet patlaması oluyor.

Rotterdam Yemek Mekanları

Arzu the Food Supplier Konum

Arzu the Food Supplier, Rotterdam
Arzu the Food Supplier, Rotterdam | Fotoğraf: Instagram / @arzurotterdam

Rotterdam’daki ilk durağımız: Arzu the Food Supplier oluyor. Arzu kahvaltı tabaklarıyla, pancake’leriyle ve çikolata ile hazırlanmış tek lokmalık granola barlarıyla ünlü bir kafe. Arzu’nun menüsüne göz attığımızda yaratıcı tuzlu ve tatlı pancake’ler hemen dikkat çekiyor. Biz kuru domatesli ve avokadolu omlet ile pancake, yoğurt ve açık sandviçten oluşan bir kahvaltı tabağı sipariş ettik. Arzu’nun büyük porsiyonları,  lezzetli yemekleri ve cozy ortamı bu mekanı ziyaret edilmeye değer kılıyor.

21 Pinchos Konum

21 Pinchos
21 Pinchos | Fotoğraf: Pınar Erkan

Keyif aldığımız mekanların başında Markethal’daki tapas barı 21 Pinchos geliyor. 21 Pinchos’un ayaküstü lezzetli bir şeyler atıştırmak isteyenlerin mutlaka ilgisini çekeceğine eminim. Biz kalamar tava ve tereyağlı karides yanında birkaç çeşit tapas sipariş ettik. Kalamar kızartılırken sulu bırakılmış ve yağ çekmemişti; karides tam benim zevkime göre az pişirilmiş ve kendine özgü narin tadı kaybolmamıştı. Yediğimiz ekmek üzeri tapasların hepsi çok lezzetliydi. Bizim 21 Pinchos’a yolumuz akşam vakti düşmüştü ve dolayısıyla yemeklerimizi yiyip, içkilerimizi içene kadar barın kapanma vakti gelmişti. Barın kapanmasına yakın yanımıza bir garson yaklaşarak vitrindeki tüm tapasların gün sonunda atıldığını dolayısıyla istediğimiz her şeyi yiyebileceğimizi söyledi. 🙂 İkram tapaslarımızla birlikte içkilerimizi de bir iki kere yenilediler. Bu vesileyle çeşitli tapasları tatma fırsatı bulduk ve özellikle deniz ürünlü tapaslar bizim favorimiz oldu.

Bram ve Pomm’s  Konum

Yer Fıstıklı, Acı Soslu ve Körili Patates Kızartmaları
Yer Fıstıklı, Acı Soslu ve Körili Patates Kızartmaları| Fotoğraf: Pınar Erkan

Rotterdam’ın diğer bir meşhur sokak yemeğiyse tabii ki patates kızartması. Sadece patates kızartması ve kroket satan büfe veya dükkanlar neredeyse her köşe başına konuşlanmış durumda. Patates kızartmasının üzerine çeşitli soslar ve doğranmış çiğ soğan eklemek mümkün. İlk seferde denediğim yer fıstığı sosu pek hoşuma gitmediğinden genelde klasik soslar ve üzerine soğan koyarak yemeyi tercih ettim. Patates kızartmasında iki dükkan ilgimizi çekti: Bram ve Pomm’s.

Instagram sayfası çok ilgimi çeken diğer bir dükkan ise de PatatbakkerT oldu. Ancak dükkan şehir merkezine biraz uzak olduğundan gitmeye maalesef vakit bulamadık. De PatatbakkerT’te patates kızartması ve diğer atıştırmalıkların yanında bira olması sebebiyle de tercih edilebilir.  

Takumi Ramen Konum

Takumi Ramen, Rotterdam
Takumi Ramen, Rotterdam | Fotoğraf takumiramennoodles

Restoran seçeneklerindense bizim tercihimiz her zamanki gibi Uzak Doğu mutfağı oluyor. Takumi Ramen‘in porsiyonları çok büyük olduğundan biz iki kişi bir ramen paylaştık ve daha çok çeşit deneyebildik. Kızarmış karidesli ramenin yanında ahtapot köftesi, deniz yosunu salatası (wakame), fıstıklı acı sos ve kimchi yedik. Ahtapot köftesi, isminin aksine ahtapottan biraz fakir olsa da yediğimiz diğer her şeyden çok memnun kaldık. 

Paddy Murphy’s Irish Pub  Konum

Paddy Murphy's Irish Pub
Paddy Murphy’s Irish Pub | Fotoğraf: Instagram / @paddy_murphys

Son olarak tatil boyunca keyifle gittiğimiz Paddy Murphy’s Irish Pub‘dan söz etmek istiyorum. Eğer bizim gibi club değil de pub insanıysanız, ancak dans etmekten de keyif alıyorsanız Passy Murphy’s Irish Pub’ı şiddetle öneririm. Burada haftanın her günü canlı müzik oluyor. Ortam gayet cozy ve müşteri kitlesi keyifli. Dans etmek istemeyen ama makul ses seviyesi ile canlı müziğin tadına varmak isteyenler için giriş kısmındaki bar da oldukça keyifli. Dans etmek isteyenlerin yeriyse zaten sahne önünde ayrılmış durumda. 

Kapak fotoğrafı: Instagram / @arzurotterdam

İlginizi çekebilir: Lisya Kalma’dan Amsterdam’a Gideceklere Tavsiyeler