İlk yorumu siz yazın!
Bir Sanat Hareketi Olarak: Kendine Mal Etme
Dünyaca ünlü Mona Lisa tablosuna bir bıyık ve sakal çizerek onu yeniden yorumlamak sizce sanatta telif hakları problemi olarak mı algılanmalı yoksa bir sanat hareketi olarak mı değerlendirilmeli ? Evet, Marchel Duchamp’ın L.H.O.O.Q tablosundan bahsediyorum. Dadaizm akımının önemli sanatçılarından Duchamp’ın bu tablosu sanat dünyasında hala sona ermemiş bir tartışmaya hizmet ediyor. Sanatçıların “kendine mal etme” olarak adlandırdıkları bu sanat hareketini gelin biraz inceleyelim ve tartışmaya biz de katılalım.
Öncelikle, kendine mal etme ne demek onu açıklayarak başlayabiliriz. Kendine mal etme hareketini tek bir tanımlama ile açıklamak pek mümkün olmasa da genel olarak bir nesneyi ya da bir şeyi orijinal halinden farklı bir şekilde yorumlayarak sanat yapmak olarak belirtebiliriz. Bu nesne, günlük hayatta kullanılan bir nesne olabildiği gibi yerde bulduğunuz bir kırık ayna bile olabilir ya da bir gazete kupürünü anlatmak istediğiniz bir kompozisyonun içine ekleyerek sanat yapabilirsiniz.
“Kendine mal etme” hareketinin köklerinin M.Ö.200 yıllarında Çin’de uygulanan kolaj tekniklerine dayandığı tahmin edilir ancak sanat dünyasında ilk kabul gördüğü dönem 20. yüzyılın başlarıdır. Bu alışılmışın dışında sanat hareketi Dadaizm akımının ilgi alanına giriyor gibi dursa da Kübizm’in yaratıcıları olan olan Picasso ve Georges Braque tarafından ilk kez kullanılmıştır. Picasso ve Braque eserlerinde gazete kupürleri, elbiseler ve duvar kağıtları gibi nesneleri kullanarak sanat dünyasına kendine mal etme akımını getirmişlerdir. Örneğin Picasso’nun “Gitarra, Partitura, Vaso” adlı eserinde kullandığı gazete kupürleri Balkan Savaşı’na gönderme yapar.
Kendine Mal Etme hareketinin bir diğer bilinen örneği ise Andy Warhol’un Campbell marka konserve kutusunu yeniden tasarlamasıdır. Sanatçının kendi yorumunu katıp bir nesneden tamamen farklı bir sanat eseri çıkardığı bu örnek Picasso ve Barque örneklerinde olduğu gibi sanat eserleri telif hakları kapsamında hiçbir problem ve tartışma yaratmaz. Çünkü bu örneklerde sanatçıların muazzam çabaları ve yaratıcı yetenekleri görülür.
Ancak sanat dünyasının yaramaz çocukları olarak görülen Dadaizm sanatçılarından Marchel Duchamp’ın eserleri kendine mal etme akımını bambaşka boyutlara taşır. Aslına bakılırsa Rönesans döneminden beri sanatçılar kendilerinden önce var olan sanatçıların eserlerinden esinlenmiş ve onları yeniden yorumlayarak sanat yapmaya devam etmişlerdir. Onların tekniklerini benimsemiş ve bu tekniklere katkı sağlayarak sanat hayatlarını sürdürmüşlerdir. Buna örnek olarak Picasso tarafından yeniden yorumlanan Eugene Delacroix’a ait “Cezayirli Kadınlar” gösterilebilir. Picasso yeniden yorumlarken aslından tamamen farklı olarak kübizm teknikleri kullanır. Figürleri çarpık ve abartılı hatlarıyla kendi tarzında yorumlar. Bu nedenle Picasso’nun yeniden yorumlaması tüm sanat dünyası tarafından bir sanat eseri olarak görülür.
