İstanbul'un Özlenen Müzik Durakları: Dans, Müzik, Enerji!
Eski fotoğraflara, telefonunuzda kayıtlı olan videolara ne sıklıkla geri dönersiniz? Özlenen günlerin anıları, son bir yıldır belki de daha önce hiç olmadığı kadar anlamlı… Eğer her an ruhunu dinleyen ve kendini müziğe bırakanlardansanız, o anıların arasında kalabalık konser mekanlarında çekilmiş fotoğraflar, sahnedeki sanatçının en sevdiğiniz şarkıyı söylediği videolar da büyük bir yer kaplıyordur. Özlediğimiz günlerde ve gecelerde, o gecelerin anılarında, İstanbul’daki sayısız konser mekanının, sayısız sahnenin izleri var. Bu konser mekanlarının birçoğuyla geçtiğimiz haftalardaki Jam Session konserleri sayesinde sanal da olsa yeniden buluştuk. En kısa zamanda sahnenin önüne, kalabalıkların arasına ve müziğin kalbine fiziksel olarak geri dönmeyi umuyoruz. Beyoğlu’nun, Kadıköy’ün, Bomonti’nin özlediğimiz sahnelerini anımsamak ister misiniz?
Beyoğlu’nun Özlediğimiz Konser Mekanları
Önce mekanın giriş kapısının önünde, ardından yer kapabilmek için erkenden girdiğimiz boş salonda beklerken sahne önünde oluşmaya başlayan ufak kalabalıklar, arkadaşlarımız ve onların arkadaşlarıyla ya da konserden konsere gördüğümüz ‘konser arkadaşlarımızla’ edilen konser öncesi sohbetler… Ardından performansın başlamasına dakikalar kala uğradığımız barda, yıllardır görmediğimiz birini görüp, aynı grubun hayranı olduğumuzu keşfetmeler… Ruhumuzu dinleyip iş çıkışı eve değil, konser mekanlarına akın ettiğimiz günler bir yıldan fazladır askıya alınmış olsa da, tanımadığımız insanlarla omuz omuza, dirsek temasında aynı müziğin ritmine kapıldığımız günlerin heyecanı içimizde capcanlı.
1999’da kapılarını açan ve 2000’lerin başında Asmalımescit’in canlanmasına büyük katkıda bulunan, Beyoğlu geceleriyle özdeşleşmiş mekanlardan Babylon, İstanbul’un alternatif müzikle, cazla ve dünya müziğiyle buluşma noktalarından en önemlisi. Babylon birkaç yıl önce Beyoğlu’ndan ayrılmış olsa da, Bomontiada’daki yeni mekanında gece hayatını renklendirmeye devam ediyor. En kısa zamanda Bomontiada’nın avlusunda buluşup, hafta içi – hafta sonu demeden iyi müzikle buluşmak için sabırsızlanmamak elde değil. Beyoğlu deyince akla gelenlerden bir diğeri ise elbette Salon İKSV. 2019-2020 sezonuna 10. yıl kutlamalarıyla merhaba diyen Salon, ikinci on yılına umduğu gibi başlayamamış olabilir. Fakat Jam Session konserleri ve çeşitli platformlarda canlı yayınlanan performanslar aracılığıyla yine de dinleyicisiyle buluşabilmesi sevindirici. İKSV’nin Şişhane’deki binasının giriş katında bulunan ve yıllardır indie, alternatif rock ve caz müziğin yıldızlarını konuk eden, İstanbullu dinleyiciye yepyeni keşifler yaptıran Salon, özlediğimiz Beyoğlu gecelerinin vazgeçilmezlerinden biri.
Beyoğlu’nun farklı müzik türleriyle özdeşleşmiş konser mekanları da, farklı atmosferlerde müzik dinleme imkanları ve farklı deneyimler yaşatmalarıyla farklı özlemleri getiriyor. 2002 yılından beri Galata Kulesi’nin yanı başında bulunan Nardis Jazz Club, İstanbul’da gerçek anlamda bir caz kulübü deneyimi yaşatan sayılı mekanlardan. Türkiye caz sahnesinin önde gelen sanatçıları ve topluluklarının samimi bir ortamda müziklerini icra ettiği Nardis’in masalarında oturup caz standartlarının, doğaçlamaların ve sürprizlerin tadını çıkarmak, geceyi daima sakin, huzurlu ve ilham verici kılıyor. Yıllar boyunca indigo olarak sabahlara kadar eğlendiğimiz ve elektronik dans müziğinin ruhuna kapıldığımız, Mısır Apartmanı’nın altındaki geniş mekan ise 2018’den beri Anahit Sahne adıyla hayatımızda. Adını Çiçek Pasajı efsanelerinden, akordeon sanatçısı ve oyuncu Madam Anahit’ten alan bu mekan, bugün dünyanın farklı köşelerinden gelen heyecan verici konuk dj ve gruplarıyla İstanbul’da elektronik müziğin akla gelen ilk adreslerinden biri. Beyoğlu gecelerinin yıllar öncesinden gelen eğlence geleneğinden ve nostaljisinden beslenip, bunu modern çağa uygun hale getirdiğini söylemek mümkün.
