Samhain Postası: İrlanda'nın Hayaletli Mekanları
Dünyanın dört bir yanında Cadılar Bayramı ya da Halloween olarak kutlanan o eğlenceli günün köklerinde, The Irish Spirit’in izleri var! Pagan ritüellerine ve erken dönem Hristiyanlık geleneklerine dayanan Halloween, Kelt dinlerindeki en büyük dört festivalden biri olan Samhain ile yakından ilişkili. Korku hikayelerinin sıkça anlatıldığı, hayaletlerin, canavarların ve cadıların sıkça anıldığı bu özel gün yaklaşırken, İrlanda’nın dört bir yanındaki hayalet hikayelerinden, tüyler ürpertici, perili ya da hayaletli olduğuna inanılan mekanlardan söz etmek istedik. Kim bilir, belki de İrlanda viskinizi ve battaniyenizi alır, dostlarınızla birbirinize hayalet hikayeleri anlatırken önümüzdeki Samhain’de bu mekanları ziyaret etmenin hayallerini kurarsınız.
İrlanda’nın Hayaletli Mekanları
The Hell Fire Club
Daha önce Dublin’de Bir Yaz Günü yazısının doğa yürüyüşleri kısmında adı geçen ve gerek konumu, gerek tarihi gerekse görünümü nedeniyle İrlanda’nın önde gelen hayaletli mekanlarından sayılan Hell Fire Club, Dublin Dağları’nda, Montpelier Hill’deki bir av kulübesinin adı. 18. yüzyılda Richard Parsons önderliğinde kurulan, zengin İrlandalıların zevk ve eğlence için gizlice toplandığı Hell Fire Club‘ın buluşma noktası olduğu biliniyor. Perili olduğuna inanılan bu mekanda, geceleri dev bir kedinin hayaletinin dolaştığı söyleniyor ve bazıları onun Şeytan’ın ta kendisi olduğuna inanıyor!
Duckett’s Grove
Carlow bölgesinde yer alan ve 19. yüzyıldan kalma bu yıkık dökük ama halen ihtişamlı malikane, 1930’larda çıkan bir yangından sonra kullanılmaz hale gelmiş. Korku edebiyatı ve sinemasıyla özdeşleşen Gotik mimarisi, burayı ürpertici kılan tek özelliği değil. Bir söylentiye göre, Duckett Ailesi’nden William Duckett’ın küskün sevgilisi tarafından ailenin ve malikanenin üzerine konan bir lanet, aileye ani ve erken ölümler, malikaneye ise hayaletli olduğuna yönelik bir kötü şöhret getirmiş. Diğer yandan, malikanenin İrlanda mitolojisinde ölüm perileri olan banshee‘lerin yaşam alanına inşa edildiği ya da inşaat sırasında duvarların arasına kesik insan ve hayvan başları sıkıştırıldığına dair söylentiler de var. Kimileri geceleri fısıldayan hizmetkarların, bizzat William’ın hayaleti tarafından sürülen bir atlı arabanın ya da malikanenin geniş bahçesine musallat olmuş bir hayalet tilkinin varlığından söz ediyor. SyFy kanalında yayımlanan Destination Truth adlı programın Duckett’s Grove‘da yaptığı dört saatlik paranormal inceleme, 2011 yılında canlı yayımlanmış.
Nore Nehri
İrlanda’daki ilk cadı mahkemeleri, Kilkenny’de kurulmuş; o zamandan beri de Kilkenny’deki doğaüstü olayların sayısının arttığı söyleniyor. Söylentilere göre, kentin içinden geçen Nore Nehri de bu doğaüstü olaylarda büyük bir rol oynuyor. 1763 yılındaki sel felaketinde, John’s Köprüsü yıkılmış ve köprüden geçen 16 kişi nehrin sularında boğularak can vermiş. Yerli halk ve ziyaretçiler, bugün hala nehirde ürpertici hayalet figürleri gördüklerini, hayaletlerin sisli havalarda nehir kıyılarına tırmanmaya çalıştığını ve yeniden inşa edilen köprünün ayaklarına yaslandıklarını söylüyor.
Charles Fort
Cork’ta bulunan, yıldız şeklinde inşa edilmiş bu askeri birlik binası, tanık olduğu yüzlerce savaş, çatışma, işgal, baskın ve ayaklanma gibi kanlı olay bir yana, daha romantik bir hayalet hikayesiyle anılıyor – Beyazlı Kadının Hayaleti. Bir garnizon komutanının kızının, birlikteki askerlerden biriyle evlenmek istediği, isteğini reddeden babasının askeri vurup öldürdüğünü, bunun üzerine de kızın gelinliğiyle okyanusa atladığı söyleniyor. Ruhu, belki de hala bembeyaz gelinliğiyle Charles Fort‘ta dolaşıyor!
Malahide Kalesi
Dublin’deki Malahide Kalesi, birçok kale gibi kendi hayaletlerine sahip. 1185 yılından 1975 yılına kadar soylu Talbot Ailesi’nin ikamet ettiği kalede beş ayrı hayalet göründüğü söyleniyor. Bunlardan en ünlüsü, bir zamanlar kalenin soytarılığını üstlenen Puck adlı adama ait. Puck, kalede zorlu tutulan bir kadına, Leydi Elenora Fitzgerald’a aşık olmuş ve bu ortaya çıkınca kalbinden bıçaklanmış. Son nefesinde mekana musallat olacağına dair yemin eden ve söylentilere göre bunu başaran soytarı, görünen o ki artık güldürmüyor.
Eglinton Akıl Hastanesi
1798 yılında inşa edilen ve yıllarca Cork Bölgesi Deli Islahevi adıyla işlev gören, bugünse boş ve kullanılmaz hali Eglinton Akıl Hastanesi olarak anılan bu ürkütücü binayı William Saunders Hallaran yaptırmış. İrlanda’nın ilk psikiyatri kitabını yazan Hallaran’ın “tedavi” yöntemlerinin biraz korkunç olduğunu söylemek mümkün: Örneğin Hallaran Sandalyesi adıyla bilinen dönen sandalyenin mucidi olan psikyatrist, hastaları dakikada 100 kez dönen bu sandalyede tedavi edebileceğine inanıyormuş. Mekanda halen yıllar boyu burada can veren akıl hastalarının hayaletlerinin dolaştığına inanılıyor – hatta bazı paranormal incelemeciler, işkence gören insanların hayaletlerinin çığlıklarını kayıt altına aldıklarını iddia ediyorlar.
John Jamie binalar ve de yaşanılanlar kolay değil, insan beyni de küçümsenecek bir varlık değil, yaşadığınız ya da yaşamadığınız onca şeyi üretebilecek, yaşanmış gibi gösterebilecek bir kabiliyete sahip🙂 , ben tarihi binaları ve de öykülerini dinlemeyi çok severim, keşke canlı olarak görme ve de gezme şansımız olabilse malikaneler gerçekten de korkutucu ve de ihtişamlı