Ancak Duchamp buluntu nesnelerle sanat yapmaya başladığında sanat dünyasında büyük bir tartışmaya da sebep olur. “Bisiklet Tekerleği” adlı eseriyle her ne kadar sonradan “hazır-yapılmış” olarak ünlenecek bir tekniği ortaya çıkarmış olsa da sanat dünyasında büyük bir tepkiyle karşılaşır. Kendisi de başta bu eseri sanat yapmak amacıyla üretmediğini sadece görüntüsünden etkilendiğini belirtmiş olsa da sonra ürettiği eserler onun “hazır-yapılmış” tekniğini kullanmayı ne kadar sevdiğini ve benimsediğini bizlere kanıtlar. “Şişe Askısı”, “Tarak”, ”Kırık Kol Yerine” ve “Çeşme”eserleri bu tekniğe ve tartışmalı kedine mal etme hareketine örnek eserlerindendir.
Bu eserlerin sanat olarak algılanıp algılanmadığı tartışılırken asıl tartışma yaratacak, ismi sesli okunduğunda Fransızca “Kızın Kalçaları Çok Güzel” ifadesine karşılık gelen L.H.O.O.Q eserini 1919 yılında üretir. Sakal ve bıyık taşıyan bir Mona Lisa kopyası olan bu eser kendine mal etme hareketinin sanatçıların telif haklarını ihlal eden bir başkaldırı olduğunu savunanlar tarafından büyük bir tepkiye sebep olur. Başka bir taraf ise bu hareketin sanat eserlerinin bir karikatürü olduğunu savunur ve telif hakları konusunda bir problem yaratmadığını iddia eder.
L.H.O.O.Q tablosunu ayrı tutarsak Duchamp’ın “kendine mal etme “ hareketi kapsamında bir kompozisyon içinde nesneleri yorumlamayarak olduğu gibi kullandığı eserleri günümüzde de sanatçılara ilham vermeye devam ediyor . Bunun en güncel örneğini Ahmet Güneştekin’in İzmir’de sergilenmekte olan Gavur Mahallesi sergisinde de görüyoruz. Mübadele döneminde hayatını kaybedenleri bize çarpıcı bir şekilde gösteren Hafıza Tepesi eseri “kendine mal etme” örneği olarak gösterilebilir.
Baştaki soruma geri dönecek olursam; sizce “Kendine Mal Etme” bir sanat eserleri telif hakkı problemi sebebi mi yoksa masum bir sanat hareketi mi?
Kapak Fotoğrafı: Marchel Duchamp L.H.O.O.Q
İlginizi çekebilir: Ezgi Cenk’ten Marcel Duchamp
Kendine Mal Etme bir 'desconstruction', bir yapı bozum; geleneksel sanat eğilimlerine karşı bir baş kaldırı bence. Bu anlamda da bir anti-sanat hareketi olarak da değerlendirilebilir bence. Duchamp ilk ve en etki yaratan örneği. Andy Warhol ise resim alanında tabiri caizse işin suyunu çıkarıyor. Marlyin, Cola, Elvis yapıtları bugün sanat tarihinin en önemli yapıtları kabul ediliyor ki sıkı bir Warhol karşıtı olarak buna kesinlikle katılmıyorum. Picasso ise müzikteki çeşitlemeler gibi. Nasıl müzikte bir besteci bir başka bestecinin çok bilinen bir melodisi alıp ondan çeşitlemeler yapıyorsa resim ve diğer görsel sanatlarda da bu yapılabilir. Mona Lisa muhtemelen bunun en çok yapıldığı tablo muhtemelen. Picasso Klimt (Öpücük) ve Goya (3 Mayıs 1808) gibi çeşitlemeler de yapıyor. Uzun ve dağınık yazdım ama sonuç olarak bence telif hakları ile ilgili bir durum değil; bir sanat hareketi ama masum değil aksine geleneksel sanata ve kanon yapıtlara yönelik bir karşıt hareket. Bu yapıtların şöyle bir katkısı oluyor: 1. Duchamp gibi entelektüel tartışmaları kışkırtıyor, sanat nedir sanat yapıtı nedir gibi konuları, özellikle de modernite bağlamında tartıştıyor. 2. O yapıtları bilmeyen, özellikle de genç kuşaklara klasiklerin ve kanonların tanıtılmasına olanak vermeleri. Elinize sağlık... ilginç bir konuyu gündeme getirmişsiniz.
Bülent bey bence çok güzel bir yorum olmus yorumunuz. Ben de sizin gibi düşünüyorum.
teşekkür ederim 🙂