Beyoğlu mekanları deyince asla unutmayacağımız, gençliğimizin en keyifli zamanlarını geçirdiğimiz 2018’de kapanan Garajistanbul‘u ve 2019’da kapanan Roxy‘i de bu yazıda anıyoruz.
Kadıköy’ün Özlediğimiz Konser Mekanları
2010’ların ortasından beri İstanbul’un gece hayatının merkezi tamamen kaymış olmasa da, kentin iki yakası arasında eşit dağılmaya, Kadıköy ve Moda’daki konser mekanları, heyecan verici bir yükseliş yaşamaya başladı. Kadıköy’ün gece hayatında sokak biraz daha öne çıkıyor, mekanların içleri kadar önleri de kalabalık olabiliyor sanki. Herkesin zamanla birbirini daha çok tanıdığı, bir mahalle buluşması kıvamında geçen bu sokak sohbetleri, mekanların içinde müzik ve dansla daha da zenginleşiyor. Kadıköy’de bir mekandan çıkıp diğerine geçmek daha kolay, her şey daha samimi sanki.
Kadıköy’ün en eski konser mekanlarından biri olan, Kadife Sokak’taki Arkaoda‘nın tarihi 1999 yılına dayanıyor. Her daim ana akım işlerden uzak, yeniyi ve farklıyı arayan bu küçük ve samimi mekandaki konserler, dj setler ve partiler, bahçesindeki sohbetlerle de onu İstanbul gece hayatının en sevilenlerinden biri yapmaya yetiyor. 2016 yılında, Arkaoda’nın ardındaki ekibin bir diğer girişimi olarak açılan Bina ise, Kadife Sokak’taki eğlence ortamına ve gece hayatına tam anlamıyla kat çıkıyor. Her bir katında farklı bir şeyler vadeden bu mekanda sadece konserler ve dj setler değil, sergiler, konuşmalar, havuz başı sohbetleri ve partiler de bulmak mümkün oluyor. Özlemini hissettiğimiz en tatlı detay ise, birbirine birkaç adım mesafedeki bu iki mekan arasında yürürken, sokaktaki ortamın bir parçası olmak ve tanıdık yüzlere selam vermekten, o kısa yürüyüşün saatler sürmesi. Kadıköy en çok özlediğimiz mekanları arasında ayrıca Moda’daki Kayıkhane de var. Moda iskelesindeki, 35 yıldır kullanılmayan kayıkhaneden dönüştürülen bu geniş ve ferah mekan, özellikle Türkiye’den sevilen sanatçıların kalabalıklarla buluştuğu favori mekanlarımızdan biri.
Tabii akla bir de Kadıköy’ün, Moda’nın, Caferağa’nın, Bahariye’nin ara sokaklarına gizlenmiş, sıcak ve samimi atmosferleriyle gündüz de kapıları yemek yemeye, kahve içmeye gelenlere açık, geceleri türlü etkinliklerle daha da renklenip hareketlenen mekanlar geliyor. Moda’daki Aksi, beş katlı binasında bar, mutfak, atölye ve ferah bir teras barındıran Mecra ve Kadıköy’de blues müziğin adresi olan Ağaç Ev. Diğer yandan Kadıköy mekanları ve gece hayatı sürprizlerle dolu. Öyle ki, tiyatro oyunlarıyla özdeşleştirdiğimiz ve sessizce oturmaya alışık olduğumuz iki mekan, Moda’daki Moda Sahnesi ve Ataşehir’deki DasDas, sık sık koltuklarını katlayıp, kapılarını tek yürek olduğumuz, hep bir ağızdan şarkılar söylediğimiz konserlere de açıyorlar.
İstanbul’un özlediğimiz konser mekanlarına bir an önce kavuşmayı umuyoruz. Yakında yeniden sahnelerde, avlularda, sokaklarda, kalabalıkların içinde olalım istiyoruz. Ama o zamana kadar sevdiğimiz mekanlar ve sanatçılarla dijital platformlarda ve sosyal medyada yayımlanan canlı performanslar aracılığıyla buluşmaya, onları izlemeye ve destek olmaya devam!
Sizin Beyoğlu veya Kadıköy’de gerçekleştirmeyi özlediğiniz gece hayatı ritüelleri, özlediğiniz konser mekanları hangileri?
İlk yorumu siz yazın!