Bir Yunan Rotası: Samos Adası
Son yıllarda önü kesilemeyen bir Yunan adası furyası sürüp gidiyor. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda Türkiye’den Yunanistan’a sadece deniz ve kara yolları ile 110.000 kişinin geçtiği tespit edilmiş. Elbette, bu furyanın içerisinde ben, ailem ve arkadaşlarımız da vardı.
Geçen sene annem ve babamın Çeşme’den kaçmak için keşfettikleri Samos’a, aynı yaz ikinci bir gezi ile ben ve kardeşim de katılmıştık ve bu ada rotamızdaki diğer adalardan (Patmos ve Leros) ayrı, gönlümüzde apayrı bir yere erişmişti. Bu yaz Samos’ta keşfettiklerimizin üzerine biraz daha keşifler ekleme fırsatımız oldu. Bir sonraki tatil rotasını planlayanlara duyurulur.
Samos Adası’na Nasıl Gidilir? Samos’a Ulaşım
Öncelikle bilinmesi gereken birkaç önemli bilgi var.
_Kuşadası’ndan Samos’a arabanız ile geçmeniz mümkün değil. Samos’ta ise hakkıyla gezmek istiyorsanız araba şart. Bunun için ya Samos’ta araba kiralamak gerekiyor ya da arabayla geçebileceğiniz başka bir adadan adalar arası transfer ile Samos’a geçmeniz gerekiyor. Ancak Samos’tan arabayla dönülemeyeceği için tekrar başka adadan Türkiye’ye dönmek gerekiyor, ki bu ciddi bir zaman kaybına ve masrafına yol açacaktır.
_Samos’a geçmek için birkaç transfer şirketi var. Hiçbiri çok kaliteli değil. En iyisi size en uygun saatte olan ve limana giden feribot seferini seçmeniz. Benim tavsiyem Pythagorio limanına geçen bir feribot seferini yakalamanız ve o bölgede kalmanız. Ancak Pythagorio seferleri Vathy seferlerine göre daha seyrek yapıldığı için Vathy’ye gidip kiraladığınız arabayla/taksiyle yaklaşık yarım saatlik bir yolculukla Pythagorio’ya geçebilirsiniz. Vathy adanın şehir merkezi gibi, konaklama bölgesi olarak tatilinizin merkezi olmasını tavsiye etmem. Ancak belki birkaç saatinizi Yukarı Vathy bölgesini keşfetmek için ayırabilirsiniz.
Pythagorio, Samos
Pythagorio bildiğimiz Pisagor’un memleketi. Sahilde kocaman heykelini görmek mümkün olduğu gibi, sıra sıra restoranlarını gezmek ve upuzun çarşısından alışveriş yapmak mümkün. Yaz mevsimlerinde cıvıl cıvıl olan Pythagorio kış aylarında ise bomboşmuş. Ne dükkanlar açılıyormuş ne de restoranlar.
Pyhtgorio sahilinde en sevdiğimiz restoran Elia. Yemyeşil masa örtüleri, şık ekmek tabakları ve cıvıl cıvıl atmosferiyle bölgenin en popüler restoranlarından. Yer bulmak için saat 9’dan önce gitmek veya rezervasyon yaptırmak mantıklı olabilir. Elia’da sipariş etmeyi unutmamanız gereken yegane meze ise bence kabak kızartma. Çıtır çıtır gelen kabak birkaç dakika içinde yok oluyor.
Pyhtagorio sahili demişken atlanmaması gereken bir diğer nokta ise ‘köşedeki dondurmacı’. Two Spoons adlı mekan hem dondurma hem de tatlı seçenekleri olan bir kafe. Loş ışıklı bahçesinde yer bulabilirseniz, harika vakit geçirebilirsiniz. Gündüz saatlerinde daha tenha olan kafenin çalışanları da kafe kadar tatlı ve cana yakın.
Pythagorio’da sadece yemek yok tabii ki de! Pyhtagorio adanın güneydoğusunda kalıyor. Bu bölge adanın kuzeyine göre daha az rüzgarlı ve daha az dalgalı. Bu bölgede ve Pythagorio’ya yakın bölgelerde çok huzurlu plajlar bulmak mümkün. Biz Pythagorio’da bulunan Asterias adlı plajı ve Potakaki bölgesinde sıra sıra bulunan plajları tercih ediyoruz.
Pythagorio’yu öve öve bitiremesem de adanın başkaca yerlerini gezmemek Samos’a büyük hakaret olur. Samos birçok Yunan adasından daha büyük ve hakkıyla gezmek için birkaç günden fazla süreye ihtiyacınız olduğu kesin.
