İlk yorumu siz yazın!
Ruben Brandt, Collector: Kalıplarının Dışında Bir Animasyon
Ruben Brandt, Collector; son zamanlarda kendinden oldukça fazla söz ettiren, yazarlığı ve yönetmenliği Milorad Krstić tarafından yapılan 2018 yapımı Macar suç ve gerilim animasyonu.
Psikolojinin ve görsel sanatların iç içe geçmesi, heyecanın ve temponun her daim yüksek olması onu diğer animasyon yapımlarından çok daha farklı bir yere taşımış ve standart animasyon kalıplarının dışına çıkarmış. Benim gibi animasyonlara karşı önyargısı olan birini bile mest etti ve kendisine hayran bıraktı. Gerek görsellik, gerek seçilen konudaki özgünlük gerekse müzikal seçimleri bağlamında ortaya bir şaheser çıkmış diyebilirim.
Konusundan spoiler içermeden ve filmin heyecanını kaçırmadan bahsetmek gerekirse Ruben Brandt, filmde geçen tabir ile sanatsal ruhları iyileştirmek için en iyi psikiyatrist. Kendi hastalarının tedavisine devam ettiği sırada kendisinin de yaşadığı birtakım problemler olduğuna tanık oluyoruz. Yaşadığı bu sıradışı problemlerin tedavi ettiği grup tarafından fark edilmesiyle birlikte film başlar ve bizi çok farklı yerlere götürüyor.
Film boyunca Paris sokaklarından Floransa sokaklarına, The Louvre’dan MoMA’ya, dadaizmden sürrealizme, Picasso’dan Van Gogh’a sürükleniyoruz. Bu bakımdan Ruben Brandt, Collector’ı Stendhal sendromu yaşatacak bir animasyon olarak tanımlamak mümkün. (Stendhal Sendromu: Özellikle kişinin sanat eserlerinin bolluğu veya ihtişamı ve güzelliği karşısında kendinden geçme halinde görülen, hızlı kalp atışı, baş dönmesi, baygınlık, şaşırma ve hatta halüsinasyona sebep olabilen bir psikosomatik rahatsızlıktır.) Ruben’in yaşadığı problemin ne olduğunu, probleminin asıl nedenini ve hastalarının nasıl bir çözüm bulduğunu ise Netflix’te kolayca bulabileceğiniz, bu rüya gibi filmi izleyerek görmenizi şiddetle tavsiye ederim.
Kapak Fotoğrafı: sonyclassics.com
İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Sanat Belgeselleri
Uzun zamandır üzerine yazmayı planlıyordum, benden önce davranmışsınız 🙂 elinize sağlık
Çok teşekkür ederim.😊