Klasik bir sabah. İşe gitmek için evden çıktım. Hava bulutlu, biraz da puslu. Ha yağdı, ha yağacak. Kulağımda kulaklık, radyo Zeplin’e ayarlı. Gönül bütün gün evde oturma arzusunda ama yapacak bir şey yok, yola devam. Metrobüste dalmış, asfaltı izlerken, önceden duymadığım bir şarkı çalmaya başladı. O ana “cuk” oturuyordu. Adeta “Sizi bir yerlerden tanır gibiyim” hissi yarattı. Bu şarkı nedir? Söyleyenler kimdir diye baktığımda “Sapan” ismi çıktı karşıma. Ve diğer şarkıların araştırması, dinlenmesi, Zeglence’de kesin olmaları düşüncesi sonucu menajerlerine maillar atıldı. Sonuç Peyote konseri öncesi, soundcheck sonrası Sapan üyelerinin yemeğe gitmelerine mani olunup, röportaj yapıldı…

Benim gibi geç ya da yeni keşfedenler için Sapan 2010 yılında grubun vokalisti olan Baykal’ın, Hikmet’ın bulunduğu müzik grubuna dahil olmasıyla başlar. Grup üyelerinin değişimi, cover grubundan beste grubuna geçiş sonucunda aslında yazılımcı olan Cihan’ın da aralarına katılmasıyla 2010 Mart ayında “Sapan” grubu kurulur.

Müziğe küçük yaşlarda başlayan grup üyelerinden Baykal Ada’nın anne ve babasının müzisyen olması ve bu sektörün içinde büyümesi hukuk okumuş olsa bile müzikten kopamamasının nedenlerinden. Grup kurma isteği ise Green Day’in Dookie albümüyle ortaya çıkmış. Hikmet ise müziğe başlamasını şöyle anlatıyor “Lise çağında olan ağabeyimin müzikle uğraşmasından ister istemez etkilendim ve ben de müzik yapmalıyım dedim.”

Sapan üyeleri farklı meslekler okumalarına rağmen neden müzikle ilgilendiklerini “Bizim içimizdeki hissiyatları bir şekilde dışarı vurmamız gerekiyor. Bunu müzikle yapıyoruz. Birilerine dokunuyor, bir şey ifade ediyorsa ne mutlu bize. Sonuçta müzik bir paylaşım. sadece oturup stüdyoda çalmamızla değil başka insanlarla bütünleşince bir anlam kazandığını düşünüyoruz. Bir şeyler hissediyoruz ve onu yansıtıyoruz. Müzik en sevdiğimiz ve en bildiğimiz yol bunu aktarmak için. En çok bu işin mutfağını seviyoruz. Üretme sürecinden keyif alan tipleriz.” cümleleriyle anlattılar.

Dört şarkıdan oluşan ilk EP’leri “Gökyüzünde Yeryüzü”‘nü 2011’in Kasım’ında yayınlayan Sapan’ın melankolik, hafif depresif sözlerini yazan Baykal şarkıların çıkışını “Söz yazarken sosyal bir hayatın varsa insanlarda gördüğün davranışlar ve kendi bulunduğun durumdan etkileniyorsun. Herkesin içinde oluşan çelişkiler bende de oluşuyor. Yetinmeme durumu. Bir şey yaparsın, bir şey elde edersin o tam yetmez ve o sende ukte bırakır. “Uktem” şarkısı bu nedenle çıkmıştır. Yapabildiğin şeyler var ama daha fazlasını isteyebiliyorsun. Bazen daha fazlasını elde ettiğinde o da yetmiyor ve sürekli bir çıkmazın içine giriyorsun ya da yapamıyorsun ve hayal kırıklığına uğruyorsun. Yine de güzel şeyler de var hayatta, sadece böyle şeylerden bahsetmiyoruz. Mesela ne var, hangi şarkılarımız var?” diye açıklama ardından grup arkadaşlarına soruyor ve Cihan Deniz’den “Yok” cevabı geliyor. Şaka bir yana sözlerde belki biraz olabilir ama melodik olarak depresif hava çok yok. Bu EP’de benim favori şarkılarım olan “Kontrast” ve “Che” ye kulak atmanızı öneririm.

Miller Music Factory 2012’de birinci ve 2.Be The Band müzik yarışmasına katılıp ikinci olan Sapan’ın bassçısı Cihan’ın müzik yarışmalarıyla ilgili düşünceleri “Müzikle uğraşan kişi ya da gruplar, yapmak istedikleri müzik türüyle ilintili şey neyse o yolda her fırsatı kovalaması gerekir. Bizim gibi gruplar için de yarışmalar Türkiye’de bir fırsat tanıyor. Bu fırsatı avantaja çevirmek de grup üyelerine bağlı.” yönünde.

2013’de çıkardıkları “Tundra”daki İngilizce şarkılar EP’ye farklı bir konsept katmış olsa da, birincinin devamı olduğunu hissediyorsunuz. Coldwave şarkısındaki “My love is kidnapped in this song” sözleri beni benden aldı, bir yerlere götürdü. Toplumsal olaylarda da duruşunu belli eden Sapan, Gezi Direnişi için de “Occupy” adlı bir parça yaptı.

Her alternatif grup hayran kitlesi gibi “Sapan”ın hayranlarında da benim hiç anlayamadığım “popüler olurlarsa değişirler” korkusu var. Grup üyeleri bu konuda “Popüler olma gibi bir derdimiz yok ama neden daha geniş kitlelere ulaşmayalım ki. Ulaşmak popülerlikse bizce bir mahsuru yok. Yaptığımız müziği popüler yapacağız diye de değiştiremeyiz”.

Yakınlarda müzik marketlerde yerini alacak olan Sapan’ın ilk albümünde yeni Fransızca ve Türkçe şarkıların yanı sıra ilk EP “Gökyüzünde Yeryüzü’nden de parçalar bulunacak.

Keyifli bir akşam geçirmek ve canlı performans izlemek istiyorsanız bir Sapan konserine gitmenizi öneririz. Kırmayıp aç kalma pahasına bize zaman ayırdıkları için grup üyelerine çok teşekkür ediyoruz ve başarılar diliyoruz.

Sapan’ın albüm lansman konseri, 3 Nisan Perşembe gecesi Bronx Pi Sahne’de gerçekleşecek.