Adanın kuzeybatısında, dağlık bölgelerinde meşhur Potami şelaleleri var. Gitmeyi düşünüyorsanız bu yazıyı muhakkak okuyun. Çünkü ben gitmeye kalktığımda internetten araştırdıysam da en önemli bilgiye ulaşamamıştım. İnternetin nimetlerinden yaralanarak Google Maps’ten Potami şelalelerine yol kurduk ve uzunca bir dağ yolculuğu sonucunda ‘Potami Şelalelerine gider’ yazan bir okun önündeyken vardığımızı öğrendik. Kardeşim her ne kadar dağ yoluna sapıp şelaleye ulaşmaya çalışsa da şelalenin sesinden başka hiçbir ize rastlamadı. O yoldan ulaşamayacağımızı fark edince sahile inip dağın başka bir yamacından tırmandık. Yine çok dar ve zor yollardan geçerek bir noktaya vardık. Eğer bu yoldan Potami’ye gidecekseniz, mayolarınız, suya giren ayakkabılarınız ile yamacı inmeye başlayın yanınıza çanta vb almayın çünkü vardığınız nokta iki şelalenin ortası ve her iki yönde de su içerisinde çoğunlukla belinize kadar suyla kaplanacağınız yollardan geçerek şelalelere varacaksınız. Bir çeşit trekking diyebiliriz. Biz kardeşimle büyük şelaleye varmak üzere yola çıktık ancak 15 dakika boyunca yol almamıza rağmen varamadık ve bizi bekleyen arkadaşlarımızın yanına döndük. Potami sahiline geri döndüğümüzde ise sahilde ‘Potami şelalelerine gider’ yazan oku gördük. Aslında parkur çok daha kolay ve eğlenceliymiş ve bizim girdiğimiz dağ yollarına girmeden varılan bir yermiş. Parkur deniz seviyesinden yukarıya merdivenlerle tırmanılarak başlıyor ve küçük şelaleye dek sürüyormuş. Bizim yaptığımız parkuru sadece maceraperestlere tavsiye ederken aşağıdan başlayan parkuru küçük çocuklu ailelere bile tavsiye ederim.
Potami bölgesinde ziyaret edilebilecek güzel bir tesise sahip olan plaj ise Hippy’s. Bu bölge güneye doğru daha dalgalı ve vahşi.
Samos’un Dağ Köyleri Samos Adası’nda Ne Yapılır?
Samos’un iki tane vazgeçemediğimiz dağ köyü var. Biri Vourliotes. Vourliates’i Urla’dan Samos’a göçen halk kurmuş ve Urla’larının ismini vermişler. İncecik sokakları, tipik evleri ve dev çınar ağacının altında kurulmuş harika bir meydanları var. Meydanda birkaç kafe var. Biz ne zaman gidersek muhakkak Eleni & Diamanti’s Place’e uğruyoruz. Eleni ve Diamanti çok tatlı bir karı-koca. Her gün farklı bir tatlı yapıyorlar, ayrıca bir sürü değişik çeşitte ev reçelleri var. Burada Grek yoğurt üstüne konmuş reçellerden oluşan tatlıyı denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Manolates ise diğer dağ köyü. Burası bir seramik köyü. Samos’tan güzel tabak, bardak alacaksanız hiç boşuna başka yerde bakınmayın. Çünkü en güzelleri burada. Samos’un her bölgesinde satılan Pisagor bardaklarını burada da görmeniz mümkün. Pisagor bardakları nedir diye soranlara kısaca şöyle açıklayabilirim. Pisagor zamanında öğrencilerinin açgözlü olmasını engellemek adına hepsine eşit miktarda şarap verebileceği bardaklar icat etmiş. Bu bardaklarda belli bir çizgi var, şarap o çizgiye kadar doldurulabilir, eğer biri açgözlülük yapar ve fazla şarap koyarsa, şarabın fazla kısmı değil tamamı bardağın ortasındaki delikten dökülerek gidiyor.
Bu köye ilk gittiğimde seramikçiler arasında ufak bir restoran gözüme takılmıştı. Bütün masaları akşama rezervasyonluydu. O kadar merak ettim ki, bir sonraki tatilimizde bu çok şirin ‘AAA’ isimli restorana ben de önceden rezervasyon yaptırdım. İyi ki kalkıp gitmişiz dediğim bir gece geçirdik. Hem yemekler hem de ambiyans harikaydı. Şu noktada söylemem gereken bir şey var. Samos hayvancılığın da yapıldığı bir ada. Bu sebeple diğer adalar gibi menüsünde sadece ahtapotlar, kalamarlar yok. Aynı zamanda pek çok et ve tavuk ürünü de bulmak mümkün.
Dağ köylerine tırmanış ve iniş için dar yollar kullanılıyor. Bu sebeple eğer bir akşam yemeği için dağ köylerini tercih edecekseniz güneşi batırmadan tepede olmak en azından geliş yolunu kolaylaştıracaktır.
