Safranbolu: Tarihi Sokaklarına Doyamayacağınız Kasaba
İki sene önceye kadar Safranbolu’nun varlığından haberim yoktu. Neyin nesidir, nerededir bilmiyordum. Ta ki bir arkadaşımın buraya üniversite okumak için geldiği zamana kadar. Hem arkadaşımın Safranbolu’da olma bahanesi hem de benim gezme bahanem ile bir ayağım artık buradaydı. Bir yıl boyunca tam 3 kez Safranbolu’ya gezmeye geldim. Ama hiç doyamadım. Peki neyin nesidir Safranbolu?
Safranbolu, Karabük ilinin bir ilçesi. Merkezden yaklaşık 8 km uzakta yer alıyor. Safranbolu’yu her yıl yerli ve yabancı turistler ziyaret ediyor. Özellikle Asyalılar. Her sokak başında bir Çinli ya da Japon görebilirsiniz. Bu kadar ziyaret edilmesinin sebebi ise 16. ve 17. yüzyılda Osmanlı zamanında yaptırılan geleneksel evler, tarihi camiler, hamamlar, sokaklar ve daha nice yerler. Tarihi hissetmek için, insanlar on binlerce kilometre mesafeden geliyor. Bazen hafta sonu adım atacak yer bulamıyorsunuz.
Safranbolu, 1994 yılında UNESCO tarafından istisnai ve evrensel kültürel varlıkları bakımından Dünya Miras Listesi’ne alınmış. Koruma altındaki eser sayısı ise 1131. Evleri mimari özellikleriyle oldukça büyük ilgi görüyor. Türkiye’de UNESCO tarafından korumaya alınmış ilk yerlerden bir tanesi!
Cinci Han, Safranbolu’da han olarak en göze çarpan yapılardan biri. İlçe merkezinin ortasında bulunuyor. Sultan İbrahim’in Anadolu Kazaskerlerinden Cinci Hoca tarafından Safranbolu’ya bıraktığı eserlerden biri. Kesme ve moloz taştan 17. yy’ın ortalarında yapılmış olan Han, iki bölümden oluşuyor. Ortadaki avluya açılan iki katlı revakların gerisine odalar, güney batısına ise avludan geçilen ahır bölümü yerleştirilmiş.
Safranbolu’yu kuşbakışı izlemek için ise Hıdırlık Tepesine çıkabilirsiniz. Özelikle akşam saatlerinde gidersiniz muhteşem ışıklı bu şehri izleyebilir, huzur dolu anlar yaşayabilirsiniz.
Türkiye’de birkaç şehirde Demirciler Çarşısı var ve muhakkak birine gitmişsinizdir; Safranbolu’nun en ünlü mekanlarından biri de Demirciler Çarşısı. Demirciler yüzyıllardır bu çarşıda, ateşin kızgın sularında demir dövüyorlar ve alın teriyle para kazanıyorlar. Günümüze kadar da insanlar bu zanaat ile uğraşmış ve uğraşmaya da devam ediyorlar. Usta-çırak ilişkisinin en güzel örneğini burada görebilirsiniz.
Safranbolu’ya gelmişken Tokatlı Kanyonu’na uğramadan dönmeyin. Sincap, at, kaz gibi hayvanları görebileceğiniz, paintball ve at binme gibi deneyimleri yaşayabileceğiniz, yaklaşık 9 km’lik yürüyüş bir parkuru ile doğanın keyfini çıkarabileceğiniz eşsiz bir mekan. Kanyonun yanında ise Osmanlı zamanında yaptırılan bir su kemeri var. Eğer kanyonu kuş bakışı izlemek isterseniz sağlam bir şekilde yapılmış olan cam terastan rahatlıkla izleyebilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Ekrem Osmanoğlu
İlginizi Çekebilir: Ömer Fidan’dan Safranbolu
UNESCO dünya mirasına almış koruma adına ülkelerden ziyaretler var bundan bizim neslin haberi yok , Tunahan bence sen tek değilsin Z kuşağının çoğunun haberi yok, bizim ülkemiz gerek gezilip görülmesi gereken yerleri, gerekse de insanlarının sıcaklığı ile doyulmayacak bir ülke. Keşke lokumlarından da bahsetseydin yoksa yemedin mi ? 🙂
Benim artık haberim var. Sizin gibi büyüklerimiz de bu gibi yerleri gençlere öğretmeli, gezmeye teşvik etmeli 😀 hıçbir zaman geç değil öğrenmek için. Yeter ki insan merak etsin🙂 lokumlarından da hiç tatmadım. Bi sonra ki gidişimde tadıcam, sevgiler