Kokkari ve Çevresi, Samos
Adanın kuzeydoğusunda bulunan bu bölgede denize girmek için pek çok seçeneği barındırıyor. Navagos Beach ve Kokkari’nin merkezinde bulunan Cafe Del Mar bizim tercihlerimiz arasında. Samos’a gitmemiş olsanız bile ünü İstanbul’a uzanan meşhur Meltemi restoran da bu bölgede yer alıyor. Ne yazık ki Meltemi’de yemek yeme şansı bulamadık. Gitmeden haftalar öncesinden rezervasyon için mail atmış olsak da rüzgara göre farklı sayıda masa açmaları sebebi ile rezervasyon kabul etmediklerini ancak oraya gittiğimizde belli bir süre bekleterek bizi uygun bir yere oturtabileceklerini söylediler. Ancak gitmeyi planladığımız gecelerde yer olmadığını ve eski müşterilerine öncelik tanıyacağını açıkça söylediler. Tüm restoranlarda bu kadar güzel karşılanmışken böylesine ünlü bir restorandan böyle muamele görmek hoşumuza gitmedi.
Foklu Plaj: Livadaki Beach
Benim sanırım Samos üzerinde en sevdiğim plaj. Adanın çok uç bir noktasında bulunan plaja varmak için zorlu yollardan geçilse de varılan yer adeta cennetten bir köşe. Üzerinde tek bir tesis olan minik bir koy, koyun açığında ise Samos’un uzantıları olan minik adalar… Tesiste bulunan kanolarla gitmek de oldukça kolay. Bu plajın ise çok ünlü bir foku var. Kendi çardağında yaşıyor ve ara sıra denize atlayıp yüzüyor. Kıyıdaki bir şezlonga çıkıp güneşlendiğini bile gördüm. Keyfine diyecek yok. Livadaki Beach’te yemek seçenekleri biraz sınırlı, öyle deniz ürünleri, salatalar falan bulmak istiyorsanız yemeğe başka yere geçeceksiniz.
Gagou Beach
Yemeğe başka yere geçeceksiniz dedim ama, tekrar hatırlatmak gerek Samos büyük bir ada ve mesafe kat ederken ciddi vakit harcanıyor. Örneğin Livadaki Beach’ten çıkıp yakınlarda yer alan Gagou Beach’e gitmek en az 20-25 dakika alıyor. Gagou Beach’te kişi başı 2 Euro şezlong ücreti var. Böyle bir ücret Samos’ta pek olağan değil. Gagou Beach’in bir kendi minik büfesi var bir de hemen yanında bir tavernası. Meze ve deniz ürünlerini burada tüketebilir, denizin hemen karşısında uzonuzu içebilirsiniz.
Ireon
Ireon Pythagorio’ya yakın bir sahil kasabası. Kendi çarşısı ve restoranlarıyla sempatik bir bölge. Nektarios bizim hep uğradığımız bir restoran. Bu sene değişiklik olsun diye önceden To Kyma adlı restorana rezervasyon yaptıysak da, Ireon’a vardığımızda Nektarios’u dolup taşarken ve To Kyma’da kimsenin oturmadığını fark ettiğimizde rezervasyonumuzu iptal edip Nektarios’ta oldukça lezzetli bir yemek yedik. Bu restorana uğradığınızda patlıcan musakka yemeden kalkmamalısınız.
Ireon bölgesinde denize girmek de mümkün. Biz hiç denememiş olsak da deneyenlerin çok memnun kaldıklarını işittik.
Marathokampos Bölgesi
Adanın güney batısına varmak için bile dağ yollarını aşmak gerekiyor. Ben sahilden tıngır mıngır gideyim diye bir seçenek yok. Zaten o kadar çok girinti çıkıntı var ki öyle bir şey denemeye kalkışsak yolumuz en az iki katına çıkar. Bu yaz adanın daha önce hiç denemediğimiz bir bölgesini denemeye fırsat bulduk. Marathokampos bölgesi Türkiye’ye değil oniki adalardan bir başkasına, Fourni’ye bakıyor. Bu bölgenin de denizi kuzeye göre biraz daha sıcak ve dalgasız.
Yemek konusunda başarısız da olsa, görmeye değer bir plaj ise Kaladakia. Bu plajın özelliği ise bir mağarası olması. Mağaranın içerisinde yansıyan su o kadar mavi ki, insan fotoğraf çekmeye doymuyor.
Kampos Grill Samos Adası’nda Nerede Yenir?
Marathokampos’un uzun sahil şeridinde yer alan Kampos grill pek çok farklı et ve ızgara çeşidiyle karşınıza çıkıyor. Tüm et çeşitlerini, kebap, pita, dürüm gibi seçeneklerde sipariş etmeniz mümkün. En keyifli öğle yemeklerinden birini burada geçirdiğimi düşünüyorum.
Herkese Samos’ta iyi eğlenceler!
“Yunanistan’ın Chill-out Toprakları: Samos” yazısını buradan okuyabilirsiniz.
İlk yorumu siz yazın!